Selçuk Erez

Darwin uydurmuş!

27 Temmuz 2017 Perşembe

Rektörün biri “Evrime inanmıyorum!” dedi ve bu nedenle pek çok eleştirildi, hatta tiye alındı: Oysa haklıydı, Darwin büyük çapta yanılmıştır! İşin aslı şöyledir:
Şuppiluliuma’dan, Hammurabi’den bile daha eski zamanlarda, yeryüzünde insanlar değil maymunlar yaşardı. Bunlar Afrika’nın doğusunda, Tanzanya’daki Olduvay Boğazı’ndaki ormanlarda birbirlerinin bitlerini ayıklayarak ve “maymuncuk” dedikleri çocuklarıyla oynayarak hoşça zaman geçirirlerdi.
Ancak havalar zamanla ısınmaya başladı, yağmurlar seyreldi.
Ormanlardaki ağaçlar kurumaya başlayınca maymunlar toplanıp ne yapacaklarını düşündüler.
-Ağaçlardan inelim, yerde yaşamaya başlayalım.
-Yerde gezersek kuyruklarımız ayaklarımıza dolanır, sık sık düşeriz.
-Çakmak taşlarını yontar, bunlarla keseriz.
Bu görüş benimsendi, aralarından birkaçı kuyruk sünnetçisi olarak seçildi ve tarihte görülmemiş bir kuyruk kıyamı başladı.
Kuyruğunu kestiren insan sayılıyordu, kestirmeyene kız verilmiyordu. Çok kuyruk kesilince civardaki sırtlanlar, aslanlar kan kokusu alıp gelmeye başladılar. Maymunların Başı, “Bundan böyle günde en çok üç kuyruk kesilecektir” buyurdu. Kuyruk kestirmek için Maymun Başı’ndan gün almak gerekiyordu. Bu kararnameden sonra çok uzun maymun kuyrukları oluştu.
-Yahu sıra ne zaman bize gelecek?
Kuyruk kestirmek için Afrika güneşi altında kuyrukta günlerce beklemek olumsuz tepkilere yol açıyordu. Hele, Başkan’ın belli bir ödenti karşılığında kimilerini öne aldığı ve zürafalara, çakallara ve ibibik kuşları gibi maymun olmayanlara da kuyruk kestirtip insanlık belgesi dağıttığı duyuldu; protestolar çoğaldı.
Maymunların çoğu kuyruksuzlaşınca Başkan’a “Seni insanlar değil, maymunlar seçti. Burada şimdi bir maymun değil insan milleti var. Bu nedenle biz artık maymunların seçtikleri bir başkanı istemeyiz. Seçimler yenilensin!” dediler.
Yüksek seçim kurulu üyelerinin okuması, yazması yoktu, saymasını da bilmiyorlardı; işin içinden çıkamadılar. Başkan “Sonuçlar ne olursa olsun, ben kazandım sayılır!” deyince Olduvaylılar ayaklandı. Sokak çatışmaları uzun sürmedi; Başkan ve yalakalarının cephanesi tükendi.
Sonra ne mi oldu? Hayır, Başkan yani yeryüzünün bu ilk diktatörü, sonrakiler gibi hızlı koşan bir deveye filan binip yurtdışına kaçmadı. Millet onu bırakıp kaçtı!
Olduvay sakinleri, “O burda kalsın, biz başka yerlere gidelim!” dediler ve Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’ya vb. göç ettiler. Torpil ve rüşvetle insan belgesi edinmiş ibibik kuşlarıyla çakallar da kalabalığa karışıp çeşitli yerlere gittiler.
Böylece Darvin’in yanıldığını, maymunların evrimle değil kuyruklarını kestirip insan olduklarını ve çevrenizde gördüğünüz insan kılıklı çakalların nerelerden gelip böyle olmadık mevkilere atandıklarını da işte anlamış bulunuyorsunuz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları