Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sendikacılığımızın Bugünü - Dr. Engin ÜNSAL
İş yasaları, sermaye karşısında güçsüz olan çalışanı korumak amaçlı yasalardır. Bireysel ve toplu iş hukuku
açısından çalışanların sömürülmesini önlemek ve insanlık onuruna yakışan bir çalışma yaşamı sağlamak başlıca amaçtır.
Ülkemizde çalışma ortamını düzenleyen yasalar bu amacı gerçekleştirmekten çok uzaktır. Kamu çalışanları, Devlet Memurları Yasası’na
tabi olarak ve grev gibi temel bir toplusözleşme hakkından yoksun sözde sendikalaşma hakkını kullanmaktadırlar. İş Yasası’na tabi
olarak çalışanlar ise
zincirler içindedir ve
uluslararası normların öngördüğü güvencelerden tam olarak
yararlanamamaktadır. Kısıtlanan hakların bir dökümünü yaparsak ne dediğimiz daha iyi anlaşılacaktır.
YASALARIN YOK ETTİĞİ İŞÇİ HAKLARI
4857 sayılı İş Yasası, 18. maddesi ile ILO’nun 153 sayılı sözleşmesine aykırı olarak işçileri
feshe karşı korumamaktadır. Yasa, ancak 6 aylık kıdemi olan ve 30’dan fazla
işçi çalıştıran işyerlerinde çalışanları korumaktadır. Bu
düzenleme ülkemizdeki işyerlerinin ancak yüzde 10’ununu kapsamaktadır. 1475
sayılı yasanın 14. maddesi, istifa halinde kıdem tazminatını kabul etmemiştir.
Üstüne üstlük bir kıdem tazminatı
fonu kurularak işverenlerin işçileri daha kolay işten çıkarılmasına yardımcı olmak istenmektedir.
3656 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası, sendikaları yetki konusunda tamamen hükümetin
vesayeti altına sokmuştur ve yetkiye itiraz konusunda referandum kabul
edilmemiştir. Yasanın 43., 61., 62., 63. ve 72. maddeleri, grev yasakları, grev
ertelemeleri ve grevi durdurma düzenlemeleri ile özgür sendikacılığı yok etmiş ve
sendikaları kâğıttan kaplana çevirmiştir.
4447 sayılı İşsizlik Sigortası Yasası ile işçiler değil, fonda biriken para ile
işverenler ve ilgisiz projeler desteklenmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri
Yasası ile işçilik hakları için
anayasal bir hak olan dava hakkı işçinin elinden alınmış ve arabulucuya gitme
zorunluluğu bir dava şartı haline getirilmiştir. 696 sayılı KHK ile taşeron işçiler için kamu işverenleri ile işçi konfederasyonlarının
yapacağı çerçeve sözleşmelerinin içeriği sözleşme yapacak sendikalar için bağlayıcı olarak kabul edilmiş ve toplusözleşme özgürlüğü yok edilmiştir.
Taşeronlar için yapılan bu düzenleme, ileride tüm
işçiler için de getirilirse
siz o zaman seyreyleyin gümbürtüyü. Pandemi döneminde işten çıkarmalar
yasaklanmış, fakat işçiye ödenmesi
öngörülen ve çoğuna ödenemeyen günlük 39 lira işçileri
açlığa teslim etmiştir.
BÜTÜN BU YASALARI AKP ÇIKARDI
Bu yasaların tümü, işçilerin büyük bir çoğunluğunun oy verdiği AKP tarafından
çıkarılmıştır ve AKP’nin başında, işçilerin grevlerini büyük bir şehvetle
erteleyen ve işverenlere “Bu
grevleri siz rahat çalışasınız
diye erteledik” diyen bir siyasetçi
vardır.
Durum tam bir dev çelişkidir.
İşçiyi koruması gereken yasalar işçiyi korumuyor ve işçiler kendi haklarını yok
eden bu yasaları çıkaran bir siyasi partiye büyük bir şevk ile oy veriyor. Bunu
anlamak mümkün değil. İşin garip tarafı işçi
haklarını korumakla yükümlü sendika ve konfederasyon yöneticilerinin önemli bir kesimi, bu durumu rahatlıkla
kabullenmektedir.
Ülkemizde
işçiler bir mengeneye sıkıştırılmış durumdadır. Bir yandan işverenler işçilerin
sendikalaşmasını önlemek için
sendika üyesi olan işçiyi pervasızca kapının önüne koyuyor, öte
yandan AKP, boyuna işçi aleyhine kanunlar çıkararak işçinin yaşamını ve
sendikal haklarını gölgelemekte
ve bunun ödünü de işçilerden
oy olarak almaktadır.
KRAL ÇIPLAK DİYECEK BİR KAHRAMANA GEREK VAR
İşçi sınıfı, sınıfsal bilinci olmadığı için böylesine bir siyasal çelişki
yaşıyor ve sendikacılarımızın büyük çoğunluğu kral çıplak diyemiyor. Yasanın yanlış düzenlenmesinden
dolayı iktidar partisini eleştirip onunla ters düşmek istemiyor. İşçinin
uyarılması, siyaseten aydınlatılması gerek.
Bunu dijital ortamda çok güzel yapan bir sendika başkanı var ama
adını vermekten korkuyorum. Korkuyorum, çünkü bu nedenle başına dert açılmasın istiyorum. Kurulmak
istenen korku imparatorluğunda her şeyin olabileceğini biliyorum. İşçiler
siyaseten aydınlatılmadıkça
da bu karanlık bitmeyecektir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
En Çok Okunan Haberler
- Berat Albayrak hakkında yeni iddia
- 'Soba' faciasında annenin ifadesi ortaya çıktı
- Motorcular şikayetçi oldu!
- İlk çıktığında Bitcoin'e 100 TL yatırmış olsaydınız!
- Özel'den asgari ücret için açık çağrı
- İstanbul'dan kaçanlar 5 kente akın etti
- Bahçeli'nin azarladığı gazeteci konuştu
- 12 ve 13 yaşında bebek doğuran çocuklar
- O soru kızdırdı, gazeteciyi azarladı!
- Cep telefonunuzun izlendiğini nasıl anlarsınız?