Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da hakkı ile kazandığı seçimi hepimizin gözlerinin içine bakarak iptal ettikleri gün yazmıştım.

“İmamoğlu, tekrar yapılacak seçimi açık farkla kazanacak ve Erdoğan bugünden sonra girdiği tüm seçimleri kaybedecek...” diye.

AKP’de, İBB seçimleri ile başlayan iktidardan düşme paniği sürüyor...

Tüm anketler Cumhur İttifakı’nın eridiğini, Erdoğan’ın mevcut hiçbir senaryoda Cumhurbaşkanı olamayacağını söylüyor.

Bu nedenle fezlekeler gündemde...

Saray’ın daraltılmış seçim sistemine yönelik hazırlık yaptığını da yine bu köşede detayları ile yazmıştım.

HDP’ye operasyon, Millet İttifakı’nı bölme planının yanı sıra en çok oy alanın tüm milletvekillerini kazandığı sistemin de bir alt açılımı...

HDP’nin seçimlere sokulmaması bölgede ikinci parti olan AKP’ye yarayacak. Çok kaba bir siyaset oyunu... İktidarda kalmak uğruna yapılacak antidemokratik bu eylemin, terör örgütünün ekmeğine yağ süreceğini kimse neden hesaba katmıyor?

PKK bölgede “bakın siyaset ile çözüm olmuyor” demeyecek mi?

Eski CHP Trabzon Milletvekili, avukat Haluk Pekşen, “CHP, cesurca bu planın karşısında olmalıdır” diyor...

Sorunların çözüm yerinin Meclis olduğunu, HDP’ye de bu siyasal operasyon sürecinde büyük görev düştüğünü söylüyor... Pekşen, HDP’ye oy veren seçmenlerin yüzde 96’sının ulusal bütünlükten yana olduğunu, terörü lanetlediğini, HDP’nin de bu netlikte siyaset yapması gerektiğini belirtiyor...

Özetle, Millet İttifakı sağlam durursa, provokasyona gelmez ise Türkiye’yi derin uçurumlara sürükleyen iktidarın sonu yaklaşıyor.

Değerli Hocam, Emre Kongar yazdı: “Terör örgütü ile masaya oturan, askeri kışlaya, polisi karakola hapsederek açılım yaptığını zanneden AKP’nin HDP operasyonu inandırıcılıktan yoksundur...”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “fezlekeler Millet İttifakı’nı bozmaya yönelik” açıklaması, geçmişte bazı vekillerin muhalefetine rağmen dokunulmazlıkların kaldırılmasına “evet” diyen CHP’nin, yeni tuzağa düşmeyeceğinin ifadesi...

AŞIYI TANIMAYAN BATI, TURİSTİ DE GÖNDERMEZ!

Turizmin gözde ili Muğla da diğer iller gibi aşıyı bekliyordu...

Aşılama çalışmaları tamamlanacak ve bölge yaza hazır hale gelecekti...

Cumhuriyet’in Ege Bölge Ofisi, Fethiye, Marmaris ve Bodrum belediye başkanları; Alim Karaca, Mehmet Oktay ve Ahmet Aras ile konuştu... Başkanlar aşılamaya turizm bölgelerinden başlanmasını, bu bölgelerde aşı çalışmalarının bir an önce tamamlanmasını istiyorlardı... 

Ancak Avrupa Birliği, beş gün önce bir karar alarak Türkiye’de kullanılan Çin aşılarına güvenmediklerini ilan etti. AB’de yapılan dijital aşı pasaportu görüşmelerinde yalnızca AB’nin onayladığı aşıları olanlara vize verilecek denildi... 

TELE 1’de yayımlanan Anında Manşet programında konuğum olan usta gazeteci Uğur Dündar, “Sinovac aşısı, AB’de kabul edilen, onay gören bir aşı değil. Türkiye’nin bir an önce bu aşının AB’de onaylanması için harekete geçmesi gerekir” dedi.

Yani tatil beldeleri, turizm sektörü, yerel yönetimler yaza hazırlık yaparken “aşı engeli” tüm planların altüst olmasına ve krizin en derinlere inmesine neden olabilir.

Avrupa Birliği, Sinovac aşısını bahane ederek turizmde büyük potansiyeli olan Türkiye’yi dışlayıp, turisti kendi sınırları içinde dolaştırmayı tercih edebilir...

Neresinden bakarsanız “kırmızı alarm” durumu...

Hükümet ve sektör temsilcileri Sinovac’ın AB’de kabul edilmesi için bu hayati meseleyi yalnızca Çin firmasına bırakmamalıdır...