Güzelyurtlu ailesinin Güney Kıbrıs’taki evinden kaçırılmasındaki isim
Kıbrıs’ta suç olaylarına adı karışan Falyalı ailesinden ilk isim Halil Falyalı değil, kardeşi Ali Falyalı’ydı. Falyalı, Elmas Güzelyurtlu’yu öldüren sekiz kişilik çete üyesinden biri olarak tutuklanmıştı.
Kıbrıs’ta suç olaylarına adı karışan Falyalı ailesinden ilk isim Halil Falyalı değil, kardeşi Ali Falyalı oldu. Ali Falyalı, Kıbrıs’ın ilk baronu Elmas Güzelyurtlu’yu öldüren sekiz kişilik çete üyesinden biri olarak tutuklandı. Ancak Rum kesiminde öldürülen Güzelyurtlu’nun davasında iki kesim anlaşamadı. Rum kesimi, Güzelyurtlu’yu öldürüp KKTC’ye kaçan sanıkların kendilerine verilmesini, KKTC ise maktulün kendi vatandaşları olduğunu öne sürerek delilleri içeren dosyanın kendilerine verilmesini talep ediyordu. Sonuçta ne dava dosyası ne de sanıklar bir davada buluştu ve Falyalı ile beraber yedi sanık serbest kaldı. Sanıkların serbest kalmasıyla mafya arasında zincirleme cinayetler yaşandı.
Elmas Güzelyurtlu, 1994 yılında adada yaşanan bankalar krizi sonrasında devletçe el konulan Everestbank’ı borçlarını üstlenerek satın almıştı. Ancak 2000 yılına gelindiğinde KKTC’de ikinci bir bankalar krizi yaşandı. Devletten aldığı Everestbank’ta 12 bin mudinin (banka müşterisi) 42 milyon dolarını batıran Güzelyurtlu, yargılanmasına sayılı günler kala Rum Kesimi’ne kaçtı. Rumlardan sığınma ve koruma isteyen Güzelyurtlu’ya Rum hükümeti her türlü yardımı sağlama garantisi verdi. Zira Güzelyurtlu, bankasının içini boşaltmış ve paralarla birlikte Rum Kesimi’ne kaçmıştı. Güney Kıbrıs’ta döviz büroları işletiyordu. Güneye kaçtıktan beş yıl sonra Elmas Güzelyurtlu 15 Ocak 2005 günü sabaha karşı eşi ve 15 yaşındaki kızıyla birlikte Güney Lefkoşa’da öldürüldü.
Güzelyurtlu’nun Sovyet mafyasıyla ve bazı suç örgütleriyle çarpık ilişkileri vardı. Moskova’da Solyud adlı bir kumarhane işleten Güzelyurtlu’nun, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) yöneticileri ile de ortak şirketleri olduğu öne sürülüyordu.
Elmas Güzelyurtlu’nun adı, dönemin başbakanı ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı Derviş Eroğlu’nun evi de olmak üzere, KKTC’de meydana gelen çeşitli bombalama ve kurşunlama olaylarına da karışmıştı.
KKTC’de iktidarda olan CTP ile yakın ilişkileri vardı. İktidar partisinden himaye görmesi nedeniyledir ki hakkında arama kararı bulunurken KKTC’de Rest Gazino adlı kumarhaneyi açmasına ve işletmesine izin verilmişti.
KATİLLERİ DE ÖLDÜRÜLÜYOR
Elmas Güzelyurtlu cinayetinin baş zanlısı olan eski koruması Mustafa Akmandor, 3 Ağustos 2008 yılında öldürüldü. Akmandor cinayetinden sonra ilk akla gelen şüpheli “Güzelyurtlu’yu öldürenlerden hesap soracağım” diyen Yücel Erol oldu. Adada ismi bombalama, kavga, firar ve tecavüz gibi pek çok olaya karışan Yücel Erol, aynı zamanda beş yıl önce öldürülen Elmas Güzelyurtlu’nun oğlu Mehmet Güzelyurtlu’nun ortağıydı.
Elmas Güzelyurtlu
Akmandor’un öldürülmesinden bir yıl sonra da Yücel Erol öldürüldü. Yücel Erol’u da Akmandor’un adamları Mustafa Çavga ve Hasan Nur öldürmüştü. Erol’u öldüren Mustafa Çavga, Elmas Güzelyurtlu cinayetinde tutuklanan ve sonra da Rum tarafı cinayet soruşturma dosyasını göndermediği için delil yetersizliğinden serbest bırakılan isimlerden biriydi.
Akmandor’u öldürdüğü şüphesiyle katledilen Yücel Erol’un gerçek katil olmadığı sonradan ortaya çıktı. Erol, uluorta “Güzelyurtlu’yu öldürenlerden hesabını soracağım” lafını etmesinin bedelini canıyla ödemişti. KKTC polisinin yürüttüğü soruşturma kapsamında Akmandor’u öldürme suçuna karıştıkları gerekçesiyle Ferhat Beyoğlu, Metin Taşkın, Mesut Taşkın, Akif Küçük ve Enver Bahçeciler gözaltına alındı. Metin Taşkın, Mesut Taşkın ve Enver Bahçeciler delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakıldı. Akif Küçük 25 yıl, Ferhat Beyoğlu ise altı yıl hapis cezası aldı.
Elmas Güzelyurtlu’nun katillerinden biri olduğu savıyla yargılanan Metin Taşkın da şüpheli bir trafik kazasında öldü. Görgü tanıklarına göre arkasındaki bir aracın takibinden kurtulmak için hızlanan Taşkın’ın aracı yoldan çıkarak takla attı ve Metin Taşkın bu kaza sonucu yaşamını yitirdi.
KUNDAKÇI KUNDAKLANIYOR
Elmas Güzelyurtlu’yu öldüren eski koruması Mustafa Akmandor’un da öldürülmesi olayına adı karışan ve cinayette azmettirici olarak yargılanan, ancak delil yetersizliği nedeniyle serbest bırakılan Enver Bahçeciler, Kıbrıs’ta 2016 yılında seri kundaklama olaylarının faili olarak yeniden gündeme geliyor.
Lefkoşa’da 19 Şubat 2016 tarihinde üç ayrı işyeri arka arkaya kundaklandı. Önce Halil Kahraman’ın sahibi olduğu King Oto’ya ait antrepo içerisinde park halinde bulunan 507 bin sterlin değerindeki dokuz aracın üzerine yanıcı madde döküp ateşe verildi. Ardından yine Lefkoşa’da Özmerhan Finans isimli iş yerine giden Evren Baysal ve Adem Bağlars’ın işyerine ait ana giriş kapısını kırdıktan sonra bina içerisine yanıcı madde döküp ateşe verdiler. Günün son kundaklama olayı Ömer Arhun’un sahibi olduğu Opel Plaza isimli iş yerine giden Evren Baysal, Ozan Ögeyik ve Adem Bağlars’ın antrepo içerisinde park halinde bulunan 217 bin sterlin değerindeki 15 aracın üzerine yanıcı madde döküp ateşe verdiler.
Üç kundaklama olayının da azmettiricisi olarak Enver Bahçeciler polis tarafından aranmaya başladı. Ancak Bahçeciler, kundaklama olayından üç gün önce kapağı Türkiye’ye atmıştı bile. Beş yıl süre ile Türkiye’de kalan Bahçeciler, hakkında arama kararı olmasına rağmen Türkiye’ye iade edilmedi. Ta ki 2021 yılı sonuna kadar. Türkiye’nin iade edeceğini anlayan Enver Bahçeciler, 13 Aralık 2021 tarihinde Kıbrıs’a giderek teslim oldu. Mahkeme Bahçeciler’i tutuklu yargılanmasına karar vererek cezaevine gönderdi.
KUMARHANELERDE RÜŞVET ÇARKI
KKTC’de gece kulüpleri ve kumarhanelerin sayısının artması paralel olarak mafya gruplarına da alan açtı. Adam kaçırmalar, kundaklamalar, bombalamalar, suikastlar, çek-senet tahsilatçılığı Kıbrıs’ta vakayi adiyeden olaylar oldu. Başbakanların, parti başkanlarının evleri bombalanıyor, mafya birbirinin işyerlerine lav silahlarıyla saldırıyor, alacak-verecek meselelerinde mafya racon kesiyor, Türkiye’de sabıkası olanlar Kıbrıs’ta sabıkası bulunmadığı için kolayca otel, gece kulübü ve kumarhane açabiliyordu.
Adı kriminal olaylara karışanlar adadan sınır dışı edilenler bir süre sonra affediliyor ve adaya yeniden girenler eski sabıkalarına yenilerini ekliyorlardı.
RUM MAFYASINA KİRALAMA
Örneğin; İsmet Felek bunlardan biri. Uyuşturucu kaçakçılığı, mekân basma, silahlı saldırı sonucu yaralama, haraç isteme, patlayıcı madde bulundurmaktan sabıkaları olan Felek, tam üç kez sınır dışı edilip her seferinde afla adaya dönüp yeni vukuatlar işliyordu.
Özellikle Gazimağusa ve Lefkoşa’da son on yılda onlarca silahlı çatışma, adam kaçırma, bombalama, kundaklanma olayı yaşandı. Listesini yazacak olsak sayfalar yetmez.
KKTC yönetimi de kumarhaneler konusunda yıllarca yasal bir düzenleme yapmaktan kaçındı. Yasa çıkması halinde kumarhanelerden rüşvet alma çarkı duracaktı. Bürokrasi ve siyasilerle bu rüşvet çarkına güvenen kumarhane sahipleri almış oldukları kumarhane lisanslarını kullanarak fuhuş, uyuşturucu ve karapara aklama işlerine girdiler. Güneyde Rum Kesimi’nde kumarhaneler yasak olduğundan Rumların Türk tarafına geçip makinelerin başına geçtiğini bilmeyen yok. Ancak sadece oynamakla mı yetiniyorlar dersiniz. Hayır, KKTC’de kumarhane sahiplerinin gayri resmi olarak kumarhanelerini Rum mafyasına da kiraladığı da biliniyor.
Kumarhane sahipleri uyuşturucu işine önce hatırlı müşterilerine ikram için girdiler. Adaya teknelerle uyuşturucu ve silah sokmak son derece kolay. Bir tekne Kıbrıs’ta bir limana yanaşıp giriş belgesini imzalayıp serbest dolaşım iznini alırken herhangi bir aramaya tabi olmuyordu. Serbest dolaşım iznini alınan tekne adadaki bir başka limana ya da iskelesi olan bir bölgeye yanaşıp uyuşturucu ve silahı çok rahatça boşaltma imkânına sahipti.
SORUŞTURMA KAOSA DÖNDÜ
Elmas, Zerrin ve Eylül Güzelyurtlu’nun Güney Kıbrıs’taki evlerinden kaçırılarak öldürülmeleriyle ilgili yapılan operasyonlarda sekiz kişi tutuklandı. KKTC polisinin, Güzelyurtlu cinayetiyle ilgili tutukladığı isimler arasında Falyalı ailesinden biri de vardı. O isim Ali Falyalı’ydı. Cinayet zanlısı olarak tutuklanan Ali Falyalı dışında, Güzelyurtlu’nun uzun süre korumalığını yapan Mustafa Akmandor, kardeşi Fikret Akmandor, Mustafa Çavga, Hikmet Oruç, Sabri Yıldırım, Zafer Eriz ve Emin Özbeyit tutuklananlar arasındaydı.
Cinayet soruşturması bir kaosa dönüştü. Güney Kıbrıs, cinayetin kendi topraklarında işlendiği gerekçesiyle zanlıların iadesini istiyor, KKTC ise ölenin ve sanıkların kendi vatandaşı olduğunu öne sürerek dosyanın kendilerine verilmesini istiyordu. Her iki taraf da bir adım atmayınca sanıklar delil yetersizliği gerekçesiyle serbest bırakıldı. Türk ve Rum kesiminin inatlaşması sonucu diğer sanıklar gibi Ali Falyalı da bu cinayetten yakasını kurtarıyordu.
KAMBERSİZ DÜĞÜN OLMAZ
Kamber değil kamberler demek daha doğru... Bir yerde rant, karapara, uyuşturucu, çek-senet tahsilatçılığı, kuralsızlık olacak da Susurluk çetesi orayı mekân tutmayacak! Uyuşturucu ve rüşvet paralarını aklamak için Kıbrıs’ta off shore bank kuran Susurluk çetesinin bununla yetinmesi mümkün değildi...
Bankadan sonraki yatırımları kumarhane ve gece kulüpleri oldu. Ingiltere’de yargılanan Kıbrıslı iş insanı Asil Nadir’i kaçırarak adaya getiren Susurluk çetesi, kendilerine verecek nakdi olmadığı için Nadir’in Kıbrıs’taki Jasmine Court Oteli’ni bedavaya mı belli bir para karşılığında mı bilinmez, Ömer Lütfü Topal’a aldırdılar. Arkasından Türkiye’de, Ömer Lütfü Topal’ı çete adına tetikçilik yapan özel harekât polislerine öldürttüler. Topal’dan sonra oğlu, gelini ve kumarhanelerinin müdiresi yeni kumarhaneler de alarak işletmeciliğini üstlendi.
Ömer Lütfü Topal
Susurluk davasından hapis yatıp çıkan Yaşar Öz de gelince kare tamamlandı. Yaşar Öz’ün sabıka dosyasında Yalova’da kaçak kumarhane işletmek, uyuşturucu ticareti, Londra’da Halkevi başkanına silahlı saldırıda bulunmak gibi suçlar bulunuyordu. Yakalandığında üzerinde Mehmet Ağar imzalı üç yeşil pasaport bir de silah taşıma ruhsatı bulundu. Yaşar Öz, pasaport ve ruhsatı Mehmet Ağar’ın bizzat verdiğini kabul etti ve Ağar’la kendisini öldürülen MİT haber alma elemanı Tarık Ümit’in tanıştırdığını açıkladı. Tarık Ümit, Kıbrıs’taki First Merchant Bank’ın Mehmet Ağar’la birlikte ortağıydı.
Yaşar Öz
Ömer Lütfü Topal’ın casinolarında müdürlük yapan Arzu Tok’a ait Vega Casino’yu satın alan Yaşar Öz, casinonun adını Grand Ruby Casino olarak değiştirdi. Kıbrıs’taki sağ kolu Musa Çakmak’ı da yanında getirmişti. Musa Çakmak kim mi? Susurluk çetesinin lider kadrosundan İbrahim Şahin’in koruması. Bir diğer isim de dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu’nun kardeşi Saim Karamahmutoğlu idi. Saim Karamahmutoğlu, Kıbrıs’ta sanal bahis işine de girmişti.
Bu ekip hem kumarhane işletiyor hem de çek senet tahsilatçılığı yapıyordu. Yabancısı olduğu işler değildi zaten.
YARIN: FALYALI ADAYI PARSELLİYOR
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!