Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Zorbanın aczi
Bilmezsiniz belki. Benim 5 ciltlik Bütün Şiirler’im SİA Kitap tarafından yayımlandı. Bütün Şiirler’in ikinci kitabında yer alan Zorba ve Ozan adlı kitabın 50’nci ve son şiiri sanki zorbanın aczini tanımlıyor gibi. Anlam son dizede yoğunlaşıyor: “Hep buradaymış bu, hiçbir yere gitmemiş.”
Bir açıklama: Şiirdeki “zorba” Kenan Evren, ozan da “Özdemir İnce” yani ben! Özgürlük, adalet, demokrasi ve “hayat”ı temsil eden ozan, çoğul canlıdır. Kenan Evren öldü ama yerini bir başka zorba aldı. İkincisinin karşısında ozan olarak Ekrem İmamoğlu var. O da gitti ama gittiğini henüz bilmiyor.
Evet, zorba hep gider ama ozan ve şiir her zaman kalır! Her zorba halkın zoruyla gider! Tıpkı Kenan Evren gibi Hitler, Mussolini, Salazar ve General Franco gibi!
***
Zorba ve Ozan (50)1
Düşlerim hiç gerçekleşmeyecek sanıyorsun/ -dedi ozan, yargı gecesi, son söz olarak-/ ayırabilir misin sen düşü gerçekten?
düşlerimle demir attım dünyaya,/ gördükten sonra ışıkla gölgenin kavgasını/ ne yapayım ben artık düşsüz hayatı?
Geçen zaman kazandığım topraktır benim,/ yıktığın kent bir gün benim kalem olacak,/ ölümümü gördün ve dirilişimi göreceksin.
O gün, İsrafil’in Sur’u üç kez çalınca/ geri döneceğim kanatlı atımla birlikte;/ diyeceksin, şaşkın gözlerle bakarak bana:
Hep buradaymış bu, hiçbir yere gitmemiş
(Paris, 12.6.1986)
***
Evet, zorba gider, direnen kalır! Ama nasıl? Tarihin gidiş yönü geçmişte hep demokrasiden yana, kamusal ekonomiden yana olmuştu. Toplumsal hayatın, ekonomik ilişkilerin sonucu ortaya çıkan sınıflar (burjuvazi ve proletarya), tiranlığın yani zorbalığın dayandığı yapıyı yıkmıştı.
O halde tiran(lık) ne anlama gelmekte ona bakalım: Herhangi bir yasaya dayanmayan, sadece tek bir hükümdarın keyfi uygulamalarıyla yönetilen monarşik yönetim sistemine tiranlık denir. Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin tamamı tirana bağlıdır. Devletin başındaki kişi eğitim, sağlık, yönetim ve diğer tüm alanlarda sınırsız yetkiye sahiptir. N.F. Kısakürek bu rejime “Başyücelik” der ve müritlerine hararetle tavsiye eder.
Konumuzu somutlaştırmak için bu tanıma müdahale edeceğim. Günümüzde, Avrupa’daki hükümdarların tamamı demokrat ama seçimle gelen bazı yöneticiler tam anlamıyla tiran. Tiranlık ile yönetilen ülkede yönetimin her üyesi, her organı kendi başına tirandır!
Adonis, Zorba ve Ozan’ın Fransızca çevirisine2 yazdığı önsözde “Bu kitap, bugün gökyüzünde şiddet ve sefalet yaşanırken Fransızca yayımlandı. Küçük adamın kanının damladığı bir gökyüzü. Dünyamız kendisini Tanrı’nın sözünün tutsağı olarak görüyor. Dünyamız, Tanrı düşmanı olarak gördükleri insanları öldürerek kendi inançlarını kanıtlayan insanlarla dolu” ifadesini kullanıyor.
Adonis, epeyce uzun önsözde despotların, diktatörlerinin, tiranlarının günümüzde tekrar Tanrılaşmasından söz ediyor. Bu türden yöneticiler eskiden dünya egemeniydi, günümüzde tekrar ortaya çıkmaları bir anakronizmdir, bir anomalidir. İki anlamda da 21. yüzyılda 7. yüzyılın, derebeylikler çağının normlarını tarihe ve topluma zorlamaktır.
AKP ve Başyüce’den önceki rejim kuşkusuz demokrasi açısından kusursuz değildi. Ama TBMM görevini yapmaktaydı. Anayasa Mahkemesi, TBMM’nin işlemlerini, çıkardığı yasaları denetlemekte, kimilerini geri göndermekte idi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlara cumhurbaşkanı ve hükümet kesinlikle uymaktaydı. Danıştay, Sayıştay ve Yargıtay anayasanın kendilerine verdiği görevleri yapmakta ve ilgililer bu üç “tay”ın verdiği kararlara uymakta idi.
Mevcut yönetim, yürürlükteki anayasanın başta 13., 14. ve 15. maddesi olmak üzere temel haklar ve ödevlerle ilgili maddelerini umursamamakta; anayasanın başta 36., 37. ve 38. maddeleri olmak üzere yargı erkiyle ilgili maddelerini hiçe saymakta. Sanki ülke anayasasız yönetilmektedir. Bu durum ve koşullar içinde devlet örgütünün bütün kurum ve kuruluşları da kendileriyle ilgili anayasa maddeleri, yasaları, tüzük ve yönetmelikleri işlemlerinde uygulamamakta, karar verirken işlem yaparken tek kişinin ağzına bakmakta, dahası onun yerine geçmekte, onun yerine karar vermektedir.
Bu türden anakronik organizmalarda “kullanım süresi” diye bir şey yoktur. Ömrü bir hortlağın ömrüdür. Zaten ölüdür. Ölü olduğu için acizdir. Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı olmasını hiçbir zorba engelleyemez. Zorbanın zaptiyesi varsa demokrasinin ölümsüz halkı var!
1- Bütün Şiirler, Cilt 2, Sia Kitap, s. 465.
2- Le Tyran et le poète, Ed. Le Temps de Cerises, 2009.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
Özel direnişin yeni adresini açıkladı, saat verdi!
-
Özel, güncel boykot listesini duyurdu
-
'Ben sana ne lakap takayım?'
-
Türkiye nereye gidiyor? İki ülkeyi örnek verdi...
-
Süleyman Soylu'dan 'tehdit' gibi sözler!
-
Erdoğan'dan '1 saatliğine' sokağa çıkma izni istedi
-
Üniversite öğrencileri Şişli Belediyesi'ne yürüdü
-
Espressolab: 'Biz siyaset değil, kahve yapıyoruz!'
-
Kayyum Kent Lokantalarını kapattı mı?
-
'Bahçeli entübe edildi' dedi, MHP'den sert yanıt geldi