Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Politikada doğruculuk / Politik doğruculuk

16 Şubat 2020 Pazar

ABD Temsilciler Meclisi’nin Başkanı. Demokratik Partili.

Geçen günlerde medyada sıkça yer aldı ve Trump karşıtlarınca övgüye boğuldu.

Çünkü Trump, Kongre’de konuşmasını bitirince, Pelosi onun konuşma metninin kopyasını canlı yayında yırttı. 

Oysa aynı Pelosi, son bir yıl içinde bakın neler yaptı?

Trump’ın ABD Uzay Kuvvetleri Komutanlığı’nı da fonlayan 738 milyar dolarlık savunma bütçesini onayladı.

Venezüella’da Trump yönetiminin yönlendirdiği darbeyi destekledi ve başarısız darbe girişiminin lideri Juan Guaido’yu ayakta alkışladı.

Senato’nun acil durumda sınırda Trump’ın örmek istediği duvara da kaynak sağlayan 4.6 milyar dolarlık yasa önerisini onayladı. 

Ama sorsanız en sıkı Trump karşıtı... 

***

Bahçeli’nin yanında bu ne ki? Pelosi gelsin, söylediğinin tam tersini yaparak koltuğunu koruma konusunda ondan ders alsın!” diyenleri duyar gibiyim. 

Doğru. Bu konuda dünya çapında liderliği kimseye bırakmayacak politikacılarımız var!

Fakat Bahçeli gibi kendi kendini açıkça yalanlayanları gören görüyor, bilen biliyor. AKP’yi yerden yere vururken aniden açık destek vermeye başladı. Örtülü bir destek yok onun durumunda. 

Pelosi gibiler ise muhalifmiş gibi görünüp çaktırmadan iktidara hizmet ediyor. Onun Bahçeli gibi olması için birden açıkça Trump yönetiminin yanında yer alması gerekir. 

Bunu yapmıyor; şov yapıp Trump karşıtlarından takdir topluyor ama perde arkasında onun politikaları için destek veriyor.

Yalan söyleme sanatı mı, adil yönetme sanatı mı?

Dünyanın her yerinde politika Bahçeli ve Pelosi türü insanlarla dolu. 

Amerikalı politikacı Louis McHenry Howe, 1933’teki bir konuşmasında, “Politikayı meslek olarak benimseyip dürüst kalamazsınız” demiş.

RTE ise geçen yıl sağlık sektöründe yaptıkları işleri anlatırken, “Siyaset yalan söyleme sanatı değildir. Siyaset insanları dürüstçe, adil yönetme sanatıdır” diyerek bu düşünceyi reddetti...

İşin tuhafı, onun iddia ettiği ama tersi yönde kanıt bulunan sözleri bu köşede listelemeye kalksam sığmaz. 

Politikacılar, yüzyıllardır doğruları aktarmamayı iş edinmiş ama günümüzde daha endişe verici bir durum var. Politikacıların doğruyu söylemediği ortaya konsa bile, toplumda bir kısım insan hâlâ, “Belki doğruyu söylüyordur” demeyi sürdürüyor!

Gerçek bir gün yakalar!

1800’lerde yaşayan politikacı Simon Cameron, politika ve dürüstlük hakkında ağır konuşmuş: “Dürüst politikacı, satın alındığında bu satın alınmışlığı sürdüren politikacıdır.” 

Politikadaki dürüstlüğü bu yaklaşıma indirgersek, fazla bir beklentimiz olmaz diyebilirsiniz. Çünkü bu tanım, “satın alınmışlık” kavramını kullandığından, daha baştan politikada dürüstlüğü bir oksimoron olarak görüyor.

Belki de tartışmayı, politikada doğruculuk yok, politik doğruculuk var diyerek sözü filozof Hannah Arendt’e bağlamalı:

“Doğru sözlülük, hiçbir zaman politik erdemler arasında sayılmamıştır; yalanlar her zaman siyasi ilişkilerde haklı araçlar olarak görülmüştür. (...)”

“Aldatanlar, işe kendini kandırmayla başladı. (...) Kendini kandıran aldatıcı, sadece hitap ettiği herkesle değil, gerçek dünya ile de iletişimi kaybeder ama bu dünya yine de onu yakalar. Çünkü aklını gerçek dünyadan uzaklaştırabilse de bedenini ondan ayıramaz.”

Politikadaki çıkar ilişkilerinin doğruculuğu boğduğu bu dünyada kesin olan şu:

Halkı aldattığını düşünen politikacılar, aslında kendilerini kandırır ve bir gün mutlaka gerçek onları enselerinden yakalar! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları