Selçuk Erez

Tabip Odası’na kadın başkan

05 Nisan 2018 Perşembe

Garo Dayı, Sarıyer’de kalmış üç-beş Ermeniden biriydi; Karadenizliler arasında büyümüştü, yaman bir balıkçı reisi olmuştu. Yardımseverliği ile, mertliğiyle bilinen bu reis, bir romanımın kahramanıdır.
Garo Dayı, geçen sene “Amansız” olarak anılan bir hastalığa yakalandığında meslektaşlarım, “Pınar Saip Hoca’ya götür; fakir-fukara annesidir!” demişlerdi. Pınar Hoca’nın ona nasıl sahip çıktığını, tek kuruş almadan tetkiklerini yaptırdığını, tedavisini üstlendiğini unutamam.
Prof. Pınar Saip’in, İstanbul Tabip Odası’nda seçim zamanı geldiğinde, başkanlık devrim sona erdiğinde, yeni evrenin başkan adayı olmayı kabul etmesine pek çok sevinmemin nedenlerinden biri buydu.
Bu yıl, odadaki meslektaşlar, “Yurdumuzda kadın sorunları giderek çoğalıyor: Kız çocuklarının küçük yaşta evlendirilmeleri, gazetelerde günaşırı okunan kadına yönelik saldırılar ve kadın cinayetleri birer halk sağlığı sorunudur! Bu konular gündemimizde ön almalı. Bu nedenle artık bir kadın başkan seçmeliyiz!” sonucuna vardılar.
Ne çok şey aksıyor hem de ne fena aksıyor bu ülkede... Sağlıkta da böyle: Kamu hastanelerinde hastaya ayrılan muayene süresi beş-on dakikayı geçemiyor, eğitim alabildiğine yetersiz, hekimler güvencesiz ve yıpranarak çalışmaya zorlanıyorlar; 200’den az, 600’den fazla yatağı olan hastanelerin doğru dürüst işletilemeyeceğini yansıtan bunca çağdaş bilimsel yayına rağmen biz 1000-2000 yataklı şehir hastanelerini yapmaya girişiyoruz.
Başta Genel Sağlık Sigortası olanlara sağlık hizmetinin ücretsiz olacağı ilan edilmişken bu gün sağlık sigortası primi ödemek yetmiyor, her adımda, muayene ücreti, reçete bedeli, ilave ücret, istisnai sağlık hizmeti vb gibi adları habire değiştirilen ve giderek çoğalan “katılım payları”nın da ödenmesi gerekiyor.
Ancak, her konuda olduğu gibi bu konuda da eleştiri istenmiyor. Ocak sonunda Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyeleri gözaltına alındılar ve TTB’den Türk kelimesinin çıkarılacağı söylendi, baskılar çoğaldı.
Yetmedi; şimdi de tabip odası seçimlerinde sağlık politikalarını, sağlıkla ilgili yanlışları eleştirenleri toptan gidermek, odaları tüm olumsuzlukları ayakta alkışlayacaklara devretmek için başhekimler seferber oluyor.
Bu sene 15 Nisan’da İstanbul Erkek Lisesi’nde yapılacak İstanbul Tabip Odası seçimi, Türkiye’nin, yönetenlerin hiçbir yanlışının eleştirilmeyeceği, sadece övülüp kutlanacağı ve böyle davranmanın hoş yerlere atanmalarla, terfilerle vb. ödüllendirileceği bir yalakalar ülkesine dönüşmesini isteyenlerin özlemlerine hiç uymayan odalardan biri olan tabip odalarımızın bu niteliklerinin sürdürülüp sürdürülemeyeceğini tayin edecek kritik bir seçim olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları