Örsan K. Öymen

Uçurumun kenarındayız!

01 Şubat 2025 Cumartesi

Ekonomik ve sosyal adalet, enflasyonun altında ezilmeye devam ederken, hukuk alanındaki adalet de, gözaltı ve tutuklama enflasyonunun altında eziliyor!

CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in, CHP’li Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın tutuklanmalarından sonra, bu hafta içerisinde de dizi oyuncusu menajeri Ayşe Barım ve Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklandılar.

Halk TV operasyonunda, gazeteci-yazar Barış Pehlivan, program sunucusu Seda Selek, sorumlu müdür Serhan Asker, program koordinatörü Kürşad Oğuz da gözaltına alındılar, daha sonra adli kontrol koşuluyla serbest bırakıldılar.

Son olarak, Mustafa Kemal’in askerleri olduklarını söyleyerek, anayasaya bağlı kalacaklarına dair yemin eden teğmenler, TSK’den ihraç edildiler!

Yaşananlar, AKP iktidarının Fethullah Gülen çetesiyle birlikte gerçekleştirdiği “Ergenekon”, “Balyoz”, “Oda TV”, “Casusluk” kumpas “davalarında” olduğu gibi sistematik bir planlamanın sonucu mudur, yoksa bir cinnet haline bağlı olarak, birbiriyle ilgisiz ve bağlantısız uygulamalar mıdır, bu da belirsizliğini korumaktadır.

***

Ayşe Barım, önce dizi sektöründeki tekelleşme iddiasıyla gözaltına alındı, arkasından on iki yıl önce gerçekleşen “Gezi” eylemlerini organize etmekle suçlanarak tutuklandı!

AKP Genel Başkanı ve “CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan, “Gezi” eylemlerini yine yasadışı bir eylem olarak anlattı; AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Gezi” eylemlerini organize eden herkesin zamanaşımı süresi içinde yargılanabileceğini belirtti; AKP Gençlik Kolları Başkanı Eyüp Kadir İnan, “Gezi” eylemlerinin bir daha gerçekleşmesi durumunda katılanların karşılarında kendilerini bulacaklarını söyledi!

Oysa anayasanın 34. maddesi açıktır:

Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Gezi” eylemlerini gerçekleştirenlerin ve eylemlere katılanların büyük çoğunluğu da anayasanın tanıdığı bu hakkı kullanmıştır.

AKP’lilerin sözünü ettiği mala zarar vermek biçimindeki vandallık ve şiddet eylemlerini gerçekleştirenlerin oranı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi kayıtlarından da anlaşılabileceği gibi, yüzde biri bile bulmamıştır.

Çünkü bu kayıtlara göre eylemlere, iki il hariç, Türkiye’nin tüm illerinde, milyonlarca vatandaş katılmıştır. Oysa aynı kayıtlarda göstericilerin zarar verdiği kamu mallarının ve özel malların sayısı yüzlerce olarak ifade edilmektedir. Eğer milyonlarca insanın tamamı vandallık yaparak şiddet uygulamış olsaydı, mala verilen zararın çok daha yüksek olması gerekirdi!

Aksine bu eylemlerde en büyük şiddeti ve terörü güvenlik güçleri uygulamıştır; bunun sonucunda yedi gösterici yaşamını yitirmiştir, binlerce gösterici yaralanmıştır! Bu gerçek Emniyet, yargı ve sağlık kurumları kayıtlarında ve arşivlerinde sabittir!

Erdoğan ve AKP’liler, kişisel hayal alemlerinde ve zihinlerinde, yeni ve uydurma bir “Gezi” tarihi yazarak, halkı yanıltmaktadırlar.

***

Halk TV operasyonu da, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları sonrasında gerçekleşti. İmamoğlu, kendisi hakkında açılan soruşturmaların, davaların çoğuna aynı bilirkişinin atandığını ve bilirkişi, savcılar, hâkimler tarafından usule, mevzuata, yasaya aykırı işlemler gerçekleştiğini belgeleriyle açıkladı.

Bu yasadışı işlemleri yapanlar hakkında soruşturma açılacağına, İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasını önlemek, seçimleri serbest ve özgür olmaktan çıkartmak için, İmamoğlu hakkında bir soruşturma daha açıldı; gazeteci-yazar Barış Pehlivan’ın söz konusu bilirkişiyle telefonda röportaj yapması ve bunun yayımlanması da, Halk TV çalışanlarının gözaltına alınmalarına ve tutuklanmalarına yol açtı!

***

Öte yandan, teğmenlerin ihraç edilmesiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, emperyalistlerin istediği biçimde, milli bir ordu olmaktan çıkıp, ümmetin ve AKP’nin ordusu olması yolunda bir adım daha atıldı!

Muhalefetin zaafları da dikkate alınacak olursa, Türkiye için umutlu olmak çok zor görünüyor!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Laiklik ve 3 Mart 3 Mart 2025
Silkelenen Türkiye! 1 Mart 2025

Günün Köşe Yazıları