Öner Yağcı

Ne gerekiyorsa

01 Şubat 2025 Cumartesi

Tutsak edilen bir toplum ne gerekiyorsa yaparak doğru önderlikle örgütlendi ve çağın gereği olan ulusal bütünleşmesini sağlayarak emperyalizmin yenilebileceğini kanıtlayan bir kurtuluş savaşı verdi.

Doğru örgütlenme ve önderliğiyle kurtuluş savaşını kazandıktan sonra yurt kıldığı ülkesini bağımsız bir devlete dönüştürmek için ne gerekiyorsa onu yaptı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

YENİDEN KURTULUŞ İÇİN

Yakın tarihimizde, emperyalizmin hazmedemediği bu yenilginin öcünü almak için yüz yıl boyunca saldırmasını, işbirlikçiler ve çağdışı örgütlenmeler yaratmasını, toplumsal bütünlüğü ırkçı ve dinsel kışkırtmalarla bölmeye çalışmasını, çağdaşlık adımlarının önünü tıkamak için suikast, katliam, terör, şiddet, darbe gibi ne gerekiyorsa onu yapmasını yaşadık.

Bugün, bu emperyalist politikaların bir toplumun çökertilmesi, bir ülkenin umutsuzluğa sürüklenmesi, bir devletin parçalanması için ne gerekiyorsa o adımları, toplumu, ülkeyi yönetenler eliyle ve “öte dünya” düşleriyle kandırılıp avutulan milyonlarca insanın desteğiyle atmasını yaşıyoruz.

Toplumsal bütünlüğü yara alan ülkeleri çökertmek kolaydır ve artık meyve alma aşamasına gelmiş olan politikalara karşı toplum, ne gerekiyorsa yapmayı başarırsa ülkesini yeniden kurtarır.

Yeniden kurtuluş... Çünkü yaşadıklarımız toplumun yine tutsak edilmek istendiğini gösteriyor.

‘TAAMMÜDEN’

Yaşadıklarımız birilerinin iş bilmezliğinden ya da yaşamın doğal akışı öyle olduğundan değil, toplumu, ülkeyi çökertmek için “taammüden” atılan adımların getirdikleridir. (Özellikle muhalif televizyonlarda ve gazetelerde Osmanlı Türkçesi sözcüklerle cümle kurmaya hevesli olanları uyarmak için “taammüden” dedim.)

Yaşadığımız her şey, “taammüden”, bilinçli bir biçimde, önceden düşünüp tasarlanarak, bilerek, isteyerek yaşatılmak istenendir.

İnsanlığın yarısı olan kadınların “yarım yaratık” sayılması, bebeklerin öldürülmesi, çocukların katledilmesi, mülakatla gençlerin geleceğinin çalınması “taammüden”.

Liyakatsiz (layık olmayan) birilerinin işlerin başına getirilmesi “taammüden”.

Eğitim ve sağlık sisteminin çağdışılığa ve paraya teslim edilmesi “taammüden”.

Üretimsiz inşaat ekonomisi, işsizlik, sendikasızlaştırma, adaletsizlik “taammüden”.

Çiftçilerin ürünleri değersizleştirilerek, üretmeleri zorlaştırılarak toprağını satmaya zorlanması, böylelikle tarımın çökertilmesi “taammüden”.

Emeklilerin perişanlığa terk edilmesi “taammüden”.

Madenlerle yurt varlıklarının talan edilmesi, termik santrallarla doğaya saldırılması, muhalif yerel yönetimlere yönelik silkelemeler “taammüden”.

Kurumların çökertilmesi, Varlık Fonu, “garantili yap-işlet-devret” ödemeleri, açık bütçe, yüksek faizler ve ÖTV’li, KDV’li vergilerle ülkenin yoksullaştırılması “taammüden”.

Suç örgütlerinin, göçmen teröristlerin, dolandırıcıların at oynatması “taammüden”.

Önlem alınmayan, fıtrata bağlanan doğal afetler ve iş cinayetleri “taammüden”.

Diyanete, dinci vakıflara, tarikatlara para yağdırılması “taammüden”.

Bilimin tekmelenmesi, cahilliğe övgü yağdıran birilerinin rektör olması “taammüden”.

Havanın, suyun, dağın, gölün, ırmağın kirletilmesi, ormanların yangına, çevrenin betona teslim edilmesi “taammüden”.

Paralı ordu, Hıfzısıhha’nın, asker hastanelerinin kapatılması “taammüden”.

Küresel kültürle Arap kültürü arasında sıkışmış bir toplum yaratma adımları “taammüden”.

Cumhuriyetin yarattığı fabrikaların, değerlerin bir bir satılması “taammüden”.

*

“Toplumların özgürlükler alanına dönüşmeleri, insanların salt doğa yasalarını değil, toplum yasalarını da öğrenmelerine, toplumsal yaşamı bilerek yeniden düzenlemelerine bağlıdır.” (Vecihi Timuroğlu-İnsan Hakları Sözlüğü)

Toplum, ne gerekiyorsa onu yapar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Haykırışa kulak vermek 22 Şubat 2025

Günün Köşe Yazıları