Olaylar Ve Görüşler

Tariş direnişinin 42. yılında emeğin ve tarımın örgütlenmesi - Mehmet Şakir ÖRS

10 Şubat 2022 Perşembe

İçinde bulunduğumuz günler, Tariş direnişinin 42. yıldönümüdür. Bu yıldönümü bizler için derin anlamlar taşıyor. 1980’in ocak ve şubat aylarında, İzmir’in kent merkezindeki Tariş işletmelerinde, binlerce Tariş işçisi büyük bir direniş gerçekleştirmişti. İzmir’de başlayan toplumsal hareketlenme, zamanla Ege’ye ve tüm ülkeye yayılmıştı...

42. YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

1970’li yılların ikinci yarısı, mutlu bir geleceğe inanılan, farklı ve ilginç bir zaman dilimiydi... O “siyah beyaz” yılların zorlu ama umutlu Türkiyesi’nde, yurtseverlik duyguları ile dopdoluyduk. Aynı zamanda büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in güzelim dizesinde ifade ettiği gibi “kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa, yüreğimiz ürperirdi”... Dünyanın ve ülkemizin toplumsal meseleleriyle hemhal olmuş bizler; özgür, mutlu, aydınlık ve hakça bir toplumsal düzen için, bıraksalar, gökyüzüne uzanıp neredeyse yıldızları kucaklayacaktık!..

Ege’nin kırsal kesiminde, Gediz Ovası’nda; üç kuşaktır üzüm üreticiliğiyle uğraşan, Tariş ortağı üretici bir ailenin çocuğuydum. Rahmetli annem, göbek bağımı herhalde üzüm bağları içine atmıştı. Hayatım boyunca onların uğraşısından, mücadelesinden hiç kopmadım; her daim üretenlerin hakkını, hukukunu savundum...

Türkiye’nin toplumsal tarihi, önemli emek ve emekçi hareketlerine tanık olmuştur. 42 yıl önce İzmir’de yaşanan ve günlerce süren Tariş direnişi, bu kitlesel hareketlerin en önemlilerindendir. O dönemin Tariş örgütlenmesi ve direnişi; emek hareketi, tarım ve kooperatifçilik için günümüze de ışık tutan önemli deneyimlerle/derslerle doludur.

HAYATIN EKONOMİ POLİTİĞİ

Tariş’te işçi olarak çalışmaya başladığımda, henüz 22 yaşında bir üniversite öğrencisiydim. O yıllarda, iktisat fakültesinin ekonomi bölümünde okuyordum. Ege Bağcılar Birliği’nin kurucularından ve Ege’deki ilk üretici eylemlerinin örgütleyicilerinden olan rahmetli babam, hiç unutmam bana “Asıl iktisadı, ekonomiyi Tariş’te öğreneceksin” demişti... Gerçekten de öyle oldu. Hayatın iktisadını, ekonomisini Tariş’te öğrendik. Tariş bizler için bir bakıma, ekonominin, siyasetin üniversitesiydi. Tabii aynı zamanda dostluğun, dayanışmanın, paylaşmanın ve toplumsal mücadelenin...

Daha ortaokul sıralarındayken, düzenlenen üretici mitinglerinde megafonla kitleye “Üreten biziz, yöneten de biz olacağız” sloganı attırmam için beni yönlendiren babam, aynı zamanda ilk toplumsal mücadele öğretmenimdi. Tariş’te çalışmaya başlarken kulağıma eğilip “Kendinizi iyi yetiştirin, gün gelecek buraları sizler yöneteceksiniz” deyişini hiç unutmuyorum. Gerçi egemen güçler hiçbir zaman tam anlamıyla bizim yönetmemize izin vermedi. Ama biz de hayatımız boyunca, inandığımız değerlere hep bağlı kaldık...

KIRSALIN KENTLE BULUŞMASI

O dönemlerde Tariş, çalışan işçisiyle, ortağı üreticileriyle her daim ekonominin, siyasetin, toplumsal mücadelenin harman alanıydı... Biz pek çok gerçeği, gelişmeyi ilk orada görüp kavradık. Büyük direniş, bunların en başta geleniydi. İlk grev gözcüsü gömleklerini orada giydik. Sözün özü; hamdık, Tariş’te piştik, Tariş’in örsünde dövülüp olgunlaştık!.. Tariş, hayatımızda bir makas değişimi oldu pek çoğumuz için... 

Bir grup Tariş emekçisinin imecesi ve desteğiyle, kendisi de eski bir Tariş çalışanı olan belgesel sinemacı Hülya Karcı’nın gerçekleştirdiği “Bir Makas Değişimiydi Tariş” belgeseli; her birimizin hikâyesinden yola çıkarak ve onları bir makasta buluşturarak işte bütün bunları anlatır yaşayanlara, yaşatanlara ve dahi yaşatacak gelecek kuşaklara...

24 OCAK KARARLARIYLA ZAMANDAŞLIK!

Tariş direnişinin önemsediğimiz yönü, Türkiye iktisat tarihinin önemli bir dönüm noktası olan 24 Ocak kararlarıyla aynı günlere denk düşmesidir. Gerçekten bu tarihsel buluşma ve izdüşüm önemlidir. Toplumsal gelişmelerin ekonomik gelişmeleri aştığının ve artık egemen güçlerin yönetemez hale geldiklerinin göstergesiydi. Tariş direnişi, bir bakıma, 24 Ocak kararlarına karşı da başkaldırıydı. Bir diğer önemli yönü de fabrikaların dışına taşıp dalga dalga yayılarak geniş kitlelere ulaşması ve tüm kenti, bölgeyi kapsamasıydı. 

42 yıl önce yaşanan Tariş direnişi, başta o günleri yaşayanlar olmak üzere, herkes için önemli derslerle doludur. Tariş direnişi; işçilerin, çalışanların, emeğiyle geçinen insanların, en zor koşullarda baskılara, dayatmalara nasıl karşı durulabileceğini somut olarak gösterdikleri toplumsal bir direniştir.

EMEKÇİNİN VE ÜRETİCİNİN ÖRGÜTLENMESİ

O günlerden bu yana elbette köprülerin altından çok sular aktı!.. Emeğin, emekçinin, üreticinin mücadelesi büyük ölçüde aşındı, örselendi!.. Başta 12 Eylül darbesi olmak üzere egemen güçler, emekçi ve üretici örgütlenmesini gerilettiler, giderek yok ettiler. Türkiye’nin yeni bir döneme ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılına yürüdüğü bu dönemde; emeğin, emekçinin ve üreticinin yeniden etkin biçimde örgütlenmesi, temel bir görevdir.

Ülkemizin ilerici yurtsever güçleri, toplumsal muhalefeti; bu görevin üstesinden gelmek zorundadır. Geçmiş deneyimlerin ışığında, emek hareketinin yeniden güçlendirilmesi, tarımın, kırsal kesimin ve kooperatifçiliğin örgütlenmesi görevi, boylu boyunca önümüzde durmaktadır. Unutulmamalıdır ki bu görev başarıldığı ölçüde, egemen siyasal anlayış ve iktidar da geriletilmiş olacaktır. 

MEHMET ŞAKİR ÖRS



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları