Özgür Mumcu

Suriye düğümü

08 Ekim 2015 Perşembe

Sayın Davutoğlu Dışişleri bakanıyken, 2011’de Konya’nın Kadınhanı ilçesinde seçim mitinginde halka seslenmişti:
“Artık Türkiye, Balkanlar’da, Kafkaslar’da, Ortadoğu’da attığı adımı herkesin takip ettiği ülkedir. Kimse bizden habersiz adım atamaz. Kimse bizi hesap etmeden artık bu coğrafyada at koşturamaz.”
Ortadoğu’da bu söylediği nasıl bir etki yaptı bilinmez ama Konya’nın Kadınhanı ilçesinde işe yaramıştı. 2011 seçimlerini ilçede AKP, yüzde 75 oyla açık ara önde tamamladı.
Ortadoğu’da kimsenin bizden habersiz adım atamamasının Kadınhanılıların heyecanlanması elbette iyiydi ve AKP’ye yarar idi. Ancak Ortadoğu’da Kadınhanılılar Davutoğlu’ndan habersiz adım atmak derdinde olmadığı için bu nutkun pratikte pek bir faydası yoktu.
Bizden habersiz yaprak kımıldamaz derken, IŞİD Musul Konsolosluğu’nu bastı, diplomatları rehin aldı. Halep varken herkesin Kobane’yle ilgilenmesini hiç anlayamadık, bereket Kobane “düştü, düşecek” denilirken düşmedi. Üç sene önce haftalarla ömür biçilen Esad rejimi yıkılmamakla kalmadı, sınırımızın dibini Rus jetleri bombalıyor.
Rus jetlerinin Suriye’de operasyonlara başlaması, Türkiye’nin “angajman kuralları” adıyla uygulamaya çalıştığı fiili uçuşa yasak bölge uygulamasını sarstı.
Neticede bir Suriye jetiyle bir Rus jetini vurmanın hukuki sonuçları aynı olsa da siyasi, askeri ve ekonomik sonuçlarının aynı olmayacağı ortada. Hele önümüz kışken.
Rusya, belli ki bir güç gösterisinde bulunuyor ve muhtemelen bu arada Türkiye’nin savunma reflekslerini test ediyor.
Patriot füzelerinin, Rus jetleri gelmeden bir süre önce çekilmesi de ilginç bir karar olarak bir köşede duruyor.
Türkiye için IŞİD terörist, Nusra bir El Kaide örgütü el mahkûm o da terörist, YPG terörist, Esad rejimi teröristten beter.
Geriye alanda kim kaldı? Bir tabela ordusuna dönüşmüş ÖSO ve cihatçılıkta Nusra ve IŞİD’le yarışan Ahrar mı?
Türkiye, Suriye’de ne istiyor? Herhalde şu durumda arazideki güçlerin ezici çoğunluğuna karşı olarak Suriye’nin bir geçiş hükümetiyle tekrar birleşmesini değil.
Olsa olsa, Kürt koridorunu engelleyecek güvenli bir bölge arzusunda. Mülteci meselesini de bu güvenli bölge arzusu için bir kaldıraç olarak kullanmak niyetinde.
İşin içine artık Rus uçakları girmişken bunu sağlamak mümkün mü? Rusya’nın onayı olmadan mümkün değil.
Kaldı ki, güvenli bölgenin güvenliğini kim sağlayacak? Türk askeri mi? Bunu dört bir yanı IŞİD, Nusra, Esad rejimi ve PYD güçleriyle sarılı bir şekilde mi yapacak?
Yok Türk askeri değil de hâlâ var olduğu varsayılan “ılımlı güçler” mi halledecek? O “ılımlı güçleri” Rusya bombalarken mi?
Uzatmanın lüzumu yok. Suriye siyaseti her geçen gün yeni bir mağlubiyet daha alıyor. Boş tehditlerin, bağırıp çağırmanın bir anlamı yok. Savaş, Konya’nın Kadınhanı ilçesinde oy toplamak için nutuk atmaya benzemez.
Bu çoğunluğunu yitirmiş geçici hükümetin dış politikada radikal adımlar atma hakkı yok. Umalım seçim sonrasında oluşacak hükümet bu Suriye düğümünü, gerçekçi ve diplomatik yollarla çözecek bir irade gösterebilir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tutuklu yargı 5 Eylül 2018
Kimiz biz? 29 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları