Mansur Yavaş: Belediyelerimizden beldelerimize güzel örneklerin tanıtılması için UNESCO'ya başvuracağız

ABB Başkanı Mansur Yavaş, Tarihi Kentler Birliği ve UNESCO Buluşması'nda ''Belediyelerimizden beldelerimize güzel örneklerin tanıtılması için UNESCO'ya başvuracağız'' dedi.

Mansur Yavaş: Belediyelerimizden beldelerimize güzel örneklerin tanıtılması için UNESCO'ya başvuracağız
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.12.2024 - 12:26

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, Tarihi Kentler Birliği ve UNESCO Buluşması'nda "Bizim için çok olağan olan dayanışma kültürü, yemek kültürü dahil, adetlerimiz, geleneklerimiz bizim için çok normal ama belki bütün dünyada birçok insanın ilk defa duyduğu, ilk defa karşılaşacağı ve keyifle bunun yerinde deneyimlemek istediği bir güzel örnek olabilir. Bu nedenle ben inşallah bugünkü toplantımızın özellikle hem UNESCO hem de somut olmayan kültür mirası açısından bütün belediyelerimizden bütün beldelerimize güzel örnekler çıkaracağını ve bunların da tanıtımı, tanıtılması için de UNESCO'ya başvuracağımızı belirtiyorum" dedi.

Tarihi Kentler Birliği UNESCO Buluşması programı başladı. İki gün sürecek programın ilk gününe ABB Başkanı Mansur Yavaş, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, ilçe belediye başkanları katıldı. Açılış konuşmasını yapan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat şunları söyledi:

"Anadolu'nun yüksek potansiyelinin farklı kültürel konularda neler olabileceğine ilişkin deneyim paylaşımları aktarmak istiyoruz. Ben burada kişisel olarak bir öngörüm ve fikir olan bir şeyi paylaşmak istiyorum. Biz toplum olarak hakikaten çok çabalayan çok çalışkan bir toplumuz. Yapmak istediğimiz şeyi birkaç kademe daha fazla koşturarak yapmaya çalışan bir toplumuz. Çünkü ne yazık ki bütün toplumumuzun deneme şansı verilmeyen bir geçmişi var. Yani her birimiz aslında deneme yapmaya o kadar imkan bulamıyoruz ki keşiflerle ve iyi niyetli çabalarla bazen yalnız kalabiliyoruz. O yüzden deneyim aktarımının çok önemli olduğunu, dünyada doğru örneklerin aslında bir kerede ve doğru şekilde metotla olduğu kadar aslında deneyim yapa yapa bir şeyi geliştirme konusunda daha cesur davranmak ve bir dayanışmacı tavırla geliştiğinin farkındayız ve bilgisindeyiz. Türkiye'de daha fazla deneyim yapabilmenin önünün açılması bunu desteklenmesi farklı kulvarlardan buraya el atılması bir dayanısşma gösterilmesi gerekiyor. Bu bakımdan Türkiye'de somut olmayan kültürel mirasın kısa tarihi açısından baktığımızda birbirinden değerli kent örnekleri ya da kültürel örnekler biriktiği kanaatindeyim."

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz da şöyle konuştu:

"Burada üzerinde durduğumuz konu şu; UNESCO 1945 yılında kurulduktan sonra temel amacı toplumların ülkelerin zihinlerde daha önceden oluşturduğu savaş duygusunu barış duygusuna çevirmek ve bu duyguyla birlikte de toplumların kalkınmasını sağlayarak yeni bir çatışma fırsatını vermemek. Yani işin özü bir ve iki dünya savaşından sonra üçüncü bir dünya savaşı daha nasıl yapmamalı insanlık. Bunun için neleri yapmalıyız üzerine kurulu beş programı var temelde. Eğitim, bilim, sosyal ve doğa bilimleri, kültür ve iletişim alanında. Bunların her birinin de kenarlarında gördüğünüz gibi bağlı programları var. O programların her biriyle biz UNESCO Milli Komisyonu olarak meşgul oluyoruz. Bunların bir bölümünde Tarihi Kentler Birliği ile birlikte olduğumuz için kentlerimizi özellikle tarihi kentlerimizi ilgilendire boyutları var.

Şuraya gelmek istiyorum; kültürel mirası biz genellikle kimlik ve aidiyetimiz için bizim milli değerlerimiz olduğu için koruma duygusuna daha sahibiz. Fakat bunu bir adım sonrasının sürdürülebilir kalkınmaya nasıl entegre edileceği konusunda yeteri kadar belki çalışmıyoruz. 2015 yılında Birleşmiş Milletler'de Cumhurbaşkanımızın katıldığı ve süreçlerini daha sonra takip ettiği hatta pek çok ülkenin devlet başkanından farklı olarak sürdürülebilir kalkınma hedeflerine daha güçlü gitmeliyiz dediği bir program bu Birleşmiş Milletler'in. Ancak biz bu programda yeteri kadar başarı sağlayamadık. İnsanlık alemi olarak. Neden sağlayamadık? Pandemi geldi. Savaşlar çatışmalar geldi. 2030 hedeflerine insanlık ne yazık ki bu konuda ulaşmadı. Aslında sayın başkanlarım illerde, belediyelerinizde yaşanabilir kent teması üzerinden UNESCO ne yapmış, Birleşmiş Milletler ne yapmış, sizler ne yapabilirsinizi enine boyuna ekiplerinizle tartışmanız da çok yarar olduğunu düşünüyoruz."

MANSUR YAVAŞ: UNESCO'YA BAŞVURACAĞIZ

ABB Başkanı Yavaş, "Tarihi Kentler Birliği olarak ülkemizin neresinde ne değer varsa bunların hepsine sahip çıkıp bunun dünyaya tanıtımı için de uğraşacağız. Tabii ki biraz önce yine hocamızın söylediği gibi bu korumanın, bunları yaşatmanın mutlaka ve mutlaka biraz önceki mezarlık iki tane gördük pazarlanması açısından, dünyaya tanıtılmasının da mutlaka kültürel bir karşılığı oluyor. Beypazarı'mızın bir geleneği var. Ben bunu tanıtma fonu da zamanında başvurduk. Diyanet İşleri'ne de başvurdum, Vakfa da başvurdum ama bakış açımız farklı olduğu için kabul ettiremedim. İslam dünyasının içerisinde önemli günleri kutlama geleneği pek yok. Ama Beypazarı'nda var. Regaip Kandili'nde üç ayları karşılama adı altında bütün evlerde maytap yakılır. Tüm evlerde. Dünyada başka bir örneği yok. Bunu 12 Eylül'de yasakladı engel olamadılar. Bu vesileyle de herkese duyurmak istiyorum. Her ilçemizde, her beldemizde, her kentimizde çünkü geçmiş kültürü, Türkiye çok eski kültürü, yaşanmışı çok eski olması nedeniyle mutlaka benzer gelenekleri kültürleri var. Bunları görmek istiyorlar" dedi. Yavaş, şunları kaydetti:

"Bizim için çok olağan olan dayanışma kültürü, yemek kültürü dahil, adetlerimiz, geleneklerimiz bizim için çok normal ama belki bütün dünyada birçok insanın ilk defa duyduğu, ilk defa karşılaşacağı ve keyifle bunun yerinde deneyimlemek istediği bir güzel örnek olabilir. Bu nedenle ben inşallah bugünkü toplantımızın özellikle hem UNESCO hem de somut olmayan kültür mirası açısından bütün belediyelerimizden bütün beldelerimize güzel örnekler çıkaracağını ve bunların da tanıtımı için tanıtılması için de UNESCO'ya başvuracağımızı belirtiyorum."

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu da şunları söyledi:

"Ankara, tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış, köklü bir geçmişin mirasçısı ve aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak çağdaş medeniyet yolculuğunda öncü bir şehirdir. Bugün bu köklü geçmişin izlerini, çağdaş bir vizyonla buluşturma sorumluluğunu hep birlikte taşıyoruz. Ankara’mız, idari başkent kimliğinin yanı sıra kültür ve sanatın başkenti olma potansiyeliyle de hepimizin göz bebeği konumundadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Ankara’nın bir kültür ve sanat başkenti haline gelmesi için büyük bir gayretle çalışıyoruz. Bu doğrultuda, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Gordion ve Arslanhane Camii gibi eşsiz değerlerimizle, bu toprakların zengin kültürel dokusunu yansıtan somut ve somut olmayan kültürel miras listelerinde yer alan eser ve unsurlarımızla gurur duyuyoruz.

Bu alanda, ulusal ve uluslararası düzeydeki tüm çalışmalarda öncü bir rol üstleniyoruz. Şu an itibarıyla, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne 31 unsur kaydettirmiş bir ülke olarak, bu alanda dünyanın en zengin miraslarından birine sahip olduğumuz gerçeğiyle haklı olarak övünüyoruz. Bakanlığımızca yürütülen restorasyon, envanterleme ve tanıtım çalışmaları sayesinde, Ankara'nın sahip olduğu bu benzersiz miras, ulusal ve uluslararası arenada hak ettiği değeri bulmaktadır. Elbette bu çabalarımız, yerel yönetimlerin iş birliği ve desteği olmadan mümkün olmazdı. Bu vesileyle, ABB Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Başkanı Sayın Mansur Yavaş’a, kültürel mirasın korunması ve tanıtılması konusundaki değerli katkılarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

"YENİLİKÇİ PROJELERLE DESTEKLİYORUZ''

Özellikle, UNESCO alanında gerçekleştirilen titiz çalışmalar ve şehir genelinde düzenlenen kültür sanat etkinlikleri ile Ankara’mızın bir çekim merkezi haline getirilmesine yönelik işbirliklerimiz son derece kıymetlidir. Ankara’nın halk kültüründen geleneksel sanatlarına, mutfağından mimarisine uzanan geniş yelpazede bir kültürel mirası barındırması, bu şehri yaşayan bir kültür mozaiği haline getiriyor. Ankara’mız Kültür Yolu Festivalleriyle, müzeleri, sanat galerileri ve nice kültürel etkinlikleriyle uluslararası platrofmda bilinirliği çok daha yüksek bir kültür-sanat başkenti olma yolunda hızla ilerliyor. Çağdaş müzecilik anlayışıyla desteklediğimiz müzelerimizle ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi tarihi kurumlarımızla birlikte şehrimizin kültür ve sanatın buluşma noktası olma misyonunu yenilikçi projelerle destekliyoruz.

"DÜNYANIN SAYGIN BİR KÜLTÜR VE  SANAT BAŞKENTİ HALİNE GETİRECEĞİZ''

Bu bağlamda, müzelerimizi yalnızca sergileme mekanları değil, toplumsal buluşma alanları olarak yapılandırıyoruz. Çocuk atölyelerinden sanatsal etkinliklere kadar geniş bir yelpazede faaliyetlerle, müzelerimizi halkımız için yaşayan mekanlara dönüştürüyoruz. Ankara Kalesi, Tarihi Roma Hamamı, Augustus Tapınağı ve Hacı Bayram Veli Meydanı gibi mekanları, hem tarih hem de turizm açısından bir çekim merkezi haline getirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Büyük medeniyetler, geçmişine sahip çıkan ve geleceğini bu miras üzerine inşa eden toplumlardan doğar. Ankara, geçmişten aldığı bu güçle, yerel ve uluslararası iş birlikleriyle kültür ekonomisinde de önemli bir oyuncu haline gelmektedir. Kültür, toplumları birleştiren en güçlü bağlardan biridir ve Ankara, bu bağı hem ulusal hem de uluslararası ölçekte güçlendirecek potansiyele sahiptir. Bu çabalarımızda siz değerli katılımcıların ve yerel yönetimlerin desteği bizim için çok kıymetlidir. Bugün burada, bu güzel iş birliğinin bir sonucu olarak toplandık. Eminim ki el birliğiyle, Ankara’yı sadece Türkiye’nin değil, dünyanın saygın bir kültür ve sanat başkenti haline getireceğiz." 

Program sunumlarla devam etti. Ardından "UNESCO ve Ankara'nın Mirası" ve "Gordion Arslanhane Camisi" ve "Müze, Kültürel Mekan ve Korumada Yerel Yönetimler" başlıklı oturumlar da yapılacak. Programın birinci günü Anadolu Medeniyetler Müzesi gezisiyle de son bulacak.  Programın ikinci günü ise "Somut Olmayan Kültürel Miras ve Yerel Yönetimler" ve "Doğal Miras ve Yerel Yönetimler" oturumları yapılacak. Program Arslanhane Camisi, Ankara Kalesi, Hacı Bayram Meydanı/August Tağınağı ve Roma Yolu gezisiyle sona erecek.


Etiketler: #UNESCO #Mansur Yavaş

İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler