Yazgülü Aldoğan

Başörtüsü boksu!

06 Ekim 2022 Perşembe

Önce şunu söyleyeyim: Gündemi artık Kılıçdaroğlu belirliyor! Pazartesi sabahı Halk TV’de akşam yapacağı açıklamayı işaret etti; saatler ayarlandı, heyecanla beklendi. Verdiği başörtüsü mesajı halk deyimiyle çarşıyı karıştırdı. Herkes körlerin fili tarif ettiği gibi, tuttuğu yeri anladı. Kılıçdaroğlu’nun işi çok zor: Sözüm ona ülkenin en eğitimli, en aydınlık seçmen kitlesine sahip ama yaptığı siyasi manevra bile tam anlaşılamıyor. CHP genel başkanı, Cumhur İttifakı’na, “CHP iktidara gelirse zorla başınızı açtıracak” dedirtmemek, kararsız seçmene güvence vermek için, yasayla teminat vereceğim çıkışını yaptı, üstelik de kabul etmeyeceklerini tahmin ederek. Teklifi verdi ve ne oldu? MHP reddetti bile! AKP ise MHP gibi reddedip zora düşürüleceği için ayağına gelen pası alıp ileri götürdü: “O zaman yasayla değil, anayasa değişikliğiyle yapalım” önerisini getirdi ki CHP’nin göğüs savunması golü önledi; karşı yanıtı dakikalar içinde geldi: “Anayasayı özgür düşünen yeni Meclis yapacaktır!”

LAİKLİĞE NE OLDU?

CHP’nin kendi mahallesinde ise laiklik elden gidiyor diye kıyamet koptu. “CHP’nin altı okunun biri laikliktir, Kılıçdar o oku kırdı.” İran’da kadınlar başörtüsünü çıkarmak için canını veriyor, biz teminat veriyoruz diye ağlaşılıyor. CHP’nin en son vazgeçeceği ilke laikliktir, böyle bir niyeti olamaz. Zaten laiklik anayasanın değişmez maddelerinden biridir. Ama AKP’nin en büyük mağduriyet edebiyatı; enflasyon diyoruz, “CHP gelecek, başörtüsünü yasaklayacak. Ezan susmaz, bayrak inmez!” oluyor. İran’da kadınlar dini baskılara karşı canları pahasına sembol olarak saçlarını açıp mücadele ederken Türkiye’de “Ben özgür bir kadınım” diyen bazı aydın kadınlar bile ya CHP gelir de başımı açtırırsa, kuşkusu taşıyorsa adım adım ikna edeceğiz. 

HATALAR VAR

Başörtüsü konusunda seküler kesimin hataları oldu. Kasabalı anneler oğullarının askerlik yemin törenine alınmadı. GATA’da tedavi görürken başörtülü diye ülkeyi yöneten kişinin eşi hastaneye giremedi. Üniversite öğrencilerine peruk taktırıldı. Bunları tepe tepe kullanıp, oy devşirip, nefret ürettiler. Halkı kandırıp referandumda rejimi değiştirdiler! Ne hukuk kaldı, ne ekonomi ve hatta ne laiklik! Buz üzerinde yürüyoruz.

ŞİDDET DÖNEMİ

Yaşadığımız dönem, nefret dilinin ve gücün, hukuksuzluğun yarattığı şiddet dönemi: Devlet kadrolarına sabıkalılar doldurulmuş. İstediği şarkıyı söylemedi diye bir müzisyenin canına kıyacak kadar da pervasızlar! Adalet kurumunda görevli bir bürokrat, karısını öldürüp intihar ederken o devlet kurumu, arkasından taziye yayımlayıp öldürdüğü merhumeye başsağlığı diliyor? Cinci hocalar, büyü yapmak için kedilerin patilerini kestiriyor. Asayişi sağlamakla görevli yetkili, suikast timlerinin havadan uçarak geldikleri masalını anlatıyor. Dezenformasyon yasasını çıkarırlarsa asıl gerçek haberleri yazamayacağız, hapse girmeyelim diye!

SEÇİM HAYATI

Yaraları saracak, korkuları giderecek, siyasi manevra yapacak kadar akıllı olacağız. Bu dönemi temkinli, etkili ve kavgasız, sandıkla, seçimle bitirmeliyiz. Enkazı toparlamalı, yeniden demokratik ve laik hukuk devletine dönmeliyiz. Kızdım, oy vermiyorum, sen de mi Kılıçdar diye bağırıp çağırmadan, durun, düşünün, anlayın! İşimiz zor, mahallede akıllı kalalım hiç olmazsa! Üstelik kaçmaya kalktığımızda bizi alacak ülke de kalmadı, vize bile vermiyorlar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları