Nâzım... Martılar... Genco...

17 Ocak 2013 Perşembe

\t\t\t
“Ben bir insan,

\n

ben bir Türk şairi Nâzım Hikmet!
ben tepeden tırnağa insan,
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan,
hem zindandan dönen insan ruhundan,
hem kitlelerin daha güzel günler için savaşından,
hem bir tek insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.”
Aynen dediği gibi oldu... Hepsini, bu
“istiyorum” dediklerinin hepsini ve daha da çoğunu, daha da geniş alanlara yayılanları yazdı. Ama yine de “En güzel deniz; henüz gidilmemiş olanıdır / En güzel çocuk; henüz büyümedi/ En güzel günlerimiz; henüz yaşamadıklarımız./ Ve sana söylemek istediğim en güzel söz / henüz söylememiş olduğum sözdür” diyecek kadar da geleceğe tutkulu, cesaret ve umut doluydu.
Nâzım Hikmet 111 yaşında... Sarıyer Belediyesi ve Nâzım Hikmet Vakfı’nın düzenlediği etkinlikteydim. Tarabya’da şairin Türkiye’den ayrıldığı sahilde karanfillerimizi denize bıraktık.
İnadına aydınlık, inadına ışıl ışıl bir sabahtı. Boğaz bugün “
deli hasret/ deli hasret/ Memleket /Memet” diye akıyor... Suların mavi aynasında yüzlerce binlerce ışıklı yol... O gümüş pırıltılara bir dalıp bir uzaklaşan martılar... Şairin sesi “denize dönmek istiyorum” diyor... Bu martılar yoksa “Bahri Hazer”den mi geldiler “devrilen bir atın sırtından inip şahlanan bir ata binen kayığa” mı eşlik ettiler? Belki de İzmir rıhtımından Akdeniz’e bakan neferin dostudurlar... Belki de Pasifik’te sapsarı bir akşam ölüm saçan buluttan kaçıp geldiler, bir avuç kül oluveren çocukları görmemek için... Boğaz’dan geçen vapurlar, Varna’da elleri tutuşan Nâzım’ın yüreğini taşıyor... Martılara bakıyorum, suyun şavkı vuruyor kanatlarına ve ben onun sesini duyuyorum...

\n

Yaş günü armağanı

\n

Tuhaf bir huyum var: Kendi yaş günümde sevdiklerime armağan veriyorum. Başkalarının yaş gününde ise kendime...
Nâzım Hikmet’e armağan veremedim, geç kaldım ama onun yaş gününde en büyük armağana kavuştum. Müthiş bir hazine bu!
Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni” adlı kitap ve kitabın içindeki 4 CD’den söz ediyorum. Yapı Kredi Yayınları Nâzım külliyatından seçtikleri 91 şiiri bir araya getirmiş. Bu 91 şiiri Genco Erkal seslendirmiş. Nasıl da etkileyici! Hem çok doğal hem büyüleyici!
4 CD’ye ve kitaba seçilen aşk / hasret/ umut/ eleştiri/ siyasi şiirleri, doğru bir dengede ve Nâzım’ın şiir serüveninin kendi içindeki gelişimini de ortaya koyuyor. (YKY’ye teşekkürüm böyle bir dev eser gerçekleştirmenin ötesinde, herkesin erişebileceği bir fiyata 24TL’ye satışa sunmaları.)
Hani deminden beri martılara baktıkça Nâzım’ın sesini duyuyorum ya... Artık o ses Nâzım’ın mı yoksa Genco Erkal’ın mı bilemiyorum.. İkisi öyle bir bütünleşmiş ki! Dinlemeye ve okumaya doyamıyorsunuz!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024
Dans hayattır 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları