Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünya DengelerininÇivisi Çıktı

09 Ağustos 2011 Salı
\n

\n

Ekonomik, siyasal, toplumsal.. dünya dengelerinin yaşamın her alanına dönük çivisi çıktı.. Adına küreselleşme denilen tek kutuplu dünyanın ömrü, iki kutupludan çok daha kısa süreli oldu.. Geçiş döneminin sıcağında yeni dönemlere ilişkin ağzı olan konuşuyor.. Birbirinin zıddı olasılık senaryoları yazılıyor.. Yaşamın dayatmaları içindeki kimi gelişmeler.. yazılan senaryoların paralelinde, kimileri tersine gerçeklikler olarak, oldubittiyle geleceğimizi ipotek altına alıyorlar.

\n

Daha biraç hafta önce Alman-Türk gazetecileri bir araya getiren bir toplantıda, yeni dünya düzeni içinde Türkiyeye biçilen kimi yeni rollere ilişkin duyduklarımı bu köşeden sizlerle paylaşmaya çalışmıştım.. Arap baharı olarak isimlendirilen sosyal patlamalardan sonra, sisteme yandaş diktatörlükler devrilirken, yandaş siyasi iktidarlar yaratmanın güçlüklerinde, İslam dünyasını çekip çevirmede Türkiyeye biçilen rol model ülke kavramının içi doldurulmaya çalışılıyordu.. Yeni Osmanlı, Müslüman demokrasisi kavramları, Türkiyenin dinamikleri üzerine sırt sıvazlayan düşler üzerine, ABD-ABnin çekildikleri alanlarda Türkiyenin doğrudan aktif rol üstlenmesinden kapı açılıyordu..

\n

Silahlı-silahsız... adı konmadan Türkiyenin doğrudan yönlendiricilik üstleneceği, taraf olacağı İslam dünyasının ırklar-mezhepler-cemaatler eksenli çatışmaları, iç savaşları, ülkelerin iktidar paylaşım kavgalarında etkinliği arttırma kolaylaştırıcı propaganda adına, ABDnin dünyaya siyaseten egemen olduğu süreçte etkin kullandığı Marshall yardımları benzeri araçların, fonların oluşturulması bile tavsiye ediliyordu.. Adı konmadan ABD, AB ülkelerinin tek kutuplu dünyanın etkin tarafları olarak ekonomik-sosyal-siyasal.. silahlı-silahsız tek güç odağı olma koşullarının ortadan kalkmış olması gerçeğinden yola çıkılıyordu.

\n

İçinde yaşadığımız için bilsek de çıplak olarak dillendiremediğimiz gelişmelerin dile, projelere, program olarak dayatmalara dönüşmüş halleri üzerine.. o gün bugündür yaşamımızda yüz yüze olduklarımızın örneklerini elimden geldiğince yalın gözlemlemeye çalışıyorum.. Yaşamımızdaki somut karşılıklarının, medyatik yanılsatma, bilgi kirliğine karşın ne kadar da çok, pıtrak gibi artmakta olduklarını kaygıyla izliyorum..

\n

***

\n

Ecevit koalisyon hükümetinin dağıtılması, AKPnin kuruluş sürecindeki etkin rolüne karşın, ABD öncülüğündeki Irak işgali rolüne bir biçimde karşı durmayı başarmış, 1. tezkerenin reddedilmesi gibi bir bağımsızlık mucizesini yaratmıştık. En ağır sorumlu tutulanlar, TSK kurum olarak, askerlerimizin başına çuval geçirilmesi ile başlayan, ağır bedeller ödeme sürecinden çıkabilmiş değil. NATO içinde doğrudan çatışmaların, iç savaşların odağında rol almaya direnmenin payının büyük olduğuna inanıyorum. AKP iktidarları, Erdoğan liderliğindeki hükümetlerin ağır bedel ödemekten kurtarılışında, sifonu çekmeyin, yararlanın danışman söyleminin payı olmalı. Gerçekçi nedenin tek kutuplu dünya düzeninin fiilen yürütülmesinin koşullarının ortadan kalkması, dünya dengelerindeki çivilerin çıkması olarak açıklanması kaçınılmaz...

\n

Ekonomik ayağında dünya çapında uzman sevgili hocamız Prof. Korkut Boratav bir yıl önceki söyleşimizde çok çıplak altını çizmişti. Tek kutuplu dünyanın merkez ülkeleri, başta ABD, ekonomik, bağlantılı sosyal, siyasal güçlerini, dünyayı tek merkezden etkin yönetecek donanımlarını yitiriyorlardı. Terörü kendi ülkelerinden uzak tutma adına Afganistan-Irak askeri işgallerinden istenen sonuçlar alınamamıştı. NATO şemsiyesinde, BM kararları ile diğer ülkeleri katma çabaları zorunluluk olmuştu...

\n

Haftanın sıcak gelişmelerinde ABDnin tarihinde ilk kez kredi derecelendirme notunun düşürülmesi, Afganistanda yeniden güçlenen Taliban karşısındaki operasyonda 31 ABD askerinin ölmesi elbette sadece kötü bir rastlantı değil.. Dünya piyasalarındaki son altüst oluş, yeni kriz senaryoları paniği, uzun süreçli dalgalanma beklentileri... yaşanılan sürecin aynası.

\n

Bizi en çok bizim durumumuz, iktidarımızın da gönüllü atlaması ile üstlenmekte olduğumuz roller ilgilendirir. Hepsi de yoksulluk, yoksunluk, iç savaşın, parçalanmanın girdabında Balkan devletçiklerinde Türkiyenin üslendiği ağabeylik rol modeline fazlası ile kafayı takmıştım.. Getirisi olmadığı için, ne dünya, ne İslam ülkeleri ne de ülkemizden özel sektörün, sermayenin gitmediği, seyrettiği dibe vuruşta, Türkiyenin Başbakan-Cumhurbaşkanı-Dışişleri Bakanı öncülüğünde açtığı kucak, Kızılay paketleri, kurban, bayram, Kuran kursu... kimi tarihi eserlerin onarımı yardımlarının pek te ötesine gidemiyor.

\n

Dün Kızılayın öne çıktığı, İHHlerin peşinden gittikleri açlıktan kıvranan Afrikalı Müslümanlara yardım kampanyaları.. bizim Marshall yardımı projelerimizin örnek arayışları olabilir mi? Yardımın, hayrın sevabı var da Suriyedeki çok kirli iç savaşta doğrudan taraf olmamız anlamına gelen son gelişmelerden kaygılanmamak olası mı? Libyadaki çelişkili, çaresiz bulaşıklığımızın sonradan ödenecek ağır bedelleri yetmezmiş gibi.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları