Küba izlenimleri 2: Abluka altında direniş

05 Temmuz 2024 Cuma

Çarşamba günkü yazımda, Küba’da enerji krizi yüzünden sıklıkla elektrik kesintileri yaşandığından söz etmiştim. 1960’ta ABD Başkanı Eisenhower döneminde uygulanmaya başlanan ambargo, Küba’nın ABD tarafından “terörü destekleyen ülkeler” listesine bir alınıp bir çıkarılmasıyla sürüyor ve adayı abluka altında tutuyor. 

Kübalılar, enerji krizini aşmak için çeşitli sektörlerde biriktirebildikleri parayla petrol almaya çalışıyor. Ancak Körfez’e gemiler yaklaşsa bile uluslararası bankacılık sisteminde Küba’nın para ödemesi engelleniyor. Muhabir bankalar, Küba söz konusu olduğunda ödemeye bloke koyduklarından ulaşmıyor. 

Türkiye, bu süreçte enerji üreten gemiler göndererek Küba’ya yardımda bulunmuş. Havana’da da gördüğümüz bu gemiler, yüzen enerji santralları olarak hizmet veriyor. 

“Devrim Savunma Komitesi Matanzas İl Koordinatörü Serpa”

PARASETAMOL VE SABUN

Küba’da bulunduğumuz dönemde nereye gitsek Kübalıların bizden parasetamol ve sabun istemesi dikkat çekiciydi. Birçok yerde sabunlar ufak parçalara bölünüp kullanılırken bazı yerlerde bulunmuyordu. 

Bunun nedenini öğrenmeye çalıştım. Sonuçta Küba, abluka sürerken kendi olanakları ile beş Covid-19 aşısı geliştiren, Ebola ile mücadelede önemli katkılarda bulunan, doktor yetiştirip dünyanın farklı ülkelerinde sağlık sektöründe hizmet verebilen bir ülke. 

Aldığım bilgilere göre birçok eksikliğin nedeni abluka kaynaklı. Öncelikle hammadde sıkıntısı var. Kendileri üretim yapmak istedikleri halde yapamamalarının nedeni, hammaddelerden bazılarının ABD ile ilişkisi olan veya doğrudan ABD’nin sahip olduğu kurumlara dayanması. Bazen bir ilişki yakalayıp tam hammaddeyi alacaklarken araya ABD giriyor, ya firmayı satın alıyor ya da başka bir yolla engelliyor, iş Küba ile ticaret yapan şirketleri kovuşturmaya kadar gidiyor. Bu nedenle bazı şeyleri gizli yapmaları ve kaynakları önceliklere göre kullanmaları gerekiyor. 

Hammadde alımı ve bankacılık sistemindeki sorunlarla birlikte sıkıntı yaratan en önemli neden, üretim teknolojisine sahip olan birçok işletmenin enerji krizi yüzünden kapasite altı çalışması. Bu nedenle bazı ürün ve hizmetlerde yetersizlik var. Kübalıların parasetamol ve sabun sormasının sebebi ise bunların her turistin yanında bulunabileceğini düşünmeleri. Gerçekte abluka, birçok sektörde daralma yarattığı için sorun görünenden daha büyük. 

DÜNYAYA SİLAH YERİNE DOKTOR GÖNDEREN ÜLKE!

Ablukanın altmış yılı aşkın sürede Küba’ya verdiği maddi zararın 1.5 trilyon doları geçtiği bildiriliyor. Adayla ekonomik ilişki kurmak isteyen tüm ülkeleri etkileyen bir dizi karardan oluşan bir yaptırım sistemi olan abluka, Küba halkının insan haklarını sistematik olarak ihlal ettiği için, 1948 Cenevre Sözleşmesi’nin II. maddesinin C bendi uyarınca bir soykırım eylemi olarak tanımlanıyor. 

BM Genel Kurulu’nda geçen yıl da ABD’ye Küba’ya ambargoyu kaldırmaya çağrısı yapıldı fakat ABD ile İsrail buna karşı çıkarken çekimser kalan tek ülke Ukrayna oldu. 

Devrim Savunma Komitesi Matanzas İl Koordinatörü Serpa’nın bu konudaki sözleri, Kübalıların abluka altında direniş gücünü özetliyordu: 

“Biz yalnızca kendi kararımızı verebilecek egemen bir ülke yarattık. Dünyanın hiçbir yerine saldırmadık, her yere doktorlarımızı gönderdik ve dünyaya arta kalanlarla değil, elimizde olanı paylaşarak baktık. Bu kötülükse, yaptığımız buydu. O nedenle de dünyanın egemen güçleri bizi böyle cezalandırıyor. Boyun eğmemizi istiyorlar ama Küba halkı güçlü, direniyor. ABD’nin desteklediği İsrail’in Filistinli çocukları nasıl katlettiğini biliyoruz. Dolayısıyla ABD nasıl bir demokrasiyi savunuyor anlamıyoruz. Savaşı, ölümü destekleyen bir özne nasıl demokrasiden söz edebilir? Küba, barışçıl bir ülke olarak ülkeler arası dayanışmayı başından beri savunuyor. Savaş yerine dünyaya doktorlarımızı göndermeye devam edeceğiz!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları