Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Zor görev

24 Ekim 2022 Pazartesi

Epeydir yazsam mı dursam mı bilemedim. Konu CHP.. Parti üyesi, görevlisi vb. olmadığım için rahatım.

Bazı köklü CHP’liler, derin gönül vermişler, CHP yönetimi artık Atatürk’ün CHP’si değil, diyor. Hatta bazıları “ihanet içinde yönetim” noktasında. Kimisi “Sınıf mücadelesini terk etti” bile diyor!

Dahası Cumhuriyet sahipsiz, CHP laikliği de terk etti, ülkede zaten laiklik kalmadı diyen de. Başörtüsü/ türban konusundaki tutumu karşısında parti yönetimi yerle bir ediliyor. Oklar Kılıçdaroğlu’na! Diktatörlükle suçlayanlar var!

AKP’lilerin başlıca aşağılayıcı suçlaması olan, “10 kez seçim kaybetti hâlâ orada”, söylencesi bu tip CHP’liler arasında da revaçta. “Bak Ecevit nasıl yüzde 41’i bulmuştu, Atatürkçü geçmişine geri dönerse, AKP’yi yerle bir eder” diyen de çok. Bana hâlâ “ABD’de 8 saat nereye kayboldu” yazan var.

TÜRKİYE SOLDA MI SAĞDA MI? 

Siyaset analiz işidir, gerçek tabloyu görme işi. AKP’nin parlak yükseliş yıllarında dünyanın en parlak lideri/partisi gelse kazanamazdı. İktidar olmanın mekanizması var. Koşullar var. Milletin memnuniyeti var, var oğlu var.

Ecevit yüzde 41’i buldu, sonra DSP yüzde 2’nin altında oyla silindi. Neden acaba?!

Ayrıca Türkiye ABD’de olduğu iki partili bir rejim-ülke değil. Hiç olmadı.

CHP’den büyük hep merkez sağ partiler oldu. Neden acaba?

Oldukça sağa kaymış bir seçmen neden CHP’yi seçsin? Yüzde 10’un altında kaldığı zaman oldu Baykal döneminde. Neden acaba?

CHP üç aşağı beş yukarı yüzde 25’tir. Bu bir kader mi? Hayır sağa kaymış bir ülkenin yarattığı matematik. Ama yüzde 25 büyük bir güçtür, ülkenin belkemiği, ülkeyi hâlâ ayakta tutan... Üstelik laik ve sosyal demokrat, kurtuluş ve kurtuluşu üstlenmiş ve geleceğe taşıyan.

70 yıldır iktidar dışı kalmış bir partinin üzerine, sağcı-aşırı sağcı iktidarlar katman katman o kadar sahtekârca yükler bindirdiler ki... Şüphesiz, partinin kendi hataları da bu yüklere yardımcı olmuştur.

İLK KİM ÇÖKERTTİ?

Ülkeyi iyice sağcılaştıran, çökerten, sonuçta gidip AKP gibi “Muhafazakar demokrat” sahte cilalı, (Her şey bu yalanla başladı!), siyasal dinci, Türkiye Cumhuriyeti kuruluşuna ve devrimlere düşmanı, Osmanlı’nın son dönemindeki en gerici ve Atatürk düşmanı Osmanlıcı-Abdülhamitçi, hilafetçi hiziplerin tarihsel izdüşümünde bir partiye teslim eden, merkez sağ partiler oldu. Demirel’ler, Yılmaz’lar, Çiller’ler sayın sayabildiğiniz kadar. Bir sağ çöktükçe onların yanında adım adım yükselen Erbakan’dan kopan sözde yenilikçilere döndü seçmen. En kötüsüne! Tek adam, herkesi kandıra kandıra, tasfiye ede ede otokratik yönetimini kurdu.

Olağanüstü büyük bir güç inşa ederek... Ordusuyla, polisiyle, tüm devlet teşkilatıyla, MİT’iyle, bekçisiyle, hapishaneleriyle.. Ve bağımlı yargısıyla.

Millet de şu hale dönüştürüldü: Yolsuzluk var, hırsızlık var, ama bana ne? Cebime giren paraya bakarım. Parra parra parra. Bilinçli yoksullaştırma ile evine üç ekmek fazla getirebilmek hayatlarının tek amacı olan milyonlar yaratıldı. Gerisi umurlarında değil.

AYAĞA KALKIŞ

Sağ seçmende hiçbir etik ilke kalmadı diyeceğim ama yeni bir umut yeşerdi, merkez sağda bu kez -inşallah- ilkeli, etik, ülkesini seven, yağmacı olmayan bir toparlanma yaşıyoruz.

Bakıyorum, çok da aklı başında, işinin ehli, kendini adamış, doğru düzgün yönetici adamları var. Bu çok önemli bir kazanım. 

Ve CHP bunu yarattı desem ayıp olur, ama ortaya çıkmasında büyük emeği var.

Kılıçdaroğlu’nun ancak böyle; yeni merkez sağın ayağa kalkmasıyla, onlarla iktidar ortaklığı yaparak ülkenin uçurumdan kurtulabileceğini ve yeniden inşa edilebileceğini öngören politikasının geldiği noktadayız.

CHP içindeki ve dışındaki, CHP’ye zaten oy vermeyen uç noktadaki, kimi daha soldan, görüşlerle ilgilenmiyorum şimdilik.  

Önemli olan ülke tamamen devrilmeden, iktidar değişimini sağlamaktır. Ne derler “Mevzu vatansa gerisi teferruattır”, bu lafı da ilk kez kullanıyorum.

Türkiye kaybetmiş değil, laiklik de ortadadır, görünüşte yapılanlar bir bir yıkılır, yeni bir iktidarla her şey ayağa kalkar. 

İlk aşama demokrasi, hukuk, özgürlüktür.. Ve en geniş dayanışma..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları