Değersizleşen toplum ve vahşi yaşam savaşı

20 Ekim 2024 Pazar

Son yazımın başlığı “Milleti nasıl soysak”tı. Şu yenidoğan bebekler üzerinden para kazanmak ve Sağlık Bakanlığı’nı bütçesini hortumlamak için kurulan çete tezgâhı, bu kez alttan alta ülkenin içine düştüğü ahlaksızlığın hangi boyutlara indiğini gösteriyor: Derin bir çukur.

Sağlık Bakanlığı soyuluyor. En fecisi yenidoğan cinayetleri üzerinden. Hastalar üzerinden. Kim bilir Sağlık Bakanlığı’na içeriden ve dışarıdan kaç bin tane hortum takılmış durumda. Yenidoğan katilleri buzdağının ucu. Resmi yollardan hukuki kılıflarla ülkenin bütçesi hazinesi peşkeş çekilirken bunun dışında kalanlar da alttan oyma için her türlü ahlaksızlığı deniyorlar.

Toptan çöküş manzarası.

BİR YIĞIN MIYIZ YOKSA MİLLET Mİ

Yazar Sema Kaygusuz toplumun dönüştüğü en dip noktayı yazmış: “Dünyada hiçbir şey kalmamışsa, hayat çöle dönmüşse bile iki insan arasında yaşama dönük ahlaki bir ilke muhakkak olmalıydı. Bir doktorla bebek arasında, yeni doğum yapmış bir kadınla hemşire arasında olması gereken basit, doğal bir ahlak. Biz toplum değiliz. Yığınız...”

Benim notum da şu oldu: Çok büyük ahlaksızlıkların tepeden aşağı yaşandığı yerde artık en sıradan doğal bir şey de kalmıyor. Şu noktadayız: Hey herkes kendine sahip çıksın!

Hayır bu kadar değil, milyonlarca insan yaşıyor bu ülkede yaşadığımız aşağılık olaylara nefret duyan; binlerce ahlaklı doktor, hemşire su katılmamış etik anlayışlarıyla işlerini yapıyorlar. Ama öte yanda yüz binlerce düşük insanda hiçbir insanlık değeri ülke ve millet sevgisi kalmadığını görüyoruz. Bunlar bu milleti yığına dönüştürüyorlar.

DEĞERSİZLEŞME ZEMİNİ

Ama onları değer yoksunu yapan da yönetim sisteminin ta kendisi. Onlar hep değersizler ama içine düştüğümüz yönetim sistemi onlara milleti değersizleştirme fırsatı veriyor.

Hukuki yetkileri ellerinde bulunanlar belki de 30 kez değiştirdikleri ihale yasasıyla, bazen değiştirdikleri o yasanın kurallarına bile uymayarak, işbirliği yaptıklarıyla milletin kasasından kendilerine ortak zenginlik yaratıyorlar. Bu ayyuka çıkmış resmi bir olay. İşbirliği üstelik öyle ki adeta sözlü anlaşma ile o şirketlerin vergi bile vermeyeceği sanki kayıt altına alınmış.

VAHŞİ YAŞAM MANZARASI

Yıllar süren yoksullaşma ve işsizlik, milleti yaşamak için her şeyi yapan, birbirini yiyen, öldüren, çiğneyip geçen, çetelerin durmadan bu toprak ve atmosferden fışkırdığı bir vahşi yaşam ortamına sürüklemiş.

Hayatın çivisi çıkmış durumda.

Kötüler aktif.

İyiler pasif ve bu kötülüğü nasıl durdurabileceklerini bilmiyorlar. Bir önderlikten yoksunlar. Sadece yürekleri parçalanıyor ve kendi kendilerini yiyorlar.

İyiler nasıl kazanacak? Onlara kim umut verecek, derleyip toparlayacak ve yasal bir mücadelenin parçası yapacak.

Bir bilinmezlik diz boyu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları