TKP'li Kemal Okuyan'dan Anayasa açıklaması: 'Erdoğan eksik parçanın peşinde'

TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, “Erdoğan’ın seçim başarılarının üzerine eksik kalan bir şey var, o da meşruiyet. Yüzde 50+1 tartışması, yeni bir anayasa hazırlığı için meşruiyet arayışı anlamına geliyor” diyor.

TKP'li Kemal Okuyan'dan Anayasa açıklaması: 'Erdoğan eksik parçanın peşinde'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.11.2023 - 04:00

14 Mayıs seçimlerinin hemen ardından yeni anayasa tartışmalarını açan iktidar, her konu başlığında gündemi yeni anayasaya taşıdı; en ufak tartışmayı da yeni anayasayı gündeme getirmek için kullandı. Ancak Meclis’te tek başına anayasayı kabul etmek için gerekli sayıya ulaşamayan AKP, kurduğu ittifakla da bu ihtimalin yanından geçemedi. Olası bir yeni anayasayı halkoylamasına götürmek için de Cumhur İttifakı dışındaki partilerin desteği gerekli. Meclis aritmetiği tartışılırken Cumhuriyet; sol ve sosyalist partilere, başta yargıda çıkan “anayasaya uymama krizi” ve yüzde 50+1 sisteminin değiştirilmek istenmesi üzerinden yeni anayasa tartışmalarını sordu.

Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha önce yüzde 50+1’i savunurken, şimdi değiştirilmesini istediğini anımsatarak “Herkes, ‘Erdoğan dün ne diyordu, bugün ne oldu’ konusuna takılıyor. Bunun çok da fazla gündem edilmemesi lazım. Erdoğan’ın bu kadar hızlı manevra yapmasını artık kimse yadırgamıyor. Meselenin asıl özüne odaklanmak gerekiyor” dedi. “Asıl tartışmamız gereken, tek başına yüzde 50+1 konusu değil, sistemin bütünlüğü. Gerçek bir ucube var karşımızda” diyen Okuyan, siyasi partilerin ilkesizlik içerisinde çırpındığını, yüzde 50+1 sisteminin ise “iyice tuhaf ittifaklara, halkın takip edemediği ya da programatik ve ideolojik içeriği olmayan işbirliklerine zorladığını” vurgulayarak, “Yüzde 50+1’den vazgeçildiğinde düzelecek mi? Hayır. Türkiye, halkın katılımını engelleyen bir siyasal sisteme sahip. Oturup, tek başına bunu yüzde 50+1 ile çözemeyiz” diye konuştu.

‘BU ÇOK TEHLİKELİ’

Tartışmanın “Cumhurbaşkanlığı sistemi meşru değil” söyleminden, sistemin içinin tartışılmasına getirildiğine dikkat çeken ve “Bu çok tehlikeli” diyen Okuyan, yasama ile yürütme arasındaki ayrımın, halkın katılımını ve demokrasiyi daralttığını söyleyerek şunları kaydetti:

“Herkes, kuvvetler ayrılığını demokrasinin temel koşulu zanneder ancak alakası yok. Cumhurbaşkanı ile parlamento arasındaki yetki karmaşasını sürekli tartışıyoruz. Bu karmaşa, yürütme ve yasama erki arasındaki ayrımdan çıkıyor. Halbuki ideal bir siyasal yapıda Meclis’in üzerinde hiçbir kuvvet olmamalı. Buna cumhurbaşkanı, devlet başkanı, bakanlar, başbakan da dahil. Meclis, bunları kendi içerisinden seçmeli ve görevden alabilmeli. Yüzde 50+1 konusu zaten tek bir kişiye halkın oyuyla geldiği için muazzam bir otorite veriyor. Biz tek bir kişinin oylanmasına itiraz ediyoruz. Problem, yüzde 50+1 değil, cumhurbaşkanını halkın seçmesidir. Halk siyasi programlara oy vermeli, Meclis’e temsilci göndermeli. Muazzam otoriteye sahip bir makamı halka seçtirerek dokunulmaz hale getiriyorlar. Cumhurbaşkanını halkın seçmesi meselesinin tartışılması, buna itiraz edilmesi lazım.”

‘MEŞRUİYET ARAYIŞI’

“Yüzde 50+1, muhalefeti yeni anayasa tartışmalarına çekmek için bir adım olabilir mi” sorusunu da yanıtlayan Okuyan, “Anlaşıldı ki Erdoğan’ın seçim başarılarının üzerine eksik kalan bir şey var; o da meşruiyet. Anayasa, gücünü önemli bir devrimden, dönüşümden alır; bu yeni bir kuruluştur. Ama Erdoğan bunu tersinden yapmak istiyor; yeni bir anayasanın meşruiyetinden yararlanmak istiyor. Çünkü eksik kalan bu. Aşağı yukarı her şeyi yıktılar, değiştirdiler. 1923’e ait ne varsa kurtuldular. Laiklik ortadan kalktı. O yüzden şimdi bir anayasaya ihtiyaç duyuyorlar. Yüzde 50+1 tartışması, yeni bir anayasa hazırlığı için meşruiyet arayışı anlamına geliyor” diye konuştu.

‘NİYE YETMİYOR?’

Okuyan, AKP’nin 12 Eylül anayasasına yönelik “darbe anayasası” tanımlamasına da dikkat çekerek “12 Eylül, herhangi bir darbe değil, çok kapsamlı bir karşıdevrimci darbedir. AKP’nin 21 yıllık pratiği, o karşıdevrimin üzerine eklenmiş yeni bir karşıdevrimci dalgadır. Türkiye’nin ihtiyacı artık karşıdevrimci değil, devrimci bir dönüşümdür. AKP’nin tarihsel olarak da hukuki olarak da yeni bir anayasa yapması için meşruiyeti yok” dedi. Okuyan, AKP’nin anayasada neyi değiştirmek istediğini söylemediğini, açıklamadığını da vurguluyor. “Bir sürü değişilikle yeniden yapılandırılmış 12 Eylül anayasası niye yetmiyor” sorusuna iktidarın yanıt veremediğine işaret eden Okuyan, “Yanıtını vermeye cesaret edemiyorlar. Her değişiklik ileri gidiş anlamına gelmiyor. AKP, ‘sivil’ diyor. Sivil olan her şey daha iyidir diye bir şey yok. Dünyada birçok ilerici hamleyi ordu ya da ordu mensupları yapmıştır. Dünyada tarihi geriye sardıran baya bir tarihi dönüşüme de siviller imza atmıştır. Sivil olunca iyi oluyor diye bir kuralımız yok. Sivil, özgürlükçü anayasa bize bir şey ifade etmiyor” ifadelerini kullandı.

‘MASAYA BİLE OTURMAMALI’

AKP ile anayasa yapılamayacağını da vurgulayan Okuyan, yeni anayasa masasına oturmama çağrısı yaparak şunları kaydetti:

“AKP ile anaysanın içeriğini tartışmak delilik, çılgınlıktır. O tuzağa düşüldüğü andan itibaren AKP anayasası meşruiyet elde eder. Meclis’te kimin, ne yapacağı belli değil. Bir kere tartışmaya başladınız mı kimin neyi transfer edeceğini, hangi grubun nasıl davranacağını bilemezsiniz. O yüzden hiç girilmemesi lazım. AKP ile masaya oturup ‘Bizim şu teklifimiz var, şunları görüşmeye açığız’ dendiği andan itibaren kaybedilir. Buna asla girilmemesi lazım. ‘AKP anayasa yapamaz’ deyip çıkmak lazım. Ancak şu tabii ki tartışılmalı: Türkiye’de nasıl bir düzene ihtiyaç var, bir anayasa nasıl olmalı? Toplumda bu bilincin oluşması gerekiyor.”


SÜRECEK...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon