Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sezen Aksu’nun dili
Cami nutuk atma yeri midir? Evet öyle... değildir de, öyle yaptılar. Siyasete “minareler süngü, kubbeler miğfer” sözde “şiir”le giren ve üstüne üstlük yandaş “büyük âlim yazar çizerler” tarafından “Şiir okuduğu için ceza aldı” biçiminde propagandası yapılan bir eylemin varacağı nokta, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ve ilgili maddelerinin çöpe atılmasıdır.
Ve anayasanın ve Türk Ceza Kanunu’nun bu maddeleri de tabii ki geçersiz kalmaktadır, Türk Ceza Kanunu’nun 312/2. maddesinde yer alan “halkı din, mezhep vs. farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik” suçu fiili olarak yoktur. Bu madde yasadan kaldırılmalıdır!
Siyaset kürsüsünde değil, üstelik camide imamın yanında nazır bekletilen mikrofondan “Hz. Âdem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak bizim görevimizdir” diyen bir Cumhurbaşkanımız var.
Cami ve din niçin var? İnsanların inançlarını yerine getirmek için. Dinin insanlara güzellik, iyilik doğruluk dürüstlük sevgi vaat ettiği söylenir. Cumhurbaşkanı cami sahnesinde dil koparma vaazı vermektedir. Bu olabilir bir şey değil.
BELLEKTE SERBEST ÇAĞRIŞIM
Daha belleklerde kafa kesen Taliban, IŞİD vb. gibi köktendincilerin yanı başımızda din adına yaptıkları kıyımlar- işledikleri cinayetler henüz düşüncelerde varlığını sürdürürken, “yeri geldiğinde dil koparmak”tan bahsedilince, belleklerde hangi sahnelerin canlandırıldığını izah etmeye gerek yok.
Cumhurbaşkanı bir açıklama yapabilir ve en azından “Mecazi anlamda söyledim, tabii ki asla Türkiye Cumhuriyeti’nde böyle sahneler olmaz, izin vermeyiz” diyebilir, demelidir de.
Yoksa kendisini adeta tapınmaya varıncaya kadar seven bazıları gerçekten Sezen Aksu’ya, başkalarına, Sezen Aksu’yu savunanlara karşı şiddet uygulayabilir, yere yıkıp dil kesmeye bile kalkabilir, dil koparmak vaciptir, liderim fetva vermiştir diye düşünebilir..
EMİR SAYABİLECEK İNSANLAR
Dahası, sözlerden aldığı cesaretle “Cumhurbaşkanıma laf edenin kafasına sıkarım” diye harekete geçebilir.
Yasalarımızda “dil koparmak” diye bir ceza mı vardır? Hayır.
Peki, “dil koparmak” o halde kişiyi öldürmeye varıncaya kadar uzanabilecek yasadışı bir eylemdir.
Yani bir suça girer.
Peki, bir siyasi lider kalkıp “dil koparmak” propagandası yapabilir mi?
Hayır, bu da suça teşviktir.
Peki, dil koparmak şeriat uygulayan ülkelerde var mı, taşlayarak öldürmek var, ama bir şeriat lideri, isterse bunu yasal hale getirebilir mi, neden olmasın.
Cumhurbaşkanı yasalarımızın yerine başka yasaları geçirmeyi mi planlıyor? Hayır, daha doğrusu sanmıyorum.
SAVCILAR SORUŞTURABİLİR
Ama dil koparma açıklaması, normal koşullarda savcılar tarafından soruşturulmaya açık olabilir. Bunu hukukçular daha iyi tanımlar. Çünkü karşılarında her türlü yasayı geçirme gücüne sahip bir iktidar söz konusudur. Bu bakımdan savcı niyet sorgulayabilir.
Bu şu bakımdan da önemlidir. Güçlü bir lider ve ona kökten bağımlı bazı insanlar, bunu sanki kendilerine verilmiş bir talimat gibi algılayabilirler. Sonuçta toplumu din temelli birbirine düşürme eylemine dönüşme potansiyelinin varlığı sorgulanabilir.
Cumhurbaşkanı bunu camide ve tamamen dini bir cümle içinde söylüyor. Bu cümlenin, anayasanın ve yasaların siyasi parti ve kimliklerin dini siyasete alet etmeyi yasaklayan maddelerine aykırılığı da gündeme geliyor. Açıkça bir savcı devletin kurulu düzenini değiştirme girişimi mi var diye merak edebilir. Saray’da ve iktidar partisinde böyle bir çalışma olup olmadığını, laikliği kaldırmak gibi bir girişimi araştırabilir.
SİYASİ PARTİLER KANUNU YASAKLIYOR
Çünkü Siyasi Partiler Kanunu’nun 84., 86., 87., 88., 89. maddelerinde, siyasi partilerin laiklik ilkesine aykırı faaliyetlerde bulunamayacakları yazılıdır.
Anayasa ve yasalardaki “siyasetin dini araç olarak kullanmasını yasaklayan maddeler geçerli sayılmayınca camilerin siyasi bir propaganda alanına dönüşmesi” sıradan bir olaya dönüştü.
Günümüz Diyanet reisinin izinde giden ve oradan güç alan bir cami imamı, camide nutuk atarak hilafeti kurmaya çağırabilmektedir. Bu din adamı vaazıyla devletin yasalarını tahkir etmekte, cemaati adeta isyana çağırmakta ve suç işlemektedir.
Özetle, Cumhurbaşkanı bu ülkeye bir açıklama borçludur. Yoksa kimse kendini haklı olarak güvende hissetmeyecektir.
Yoksa istenen bu mu?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!