Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kendine Müslüman...
Başbakan Erdoğan’ın tek yetkili yönetiminde, AKP iktidarlarının 10 yıllık icraatları, gelecek projeleri, hukuk düzeni, demokrasi, rejim, insan hakları, bireyin yaşamına dönük sonuçları: ‘Kendine müslüman.’
\nMilli Savunma Bakanlığı, darbezede askerlerin hak iadelerine ilişkin başvuruların değerlendirmesini tamamlamış. 28 Şubat’ta atılanların yararlanmalarına yeşil ışık yakılırken 12 Mart, 12 Eylülzedelerin başvuruları reddedilmiş... Darbezede askerler, AKP’yi kendine Müslüman olmakla suçlamışlar...
\nKameralar karşısında yeri geldikçe, uysa da uymasa da şiir okuduğu için hapis yatmasını, mağduriyetini sonuna kadar kullanan Başbakan Erdoğan, AKP iktidar gücünü ellerinde tutanların, cemaatin, insan hakları, demokrasi, hukuk devleti çıkışlarının, kendileri, iktidarlarıyla sınırlı, kendilerinden olmayanların haklarını gasp eden içerikte olduğunu görmek için 10 yıl beklemek, aymazlığın ötesinde geri dönüşü olmayan gidişte suç ortaklığı...
\nYürürlükteki yasal hukuk düzeni içinde, hem de parti lideriyken YSK’den veto yiyen Başbakan Erdoğan, Başbakan olabilme hakkını CHP’nin desteğinde kişiye özel sayılabilecek yasa değişikliğiyle elde etmemiş miydi? AKP’nin iktidar oluşundan günümüze insan hakları, demokrasi, AB’ye uyum.. açılımları çerçevesinde yapılan anayasal, yasal değişikliklerin vitrin cilası; adı geçen gerekçelerinin altına baktığımızda, yakalanmış Meclis parmak çoğunluğunun, iktidar gücünün sivil diktatörlük aracı olarak kullanılmasının sınır tanımaz örneklerini yaşıyoruz...
\n***
\nErdal Atabek’in gazetemizdeki dünkü köşe yazısı “Benimkine Vah Vah! Seninkine Oh Oh mu?” başlıklı sorgulamasıyla yeterince çarpıcı anlatıyor.. Mafya hesaplaşması kokusuna aldırılmadan çok popüler sanatçı İbrahim Tatlıses’in vurulmasını siyasi ranta çeviren AKP yönetici kadroları, soluğu hastanede almakla yetinmemişlerdi. “Vurulmasaydı milletvekilimiz olacaktı..” vurgulamalarıyla, medyanın odağındaki olayın siyasi getirisini sonuna kadar kullanmayı bilmişlerdi.
\nCumhuriyetin dâhi çocuğu, uluslararası sanatçımız Bedri Baykam’ın sanata, sanatçıya, çağdaşlığa düşman kör inancın güdülediği kamalı tetikçi eliyle vurulmasına nasıl seyirci kalabilirler? Bedri Baykam’ın görüntüleri yayımlanan “Ölüyorum, yardım edin” çığlıklarından sonra, soluğu hastanede almamaları “Oh oh mu?” anlamına geliyor. Kara düşüncenin ürünü apaçık saldırı karşısında adam gibi demokratik iktidar duruşu hak götüre, dünyaya karşı ayıp olmasın ölçüsünde geçmiş olsun çıkışları olamadı...
\nSözün bittiği yerde, seçime dönük güç gösterisi şova dönüştürülmüş, mikrofon uzatılan sanatçıların acılı, ancak “vandallık” örneği olarak açıklayabildikleri tabloda, Kars’taki ‘İnsanlık Anıtı’nın yıkımı canlı yayında... Sanatçısı Mehmet Aksoy’un acısını yansıtan “idam sehpası” tanımlamasının üzerine, vinçlerle yapılan yıkımın görüntüleri eşliğinde.. AKP adına Hüseyin Çelik konuşuyor... Ekranlardan Başbakan’ın “ucube” diyerek yıkım talimatını verdiği eylemi, haklarıymış, hukuka uygunmuş gibi savunabiliyor... Demokrasilerde, hukuk devleti düzeninde bir Başbakan’ın bir sanat anıtını, çok da önemli siyasal söylemi söz konusuyken sevse de semese de; beğense de beğenmese de bir buyrukla, padişah yetkileriyle donatılmışçasına yıktırma yetkisi varmış gibi...
\n***
\nHüseyin Çelik yargı kararlarından, hukuka uygunluktan sözü açıyor. Tabii yürütmeyi durdurma kararını veren yargıçla, yürütmeyi durdurma kararını kaldıran yargıçların, (AKP’nin 12 Eylül referandumu, operasyonuyla HSYK’yi, bağımsız yargıyı ele geçirmiş olması sayesinde..) yıkımı durduran yargıcın sürgüne gönderildiğini, yıkımı durdurma kararını kaldıran yargıcınsa üst görevle ödüllendirilmesini saklıyor. Daha vahimi yıkıma karşı dava henüz sürüyor. AKP’nin ödüllendirdiği yargıç sadece yürütmeyi durdurma kararını kaldırabilmiş. Yıkıma karşı AB insan hakları yargısına yapılmış başvuru da var. Yani ortada yıkımı yasal kılacak yargılama sürüyor. Aksoy’un söylemiyle idam fermanının uygulanmasının geri dönüşü olamayacağına göre, hak hukuk düzeninde yargının sonunu beklemek zorunluluğu var... Kimin umurunda Başbakan Erdoğan’ın, AKP’nin seçim öncesi büyük güç şovuna gereksinimleri var...
\nBaşbakan Erdoğan, AKP iktidarının halktan, insan haklarından, demokrasiden, yoksuldan yana şovlarla seçim kazanmada rüzgârlar tersine esiyor. İktidar yıpranmışlığı, iktidarda icraatların söylenenlerle tersine gidişi, işsizlik, büyük yoksullaşma, yoksunlaşma Başbakan Erdoğan’ı zora sokuyor... Parlamenter düzen içinde, demokrasinin olmazları yasama, yürütme, yargı bağımsızlığını katletmekle, milyonlarla gencin kaderiyle oynayan ÖSYM örnek, işini bilmez partizan kadrolaşmalarla.. icraatlarında sınır tanımazlıklarla toplumu sindirmiş mutlak iktidar gücüyle de yetinilmiyor... Dünyadaki örneklerinden çok farklı, demorasiyle uzaktan yakından ilişkisi olmayan bir ucube başkanlık sistemine, padişahlık gücüne özenilen bir yolda daha çok oy, daha çok sayıda Erdoğan’ın vekillerinin çıkacağı bir seçim sonucu hedefleniyor... Orantısız güç gösterisi bundan...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Kan donduran 'taciz' iddiası
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı
- TÜPRAŞ'tan açıklama geldi