Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Demokrasi, milli irade, sandık, hukukun tutuklandığı andan itibaren yoktur

24 Mart 2025 Pazartesi

Bugünün başlangıcı o tarihte başlar. Kendime hangi tarih diye sorduğumda, çok sayıda tarih dönemeçleri önüme geliyor tabii ki. Sizce hangi tarihi esas almalıyız? Kilometre taşlarına veya hepsi başlı başına demokrasinin ortadan kaldırıldığı zamana işaret eden olayları bir sıralayalım. Şüphesiz başlıkta yazdığım gibi: Hukukun tutuklandığı an diyoruz:

*2007 Ergenekon ve arkasından Balyoz operasyonlarının, şimdiki adı Fetullahçı Terör Örgütü’ne dönüştürülen yapıyla AKP iktidarının mükemmel işbirliği sayesinde başlatılması, hukukun kaldırıldığı çok önemli bir tarihtir. Bakın askıya alındığı demiyorum, ortadan kaldırıldığı. Çünkü o tarihten sonra hukuk hiçbir zaman doğru düzgün işletilmedi.

2007’de ne oldu? Uyduruk veri, sahte bilgi, sahte senaryolar ile binlerce insanın hayatı karartıldı. OdaTV ve Ergenekon operasyonları, Balyoz operasyonlarıyla ordunun tasfiye edilmesi gereken FETÖ’cü ve AKP’ci olmayan tüm subayları tutuklandı. En az 5 yıl hayatlarından çalındı.

2010 ÇOK ÖNEMLİ

*Acaba 2010 tarihini mi alsak hukukun tutuklanma zamanını: AKP, FETÖ başı (mezardakilere bile oy kullandırın!), yetmez ama evetçi sözde kanaat önderi kullanışlı araçlar ortaklığı ile referandum ile anayasada yapılan 23 maddelik değişiklik. Devlet Bahçeli paketi “uzlaşmadan uzak, yabancı dayatması ve parti anayasası” olarak nitelendirdiği... Avrupalıların desteklediği... Taraf ve iktidar medyasının “Halk yönetime el koydu” manşetleri ile duyurduğu...

Referandum tarihi 12 Eylül’dü, 12 Eylül 1980 askeri darbesi tarihine denk düşürülmüştü. Askeri darbeye karşı anayasa ve hukuka karşı sivil darbe. Esası anayasa mahkemesinde vb. yapılan değişikliklerdi.

FETÖ DARBE GİRİŞİMİ İLE KRİTİK ADIM

*Yoksa 2016 Fetö darbe girişimi sonrası yargıdan Fetöcü yargı mensuplarının temizlenmesi ve yerlerine AKP’nin mutemet yargı adamlarının getirilmesini mi esas almalıyız? Fırsat bu fırsat, yargının her bakımdan AKP kontrolüne girdiği tarihtir. Aslında, yargıda Fetö hakimiyeti AKP hakimiyeti ile yer değiştirdi. AKP bütünüyle iktidar olduğu için, yargı ile bütünleşmesi, tüm güçleri elinde toplamış oldu.

2016 FETÖ darbe girişiminin AKP iktidarının kontrolü altında geçtiği, darbe girişiminin epey zamandır gözlendiği konusunda sadece yorumlar değil, epey veriler de bulunuyor. O gecenin gerçek tarihi henüz yazılmadı. Ama iktidar bu girişimi, otoriter ve hukukla bütünleşmiş otokrat karakterli bir rejime doğru önemli bir adım atmış oldu.

SON NOKTA

*En iyisi 2017 referandumuyla başkanlık sistemine geçişi belki de hukukun tam tutuklandığı tarih olarak almalıyız. Hâkimler ve savcılar kurulu, tamamen cumhurbaşkanı ve AKP’nin kontrolüne girdi.

Evet, yukarıda saydıklarımızın hepsini, hukukun tutuklanmasında kilometre taşları olarak kabul etmeliyiz. Ve demokrasi, özgürlükler, medya ve ifade özgürlükleri de adım adım ve son noktada tamamen iktidarın kontrolüne girdi.

Hukuk, AKP iktidarının sürekliliğinin bir payandası olarak kullanılmaya başlandı. Siyasi rakipler bir bir tasfiye edildi.

Seçimlerin artık bir daha asla kazanılamayacağının görülmesiyle hukukun tam anlamıyla torbada tutuklu olduğu, iktidarın uygulamalarıyla belgelenmeye başlandı.

İKİ TUTUKLU DAHA: MİLLİ İRADE VE SANDIK

Yani hukuk aslında 2007’den beri şu veya bu şekilde tutuklu da AKP’nin seçimleri kazandığı zamanlarda sanki varmış gibi algılanması sağlanıyordu.

Seçimleri kaybetmeye başladığı tarihten itibaren hukukun göstermelik olduğu görüldü.

Demokrasi 2007’den beri bir oyuncaktır. 2008’de zaten medyayı susturmaya başlamışlardı.

Milli iradenin de aslında iktidar tarafından tutuklandığını görüyoruz.

Seçim sandığı AKP’nin oyuncağı olarak torbada tutuklu turpun büyüklerinden biridir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları