Beşiktaş 3 puanla başladı. Önce ben size bir şey anlatayım. ‘Ortaçağ’ın papazları her zaman haklıydı. Çünkü onlar toplum baskınlarıydı.Hiçbir zaman haksız olmazlardı. Zalim kendileri oldukları halde, kendilerini hep haklı ilan ederlerdi. Victor Hugo’nun ‘Notre Dame’ın Kamburu’ndaki gibi yolda yalnız bir kadın gördüklerinde tecavüz eder işi bittikten sonra tecavüz ettiği kadını işaret ederek, “Şeytan şeytan buuu. İçime girdi.. Bana günah işletti” diye bağırarak kadını “Suçlu” ilan ederdi! Zavallı kadınlar, hem tecavüze uğrar hem de yakılarak öldürüldü.
Papazlar hep haklıydı. Kendi işledikleri suçları başkasının üstünü atarlardı. Bir nevi en kalitelisinden Zeytinyağıydılar..
Şartlar ne olursa olsun, zeytinyağı gibi su üstüne çıkarlardı.
Aradan asırlar geçti.. Avrupa çağ değil çağlar atladı. Engizisyon devrinde yaşanan fikri rezillik sanki Türkiye’ye miras kaldı. Beşiktaş’a verilen ceza da aynı mantığın ürünüdür. Suçu işleyen başkası ama Beşiktaş’a ceza verdiler. Sahaya bıçaklarla inen sanki Beşiktaşlılardı.. Buna kargalar değil “Devekuşları” bile gülerdi! Baksanıza herkes suçlu, bir tek federasyon suçsuzdu.. Suçu işleyen başkası cezalandırılan masum olan Beşiktaş taraftarı!
Son yaşananlar aslında son yılların Türkiye’siydi. İnönü’de Beşiktaş sanki Antalya’da maç yapıyor gibiydi. Çünkü Beşiktaşlılar olmayınca misafir Antalyalılar “ev sahibi” olmuşlardı. Antalya taraftarlarının “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye sloganından sonra halk düşmanlarının şehit ettiği 15 yaşındaki Eren için “Eren iyi ki vardın” diye bağırmaları gecenin en güzel olayıydı!
Şampiyon açılış maçına yeni transferlerden sadece Pepe vardı ilk onbirde. Lens ve Negredo yedekti. Ancak yedek kulübesi ise adam bolluğundaydı. Çünkü her takımın 10 yedeği vardı. İşin komiği ısınmak isteyen futbolcuların çokluğu enteresan bir görüntüydü.