Öztin Akgüç

Büyük Ortadoğu Projesi ve Çözüm Süreci

07 Eylül 2014 Pazar

İçeriği, amacı çok açık olmayan çözüm sürecini, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), tadil edilmiş şekli Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) çerçevesinde değerlendirmek, irdelemek gerekir. Çözüm sürecini, BOP ya da GOP’tan bağımsız düşünmemek, ele almamak gerekir. Proje önceleri yalnız Ortadoğu ülkelerini kapsarken daha sonra Kuzey Afrika ülkelerini de içerecek şekilde genişletilmiştir. Kökeni 1970’li yıllara, belki de daha eski yıllara uzanan projenin siyasal ve ekonomik boyutları vardır.
Siyasal boyutu Kuzey Afrika Atlantik kıyısından Hazar Denizi’ne kadar uzanan, hatta Türki cumhuriyetlerini de kapsayan geniş coğrafi bölgede, siyasal sınırlar değiştirilerek, yeni devletler de kurularak, ABD’nin egemen olduğu, yönettiği bir devletler birliği oluşturmaktır. Geniş alanda yirmiyi aşkın ülke arasında siyasal birlik oluşturabilmek için yalnız coğrafi yakınlık, din ve dil birliği de yeterli değildir. Siyasal düzenlerin ve ekonomik yapıların da birbirlerine yakınlaştırılması, heterojen, farklı özellikleri olan bünyeleri olabildiğince tekdüze haline getirmek gerekir. Irak ve Suriye’nin bölünmesi, Kürt devleti oluşturulması bu projenin öngörüleri arasındadır. Büyük Kürt devleti haritası boşuna çizilmemiş, Irak’ın üçe bölünmesi amaçsız savunulmamıştır. Krallıkların, şeyhliklerin uzun süre devam edemeyeceği görülmüş, bölgece kabul edilebilir prototip bir siyasal modelin uygulanmaya konulması benimsenmiştir. Model olarak da demokratik öğeler de içeren ılımlı İslam olarak nitelendirilen model seçilmiştir.

***

Modelin yaşama geçirilmesi için Türkiye örnek ülke olarak uygun görülmüştür. Türkiye’nin coğrafi konumu, nüfusu, büyüklüğü, Ortadoğu’da itibarı, yetersiz olsa da demokratik birikimi, Batı ile ilişkileri bu seçimde etkili olmuştur. Refah Partisi, ılımlı İslam uygulaması için aday olarak belirlenmiş; ancak parti başkanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Milli Görüş konusunda katı tutumu nedeniyle parti ayrıştırılmış Batı’ya karşı esnek ılımlı İslam uygulamasına yatkın AKP desteklenmiştir. Böyle bir siyasal akımın iktidara gelebilmesi için Türkiye’de olağandışı koşulların yaratılması gerekli görülmüştür. Türkiye’nin, IMF’nin ayartıları doğrultusunda “2000 Yılı Enflasyonla Mücadele Planı” hazırlanmış, strateji olarak döviz kuru hedeflemesi izlenmiş, döviz sepeti çapa olarak belirlenmiş, para kuruluna benzer uygulamalarla da TCMB devreden çıkarılmış, para politikasında esnekliği yok edilmiştir. Cari işlemler, bütçe açıkları olan, yeterli uluslararası rezervi de bulunmayan Türkiye, sağlıksız finansal kurumlarıyla kısa sürede ekonomi tarihinin en şiddetli krizine girmiş; AKP için iktidara gidiş yolu açılmıştır. Sayın RTE’nin seçim öncesi ABD temasları, ABD’nin tercihini ortaya koymuştur. Nitekim Sayın RTE, projenin eş başkanı olarak atanmış, ılımlı İslam modelinin diğer ülkelerde örnek olmak üzere uygulanmasına başlanmıştır.
BOP-GOP’un ekonomik yönü de bulunmaktadır. Piyasa ekonomisine geçiş, ülkelerin ekonomik yapılarının dışa açık hale getirilmesi, uluslararası ekonomik sisteme eklenmeleri, ülkeler arasında ilk aşamada serbest ticaret alanı gümrük birliği oluşturulması, oluşacak bu birlikle ABD arasında karşılıklı bağımlılık kurulması, projenin ekonomik öğeleri, amaçları arasındadır. Bu amacı gerçekleştirme doğrultusunda ABD’nin Ortadoğu Serbest Ticaret Girişimi (MEFTI-Middle East Free Trade Initiative) olarak ifade edilen bir girişimi başlatması ve desteklemesi planlanmıştır.

***

Projenin uygulanmasında güçlükler, maliyetinin yüksek oluşu, başarısızlık olasılığı, projede bazı değişiklikler, düzeltmeler yapılmasına yol açmıştır. Proje başlangıçta bir Kürt devleti kurulmasını öngörmüş olmakla beraber, bunun kolay olamayacağı anlaşılmıştır. Petrol yataklarından yoksun bir Kürt devletinin emperyal dünya için değeri yoktur. Kuzey Irak petrolleri tümüyle Kürt yönetimine bırakılmaya kalkışılırsa da Arap-Kürt çatışması kaçınılmaz hale gelir. IŞİD-Kuzey Irak Kürt Yönetimi çatışması bunun ilk kanıtıdır. ABD, Kürt yönetiminin Türkiye ile Arap ülkeleri arasında sıkışmasını uygun bulmamaktadır. Türkiye’ye Kürt yönetiminin koruyuculuğu görevini vermeyi planlamıştır. İşte çözüm süreci, bu gereksinim, görevlendirme sonucu ortaya atılmıştır. Ne yazık ki çözüm süreci ABD’nin emperyal güçleri, en hafif deyişle telkinleri, doğrultusunda içerik kazanarak şekillenecektir. ABD’nin BOP ya da GOP’unu dikkate almadan, Almanya’nın Ortadoğu’ya ilgisini görmezden gelerek çözüm sürecine ilişkin öneriler, bana beyhude geliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorun ve çözüm 20 Kasım 2024
DEM’e gülücükler 6 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları