Uludere faciasını hatırlayın... 

19’u çocuk 34 kişi TSK’ye ait savaş uçaklarınca bombalandı… 

Askeri savcılık olay sonrası yaptığı soruşturmada, insansız hava araçlarının (İHA) sınırda “ısı kaynakları” tespit ettiğini yazdı. 

Rapora göre, yarım saat içinde bu kaynaklar terörist olarak değerlendirilip üzerlerine bomba yağdırılmıştı. 

TSK’de emir - komuta işlemiş, korkunç bir faciaya neden olacak yanlış değerlendirme ve istihbarat sonucu vur emri verilmişti. 

Sınırdan geçenler bölgede kaçakçılık yapan köylülerdi... Sadece bir kişi kurtulabildi.  

11 yıl geçti… Sorumlular hesap vermedi... 

Yargı karşısına dahi çıkmadılar... 

*

Şimdi ne zaman sınırdan pikniğe gider gibi elini kolunu sallayarak geçen kaçakları görsem, ölen o çocuklar geliyor aklıma... 

“Isı kaynağından” vur emrine uzanan sürece, sınırları koruma refleksine ne oldu?  

Bu insanlara bomba atılsın anlamında yazmıyorum elbette... Besleme basın çarpıtmasın diye not düşüyorum… 

Başta iktidar olmak üzere bu ülkenin güvenlik birimlerine soruyorum; sınırlardan akın akın gelen insanlar içinde terörist olmadığını nasıl kontrol ediyorsunuz? 

*

Pazartesi akşam TELE 1’deki programımda Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya açıkladı... 

2017’nin yılbaşı gecesi, eğlence kulübünü basarak rastgele ateş açan ve 39 kişinin ölümüne neden olan saldırganı hatırlattı.. 

O saldırı sonrasında aylar süren ev baskınlarında, teröriste doğru daralan çember içinde 41 kişinin sahte pasaportla yurda girdiği tespit edilmişti. 

Kaya, bu körlüğün altını çizerek soruyordu: “Bugün, binlerce insanı bu kadar kontrolsüz nasıl yurda sokuyorsunuz?” 

*

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Ya cevap ver, ya hesap ver” soruları ulusal güvenliğimiz, toplum huzuru ve ülke ekonomisi için hayati önemde... 

- Sığınmacıların gerçek kimlik bilgilerini ispatlamalarını talep ettiniz mi?

- Neden vatandaşlık dağıtıyorsunuz, neye hazırlanıyorsunuz?

- Vatandaşlık verirken güvenlik soruşturması yapıyor musunuz?

- Sınırlarımızdan kaçak geçişlere bilerek neden izin veriyorsunuz? 

AKP, iktidarını sürdürmek için, Afgan, Suriyeli vb. kaçaklardan oy devşirmek için bu kumarı oynuyorsa hepimiz endişe etmeliyiz... 

*

“İktidarda kalmak için her yol mubah” anlayışı parti ayrımı yapmadan tüm ülkeyi felakete sürükler.  

AKP Genel Başkanı Erdoğan dün akşam büyükelçilere verdiği iftarda “Mültecileri geri göndermeyeceğiz” sözünden geri adım attı. “Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşü için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” dedi… 

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin şu sözleri Erdoğan’ı tamamlıyordu: “Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, bayramda ülkelerine giden Suriyelilerin gelmesine gerek yok.” 

Bugüne kadar söylediklerinin tam tersi iki açıklama… Cumhur İttifakı ya kamuoyunda yükselen tepkilere kayıtsız kalamadı ya da düştükleri hatayı anladılar… 

Hataları saklamak düzeltmekten daha yıkıcıdır…  

AKP’nin göçmen politikasının nereye evrileceğini izleyip göreceğiz. Toplumu ikna edemedikleri için tansiyon düşüren açıklamalar yaptıklarını düşünüyorum.

AKP SİYASETİ, DİZİ VE FİLMLERDE  

ATV’de başlayan bir diziden söz ediyor Türkiye Barolar Birliği’nin önceki dönem başkan yardımcısı avukat Hüseyin Özbek... 

Ortalama milliyetçi kitleyi hedef alan, illegaliteyi kutsayan Yalnız Kurt isimli bir dizi. 

Bu dizide Suriyeli kaçak ve sığınmacıları protesto eden gruplar, dış güçlerin ajanıymış gibi yansıtılıyor. 

Yani… Eğer bir yerde “yasadışı göç unsurları ülkemizi tehdit ediyor” diye bir gösteri yapılacak olursa, bilin ki onlar Türkiye düşmanları!  

Bu mesaj veriliyor! 

AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan da benzer bir açıklama yaptı dün… Göçmen meselesini istismar edenleri PKK’li FETÖ’cü, Türkiye düşmanı olmakla suçladı…  

Oysa tam tersi bir durum söz konusu… 6 milyon Suriyeli, 2 milyona yakın Afgan, ülkemizin geleceği için bir milli güvenlik sorunudur. 

Bu bilimsel bir gerçektir ve bir an önce bu sorun insani duyarlılık içinde çözüme kavuşmalıdır. 

İktidar kafayı kuma gömerek bu felaketi görmezden gelemez.  

Avukat Özbek, “demografik bir bombadır” diyor kaçaklar ve sığınmacılar için…  

“AB’den 3 milyar Avro alıp Türkiye’yi istila eden yasadışı demografik selin bekçiliğine soyunduk” diye ekliyor.