Olaylar Ve Görüşler

Uygulanan Tobin Vergisi mi? - Doç. Dr. Murat BATI

30 Mayıs 2020 Cumartesi

6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 28 ile 33’üncü maddeleri arasında düzenlenen ve 6 maddeden ibaret olan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi’nin (BSMV) 33’üncü maddesi vergi oranını göstermektedir. Bu oran, 31.03.2008 tarih ve 2008/13459 sayılı BKK ile ..”e) Kambiyo muamelelerinde satış tutarı üzerinden sıfır,” şeklinde sıfırlanmış idi.

Dayanağını anayasanın 73’üncü maddesinden alarak 15 Mayıs 2019 tarihinde yürürlüğe giren 1106 sayılı “Cumhurbaşkanı Kararı” ile bu oran tekrar binde 1’e yükseltilmiş ve ardından da 7194 sayılı Yasa ile 07.12.2019 tarihi itibarıyla da binde 2’ye yükseltilmiştir. 24 Mayıs 2020 tarihinden geçerli olmak üzere bu defa da 2568 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile bu oran binde 2’den yüzde 1’e yükseltilmiştir.

Vergi oranlarında yapılan bu artış sadece döviz alımlarında olmadı. Finansman bonosundan alınan yüzde 10 düzeyindeki vergi yüzde 15’e, bankalardan 100 gram ve üzeri altın alımına 1 gün valör uygulanmakla beraber 24 Mayıs’tan itibaren de bu işlemden alınan vergi ise yüzde 1’e çıkarıldı.

1 MİLYAR TL EK GELİR 

Ülkede bulunan ya da ülkeye gelen yabancı sermaye, ülkeden ekonomik anlamda istediğini bulamadığı zaman ülkeyi terk edecektir. Hükümetler ise sermayenin ülkeden kaçışını engellemek adına ek vergi gibi çeşitli mali araçlar kullanarak bunun önüne geçebilmeyi amaçlamaktadırlar. Bu bir yerde sermaye kontrolü de sayılabilir. Ancak basında son günlerde getirilen sermaye kontrollü amaçlı vergilere” “Tobin Vergisi” denilerek sıklıkla haber yapıldı. Gerçekten de bu bir Tobin Vergisi mi? Bakalım.

Yale Üniversitesi’nin Nobel ödülü almış profesöJames Tobin tarafından öne sürülen Tobin Vergisi önerisi finansal işlem vergisi” kavramına dayanmaktadır. Bu finansal işlem vergisinin konulmasındaki temel amaç mali bir kaynak yaratmaktan ziyade finansal piyasalarda istikrar sağlamaktır. Yani Tobin Vergisi’nin ilk konuluş amacı vergi geliri toplamak değil. Ancak TCMB’nin web sayfasında bulunan verilere bakıldığında, TL karşılığı yurtiçindekilerle yapılan günlük döviz işlem hacmi 2.2 milyar dolardır. BloombergHT’nin haberine göre bu işlemden sadece aylık 1 milyar TL Hazine’ye ek gelir sağlayacak. Bu durum yani vergi oranlarının artırılması, finansal piyasalarda istikrardan ziyade gelir getirici amacı baskın kılmaktadır. Hazine’nin menfaatı, finansal piyasa istikranın önüne geçmektedir.

TOBİN TÜM İŞLEMLERİ KAPSAR 

Diğer özellik, Tobin Vergisi’nin oranıyla ilgilidir. James Tobin, 1972’de Princeton Üniversitesi’nde bir konferansta ilk defa bu tarz bir vergiyi dile getiriyor ve sonrasında 1978 yılında yine başka bir konferansta önerdiği sabit, düşük ve advalorem oranlı bir vergiyi öneriyor. Tobin, binde 1 ile binde 5 arası oranlar öneriyor. Ancak bizde yapılan değişiklikte döviz alımında 5 kat bir artış var ki bu vergiye Tobin Vergisi demek pek doğru olmaz. Hele Gider Vergileri Kanunu’nun 33’üncü maddesinde yer alan hüküm uyarınca Cumhurbaşkanı’na bu oranı yüzde 2’ye kadar artırma yetkisi verildiği de dikkate alınırsa söz konusu oransal artış Tobini de sollamış bulunmaktadır.

Tobin Vergisi tüm finansal işlemleri kapsamaktadır. Hatta bankalar arası işlemleri de. Ancak bizde yapılan düzenleme ile bankalar arası kambiyo işlemleri vergi dışındadır. Bu yönüyle de bu düzenleme Tobin Vergisi sayılmayacaktır.

Tobin Vergisi kısa vadeli sermaye hareketlerini hedef almaktadır. Yani gelen yabancı sermayenin ülkeden bir an evvel kaçışını engellemek üzerine kurgulanmış bir vergidir. Oysa bizde yapılan son düzenleme ile herhangi bir süre kısıtı konulmadan uygulanmaya başlanmıştır.re kısıtı olmaması nedeniyle de Tobin Vergisi olarak değerlendirilmemektedir.

Konuyu teorik kısımda yorumlamak işin kolay boyutu. Gerek dövize gerekse ithal ürünlere getirilen vergilerin caydırıcılık özelliği hem ülkeden ülkeye hem de o günkü ülkenin konjonktürel yapısına bağlıdır. Yani iktidar tarafından yapılan mali düzenlemeleri bir iktisadi yaklaşımla açıklamak zorunda değiliz.

Bu düzenlemeler pekâlâ sui generis bir özelliğe de sahip olabilir. Konuya biraz buradan da bakmak lazım kanısındayım. Söz konusu düzenlemelerin temel amacı piyasa istikrarından ziyade Hazine menfaatı gözetilmiş gibi durmakta.

HAZİNE MENFAATI İÇİN 

Diğer taraftan yapılan bu vergisel düzenlemelerin dış ticareti hangi boyutta etkileyip etkilemeyeceği ya da döviz talebinin azalıp azalmayacağı ya da döviz talebinin ne kadar azalacağı, dolayısıyla da döviz kontrolünün ne ölçüde sağlanacağı söz konusu düzenlemelerin Tobin Vergisi olup olmamasına göre herhangi bir değişiklik göstermeyecektir. Söz konusu düzenlemelerin etkisini, ekonomik etkilerini sanıyorum önümüzdeki günlerde hep beraber göreceğiz.

Yapılan bu düzenlemeler esasında Tobin Vergisi’nin teorik varsayımlarına pek uymasa da sonuç olarak ne ölçüde Tobin Vergisi’ ne benzediğini dediğim gibi zamanla göreceğiz. Yani elimizdeki bu verilerle buna şu an Tobin Vergisi demek çok erken. Ancak aslolan bir gerçek de var ki o da yapılan bu vergisel düzenlemelerin artık hayatımızda olduğu ve Hazine menfaatı için getirildiği gerçeğidir. 

Ezcümle Tobin mi ya da Vergisi mi ya da Tobin Vergisi mi? Siz karar veriniz.

Doç. Dr. Murat BATI
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
Mali Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları