Olaylar Ve Görüşler

Seçimler ve sendikalar - Dr. Engin ÜNSAL

15 Eylül 2022 Perşembe

Yeni cumhurbaşkanını ve yeni parlamentoyu belirleyecek seçimler, Haziran 2023’te veya mevcut cumhurbaşkanının yeniden aday olabilmesi için erken seçim olarak ve anayasayı dolanarak yapılacak. 2023 seçimi Türkiye’nin geleceği için yaşamsal önemdedir. Anayasa değişikliği ile ülkenin kaderinin tek adama bırakıldığı siyasal düzenin devamı veya kuvvetler ayrılığının var olacağı parlamenter sisteme dönülmesi söz konusudur. Ülke demokrasinin tüm kurum ve kurallarının askıya alındığı bir korku tünelinden geçmekte, üstelik halk dayanılmaz bir hayat pahalılığı nedeni ile gelecek korkusu yaşamaktadır.

SENDİKALARIN DEMOKRASİYE BORCU

Sendikalar demokrasinin ürünüdür. Bu nedenle sendikaların demokrasiyi koruma ve kollama görevi vardır. Ülkede seçimlere yön verecek 15 milyonluk bir işçi sınıfı ve yaklaşık 3 milyonluk bir memur gücü vardır. Bunların bakmakla yükümlü oldukları insanlarla birlikte sayıları 60 milyon dolayındadır. Üzülerek belirtelim, demokrasi için çok önemli olan toplumun bu kesimini yönlendirecek bir öncü güç yoktur. Sendika yöneticilerinin büyük çoğunluğu sınıf bilincinden yoksundur. 

Soğuk Savaş sonrasında Amerikan sendikacılığı güdümünde siyaset dışında kalmaya zorlanmış ve bugün siyasetten uzak duran ücret sendikacılığı kural haline gelmiştir. AKP iktidarı 20 yılda çıkardığı çalışma yasalarıyla özgür sendikacılığın önünü kapatmış ve sendikaları hükümetin yandaşı yapmakta başarılı olmuştur. Sendika yöneticilerinin sendika özgürlüğünü sağlamak için yasalarda değişiklik yapılması konusunda hiçbir girişimi olmamıştır. Oysa çalışma yasaları, işçilerin ve sendikaların güvenliğini yok eden birçok hükümle doludur.

BOŞLUĞU TARİKATLAR DOLDURDU

Tarikat yol demektir ve laikliği reddeden dincilerden oluşan tarikatların sayısı çok fazla, siyasal etkisi çok büyüktür. Siyasetin ve bürokrasinin kadroları tarikatların istilası altındadır. Tarikatlar bir İslam cumhuriyeti kurmaya doğru yönelmiştir. Sendikaların ve işçilerin boş bıraktığı siyaset ortamını tarikatlar doldurmuştur. Kurulmak istenen İslam cumhuriyetinde ise sendikalara yer yoktur. Bugün hiçbir İslam ülkesinde bağımsız, özgür sendikaların varlığına rastlanamaz. Eğer sendikalar özgür olmak, üyelerine ve genelde işçi sınıfına sermaye karşısında güvence sağlamak istiyorsa ücret sendikacılığının önüne siyasal sendikacılığı koymak zorundadır. Varoluşlarında etkisi çok olan Amerikan İşçi Sendikaları Konfederasyonu AFL-CIO’nun bu konudaki ilkesini benimsemeleri bile yeterlidir. AFL-CIO her seçimde işçileri uyarır: “Dostlarını ödüllendir düşmanlarını cezalandır.” 

AKP iktidarda olduğu yirmi yıldır işçi dostu olmadığını kanıtlamıştır. Sendikalar eğer gelecekte yok olmamak istiyorlarsa bu seçimlerde kendisine sahip çıkmayan AKP’yi cezalandırmak zorundadır. Bunun için işverenlere, “Grevleri rahat çalışasınız diye sizin için erteliyoruz” diyen AKP genel başkanını, AKP’nin sendika özgürlüğünü ve iş güvencesini kısıtlayan düzenlemelerini ve asgari ücret tespitinde sendikaların değil işverenlerin görüşüne itibar eden ve binlerce işçinin işten çıkarılmasına, Türk işçiler yerine asgari ücretin altında çalıştırılan binlerce göçmen işçiye sessiz kalan AKP’ye oy vermemelerini işçi seçmenlere mutlaka anımsatmalıdır.

DR. ENGİN ÜNSAL

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları