Özdemir İnce

Milliyetçilik değil millicilik (1)

01 Eylül 2024 Pazar

Değerli okur, şimdi alet çantamı açıp biraz ukalalık yapacağım. Lütfen bağışlayın!

Fransız dilindeki “la nation” sözcüğü Türkçede ulus, millet, toplum ve topluluk anlamlarındadır. Fransızca sözcüğün tanımı şöyledir: “Birliğinin bilinci ve birlikte yaşama arzusuyla nitelik kazanan oldukça büyük insan topluluğu (grubu).” İkinci bir anlamı da var ama o konumuz dışı. 

“Millet”in (la nation) Türkçede tanımı söyle: Ulus (millet): Ulus ya da millet çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü,duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk. Milleti etnik gruptan ayıran şey, daha politik olmasıdır.” Yani ve kısacası “millet”, “etnisite” ile eşanlamlı değildir.

Kim dilimize çevirdiyse yanlış çevirmiş: Fransızcada “milliyetçilik” sözcüğünün bir karşılığı yoktur, “millicilik” vardır. Nasyonalism (le nastionalisme) sözcüğü “ulusçuluk” (millicilik) anlamına gelir. “La nation” (ulus, millet) ana sözcüktür. “Nationale" sözcüğü sıfattır; “ulusal” ve “milli” anlamına gelir.

Ulusal bayram, ulusal takım, ulusal marş, ulusal maç: Yani milli.

La nation: Ulus, millet.

National,e (sıfat): Ulusal, milli.

Nationaliste: Ulusçu, millici.

La nationalité: Milliyet, uyrukluk, bir devletin vatandaşı olma hali.

La nationalisme (Ulusçuluk, milletçilik, millicilik): Bir milliyetin ulus kurma hakkını talep eden siyasi hareket. 2. ulusal duygunun yüceltilmesi; millete tutkulu bağlılık (şovenizm, vatanseverlik); doktrin bu duyguya dayanmaktadır.

Fransızcada “milliyetçilik” diye bir sözcük yok. Olsaydı şöyle olurdu: “La nationalité + isme” = La Nationalitéisme. Böyle bir sözcük yok.

Vikipedi’nin tanımı şöyle: “Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi.” Ki yanlıştır: “Milliyetçilik” yerine “millicilik” denmesi gerekir. Çünkü “milliyet” bir devletin uyruğu, vatandaşı olmak anlamına gelir.

Bu kadar gevezelikten sonra gelelim Vehbi’nin kerrakesine: Milli olunur ama milliyetçi olunmaz. Milliyetçi insan ya da parti olmaz, millici insan ve parti olur.

Benden bu kadar. Size, kavramın ana vatanı Fransa’nın vikipedisinden “millicilik” ne demekmiş onu aktarıyorum:

Millicilik, 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan, her halk için bir ulus-devletin varlığını meşrulaştırma eğiliminde olan, bir dil, tarihi ve kültürel gelenekler veya siyasi değerler gibi üyelerine özgü ve onlar için ortak olan özelliklerle tanımlanan siyasi bir ilkedir.

Başlangıçta millicilik kraliyete karşıydı (Fransa’da daha sonra Ancien Régime olarak adlandırılacak bir siyasi rejim). 19. yüzyılda Avrupa’da yavaş yavaş kendini kabul ettirdi ve 20. yüzyılın başında dört çok etnikli ve otokratik imparatorluğun ortadan kalkmasıyla sonuçlandı: İki Germen İmparatorluğu, Rus ve Türk. Ortaya çıkışından sonra millicilik siyasi ve toplumsal yaşamda doğal bir sorun olarak ortaya çıkmıştır.

Aynı zamanda, diğer uluslar ve nüfusların aksine, bir ulusu bütün biçimleriyle (devlet, kültür, din, etnik köken, dil, tarih, gelenekler, istihdam için ulusal tercih vb.) yüceltmek istediğini iddia eden siyasi hareketleri de ifade eder. Hareketin bu ikinci varyantı (değişkesi), 19. yüzyılın sonundan itibaren, 1870 civarında gelişti: Şovenist ve yabancı düşmanı kimliğiyle militanlarını esas olarak küçük burjuvazide buldu.

Özünde, kişinin ulusuna sadakat ve bağlılığı, siyasi bağımsızlığı, ulusun yaşam koşullarının, yaşam alanlarının, ekonomik kaynaklarının ve manevi değerlerinin pratik olarak korunması için ulusal bir fikrin varlığını vaaz eder.

Pratikte millicilik, bağlama ve bireysel dünya görüşüne bağlı olarak olumlu veya olumsuz olarak görülebilir. Farklı zaman dilimlerinde farklı ülkelerdeki millicilikler çok farklıdır. Millicilik, Yunan devrimi, İrlanda’nın bağımsızlığı, Büyük Arap İsyanı, Filistin ulusal hareketi, üçüncü dünya ülkelerinin dekolonizasyonu (sömürge olmaktan kurtulmaları), İran-Irak Savaşı sırasında İran direnişi ve Sovyetler Birliği’nin çöküşü gibi bağımsızlık hareketlerinin arkasındaki önemli bir itici güç olmuştur. Tersine, emperyalist yayılmacı millicilik de faşizm, Nazizm ve üstünlükçülük gibi, savaşı kışkırtmada kilit bir faktör (etken) olmuştur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

HÜDA PAR parti programı 13 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları