Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yargı bağımsızlığı ve ‘memur yargıçlar’
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz hafta Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni açıkladı. 2002’den beri aralıksız, tek başına ülkemizi yöneten Erdoğan ve kadrosunun yargıya ilişkin vaatleri, akla “Şimdiye dek bunlar niçin yapılmadı? Kimler engelledi” sorularını getirdi öncelikle. Yargının her anlamda, her düzeyde büyük sorunları olduğuna dikkat çeken pek çok hukukçu da, strateji belgesini “hayal paketi” olarak niteledi. İlaveten, Avrupa Birliği’yle ilişkilerin fiilen donması nedeniyle, bu paket üzerinden, Brüksel’e mesaj verme çabası da akla geliyor. O nedenle “niyet beyanı” demek de mümkün.
Malum; ülkemizde hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, yargıç güvencesi, yüksek yargı organlarının üyelerinin seçimi, kuvvetler ayrılığı gibi konularda tablo hiç parlak değil. Durum buyken, strateji belgesinde geçen ve avukatlara yeşil pasaport vaat eden sözler, Türkiye Barolar Birliği Başkanı’nca hararetle alkışlandı. Bu da akla şu soruyu getirdi: “Memur yargıçların yanına, memur avukatlar mı geliyor?”
‘Memur’ yargıçlar
“Memur” yargıçlar tanımı, ülkemizin yetkin hukukçularından, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden değerli hocam Prof. Dr. Rona Aybay’a ait. Aybay’ın bu adı taşıyan bir makalesi de var: “Memur” Yargıçlar, Av. Teoman Ergül’e Armağan, Türkiye Barolar Birliği Yayını, Ankara, Ocak 2017, s: 543-568. Rona Hoca, 1961 Anayasası’nın hazırlık çalışmalarının ilk aşamalarını yakından izlemiş bir hukukçu olarak şunları söylüyor:
“Anayasa taslağını hazırlayanlar, yargıçlarımıza hukuk devletinin kurulması yolunda büyük güven duymuşlardı. Hiç kuşkusuz adalete, dolayısıyla kamuya en iyi biçimde hizmet edebilsinler diye, ayrıcalıklı, siyasal iktidarlara karşı güvenceli özel statüler (ayrıcalıklar) tanımışlardı. Ama yargıçlarımız 1961 Anayasası’yla gösterilen bu güvenin hakkını veremediler. Bu noktada yargıçları suçlarken, insafı elden bırakmayıp, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, örgüt olarak perişan; kültür ve gelenek olarak bağımsızlıktan uzak bir adalet dizgesinin miras kaldığını da belirtmek gerek. Yargıçlarımızın, kendi meslekleri konusundaki algıları, bağımsızlık kültürüne yabancı kalmıştır. Kendilerini bağımsız yargıç olarak görmekten çok, devletin görece yüksek maaşlı memurları gibi görmüşlerdir. 1961 Anayasası’yla, her düzeyde mahkemede görev yapan yargıçlara, önlerindeki davada uygulamak durumunda oldukları bir yasa hükmünü anayasaya aykırı bulmaları halinde, belli koşullarla uygulamaktan kaçınma yetkisi tanınmıştı. 1961 Anayasası’nın yürürlükte olduğu yaklaşık 20 yıllık süre içinde hiçbir yargıç bu yetkiyi kullanmamıştır. Benzeri bir anayasa hükmü olan İtalya’da ise durum hiç de böyle olmamıştır.”
Sözün özü; güçlü bir Cumhuriyetin, yetkin bir hukuk devletinin yolu; onurlu, vicdanlı, namuslu, başı dik yargıç, savcı ve avukatlardan geçer. Cumhuriyet Devrimi’nin ve hukuk tarihimizin büyük ismi, Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt geleneği, bu birikimi barındırır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
En Çok Okunan Haberler
-
ATM'den para çekmede yeni dönem!
-
AKOM'dan İstanbul için kar yağışı uyarısı!
-
İstifa eden dekandan ilk açıklama
-
Flash TV ve Pozitifbank'a el konuldu
-
Zafer Algöz, 'Şinasi Yurtsever' paylaşımını sildi
-
İş insanı Beyhan Benardete'nin son mektubu ortaya çıktı
-
Dışı çıtır içi yumuşacık: Pratik patates köftesi tarifi
-
Terör örgütünden 'mümkün değil' tepkisi
-
PYD'ye muhalif Kürtlerden sert eleştiriler
-
Tanyeli'nin yakınları hastaneye çağırıldı!