Yetmez ama evet belası hortladı!

05 Şubat 2023 Pazar

Gün geçmiyor ki bir muhalafet milletvekili, laiklik karşıtı bir demeç vermesin...

Gün geçmiyor ki bir muhalefet milletvekili, devrim kanunlarına aykırı bir görüş açıklamasın...

Son örneklerden birisi, CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu oldu. Sosyal medyada, “73 yıl önce rahmetli Menderes tek parti faşizmine karşı ‘Yeter, söz milletindir’ demişti. Tarih tekerrürdür. Biz de 73 yıl sonra iki partinin kurmakta olduğu faşizme karşı ‘Yeter, söz milletindir’ diyoruz. AKP-MHP faşizmi bu sloganı kime karşı kullanacak, birbirlerine mi?” şeklinde bir görüş paylaştı.

Bu yüzden büyük tepki görünce de paylaşımını kaldırmasının nedenini şöyle açıkladı: “Kaldırmamın nedeni eleştiriler değil, ülkeyi çok partili demokrasiye taşıyan ve seçimi kaybedince, ‘Biz kaybettik ama ülke kazandı’ diyen insanlara haksızlık yaptığımı düşündüğüm için kaldırdım.”

İnsan merak ediyor; haksızlık yaptığını onca yıl anlamamış ama o kadar kısa süre içinde mi farkına vardı?

KARŞIDEVRİM İLK MECLİS’TEN BU YANA SÜRÜYOR

Bekaroğlu’nun “tek parti faşizmi” dediği dönem, çok önemli Cumhuriyet kazanımlarının elde edildiği dönemdir. Bu durumda hem kendi partisinin hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu döneme ve onun kurucularına da “faşist” demiş oluyor. 

Görülüyor ki CHP içindeki İkinci Cumhuriyetçilik iyice su yüzüne çıktı.

1920’lerden itibaren Cumhuriyet Devrimi adım adım gerçekleşirken karşıdevrim de daha ilk Meclis’te ortaya çıktı; Mustafa Kemal Atatürk’ün çevresinde örgütlenen Birinci Grup’a karşı kurulan İkinci Grup ve onun peşinden siyasi tarihimize giren Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Fırka’dan bu yana da sürüyor!

Halifeliği, medreseleri ve şeriat yasalarını savunanların geleneği, çok partili hayata geçerken Demokrat Parti’de (DP) temsil edildi. Toprak ağalarına, aşiretlere, “Şeriat isteriz!” diye ayaklanan tarikatlara dayanan DP’yi “solda” gören İdris Küçükömer’in tamamen yanlış tezleri, bugün hâlâ pazarlanmaya çalışılıyor.

DP, TBMM’de Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na karşı muhalefet etmemiş gibi, Türkiye NATO’ya Menderes iktidarında girmemiş gibi, bu partiye utanmadan “daha ilerici” diyorlar.

DEVRİM KANUNLARINI HEDEF ALAN SÖZDE MUHALEFET 

Millet İttifakı’nın ortaklarından Ali Babacan ise laiklik karşıtı açıklamalarına devam ediyor. Baktı ki laiklik yumruk torbasına dönmüş; gelen vuruyor, giden tekmeliyor, o da bunu fırsat biliyor. Son olarak Habertürk’te katıldığı programda, açıkça cemaatlere ve tarikatlara yasal statü verilmesini savundu. 

“Şu anda yasak. Kanunlar yasaklayabilmiş mi? Devrim kanunlarının o gün için bir mantığı var ama bugünün şartlarına göre tekrar bakmamız gerekiyor” diyerek 677 sayılı devrim kanununu hedefledi.

15 Temmuz 2016’da bu ülkede TBMM’yi bombalayanlar cemaatçi değilmiş gibi...

Cumhurbaşkanının yaveri bile cemaatçi çıkmamış gibi...

Devletin tüm kadrolarına tarikatçılar yerleşmemiş gibi...

Bu gerici yapılanmalar ülkenin başına bela olmamış gibi konuştu! 

Kendisinin de aralarında bulunduğu siyasal İslamcılar, oy için o gerici yapılanmaları desteklemese, yasayı uygulasa hepsinin kökü kazınırdı. Babacan’ın sözleri, tekke ve zaviyeleri kaldıran 677 sayılı kanuna, 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet suçlarını içeriyor. 

Türkiye’de seçime giderken öyle kaotik bir ortam oluştu ki sırf muhalefet masasında oturdukları için siyasal İslamcıların laik Cumhuriyeti hedefleyen açıklamaları karşısında çoğu kişi gibi susmamız bekleniyor ve bu gerçekleri yazınca üzerimizde “muhalefete muhalefet etmeyin!” baskısı kurulmaya çalışılıyor. 

Kısacası YETMEZ AMA EVET belası hortladı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları