İktidar İmamoğlu ile niye bu kadar uğraşıyor? Bu soruya papağan gazeteciler ve AKP sözcülerinin “hukuk-yolsuzluk-terör” içerikli yanıtları toplumun büyük bölümünde artık “masal” olarak algılanıyor. Kural, hukuk herkese geçerliyse anlamı olur. Yoksa masal... Örneğin CHP lideri Özel’in son iki grup toplantısında HÜDA PAR kongresine ilişkin gösterdiği faturalara Adalet Bakanı Yılmaz Tunç veya MHP lideri Bahçeli’den bir değerlendirme gelmedi. Kaldı ki Bursa’daki fatura iddiaları bir yerinden MHP’nin yerel unsurlarına da uzanıyor. Açıkladı Özel.

Biz bunca zorlamaların niye gündeme geldiğine, AKP tarafından bakalım. İmamoğlu iki büyük hata işliyor. Birincisi İstanbul. Erdoğan’ın seçmen güvencesi açısından önemli bir bölge idi. “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” kendi söylemleri. Diğeri ise Karadeniz Bölgesi. İmamoğlu, Artvin-Samsun hattında Erdoğan’ın oylarını elinden alıyor. Geriye ne kaldı ki. Bu durumda Erdoğan’ı kim seçecek?

Bize ulaşan değerlendirmelere göre son iki seçimde AKP’nin seçmen denklemi bozuldu ve düzelmiyor. AKP kulisleri, “Son genel seçimi kazandık ama CHP’nin adayı Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi de çok önemli bir unsurdu” diyor. Kazanılmasına karşın bu seçimde, AKP’den giden, gitmese bile “Ekonomiyi düzeltir” beklentisiyle son kez oy veren bir kitle vardı. Yerel seçimlerde bu kitle de gitti. Son analizler gidenlerin geri dönmediği, bu noktada AKP’nin zorlandığı yönünde. Erdoğan, bu kitlelere, örneğin emeklilere gelecek yıl yüklü miktarda zam yapmayı şimdiden vaat etti. Ancak bu kitleler için de “tam kurtulacaktı ki öldü rahmetli” durumu dile getiriliyor. Yani yüklü zamların da anlamsız kalacağı bir ortamın oluşması muhtemel görülüyor. Bir anımsatma daha yapıp sonuca gelelim: Yalnızca dünkü ekonomik kayıpların enflasyonu 2-2.5 puan yükselteceği yönünde.

Bu ortamda AKP-MHP’si ile iktidarın kontrollü gerginlik kışkırtıp kötüleme yöntemine yöneldiği endişesi yükseliyor. Bunun sonunun nereye varacağı da pek kestirilemiyor. Kestiremeyenler yalnızca muhalefettekiler değil, sessiz konuşan çok sayıda AKP’li de aynı endişeleri taşıyor. Son CHP kurultayının iptal edileceği, partiye kayyum atanacağı yönündeki kulisleri dün yazmıştık. Bir AKP’li görüntülü aradı. Gözleri büyümüş ve şaşkın bir şekilde, “Evet doğru” dedi ve ekledi: “Şaşırıyorum, inanamıyorum ama partide bu konu kesinleşmiş gibi konuşanlar var.”

Kopan kitleler AKP’ye dönmüyor. Dönmelerini sağlamak için bu kitlelerin yine belli kavramlarla korkutulması, gerginlik yaşanması, kutuplaşma yaratılması, CHP’nin şeytanlaştırılması yöntemi denenmek isteniyor.

Özel ve İmamoğlu’nun şimdiye kadarki söylemleri, özenleri bu konuyu sorun olmaktan çıkarmıştı. Ancak “Türkiye artık eski Türkiye değil” deniyor ya. Olmayacak şeylerin yine hukuk yoluyla zorlanması riski yükseliyor.