Olaylar Ve Görüşler

Hak ihlali ve Can Atalay - Enver Kumbasar

16 Ağustos 2024 Cuma

Gezi davasından hükümlü olarak cezaevinde bulunduğu sırada 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan milletvekilliği genel seçimlerinde Hatay’dan milletvekili seçilen Av. Can Atalay’ın yaptığı tahliye talepleri, davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi (ACM) ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından reddedilmesi üzerine, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı bireysel başvuru haklı bulunarak iki kez hak ihlali kararı verilmesine karşın, anayasanın açık, emredici ve bağlayıcı hükmüne (m. 153/6) aykırı olarak ve adeta anayasaya, hukuka ve vicdanlara meydan okurcasına AYM kararları gereği yerine getirilmemiş, tahliye edilmemiştir. 

TBMM’nin 30.01.2024 tarihli 54. birleşiminde Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 03.01.2024 tarihli ve E.2023/12611 sayılı yazısının başkanlıkça Genel Kurul’da okunarak bildirilmesi işlemi ile Hatay milletvekili Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğü ilan edilmiştir. 

Anayasa ve içtüzük kuralları ile TBMM geleneklerine aykırı olarak yapılan bu işleme karşı hukuksuzluğun tespiti ve işlemin iptali için AYM’ye yapılan başvuru, Yüksek Mahkeme’nin 01.08.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 22.02.2024 tarih ve 2024/43-65 sayılı kararı ile kabul edilmiş ve Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğunun tespiti ve anayasanın 85. maddesi uyarınca iptal talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. AYM’nin bu son kararından sonra Av. Can Atalay’ın tahliyesi için İstanbul 13. ACM’ye yapılan başvuru da ret edilmiştir. Hak ihlali sürmektedir. O arada TBMM, bu konuyu görüşmek üzere muhalefet milletvekillerince 16.08.2024 tarihinde toplantıya çağrılmıştır.

AYM KARARI VE MİLLETVEKİLLİĞİ

TBMM’nin sözü geçen işleminden sonra bu köşede 08.02.2024 tarihinde yayımlanan “Hak arama mücadelesi ve Can Atalay kararı” başlıklı yazıda Av. Can Atalay hakkında AYM’nin hak ihlali kararıyla birlikte ve o nedenle kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmünün (anayasa m.84/2) varlığından artık söz edilemeyeceğinden bahisle Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yazısının TBMM Genel Kurulu’nda okunmak suretiyle milletvekilliğinin düşürüldüğünün ilanına dair işlemin anayasa, içtüzük ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle yok hükmünde olduğunu belirtmiştik. AYM’nin son kararı bu görüşümüzü doğrular niteliktedir.

Milletvekili Av. Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğünü ilan eden işleminin yok hükmünde olduğunun tespitine ilişkin karar 22.03.2024 tarihinde alınmış ancak gerekçeli karar yaklaşık altı ay sonra, 01.08.2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu gecikme, AYM kararlarının Resmi Gazete’de hemen yayımlanacaklarına ilişkin anayasanın 153/6 hükmüne aykırı olduğu gibi, zaten hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulan başvurucunun daha fazla mağdur edilmesine yol açtığı açıktır. AYM’nin bu geciktirmesini anlamak ve kabul etmek olanaklı değildir.

AYM karar gerekçesinde öncelikle, TBMM Genel Kurulu’nda okunan İstanbul 13. ACM’nin 27.12.2023 tarihli ek kararının bir mahkûmiyet kararı değil, Anayasa Mahkemesi’nin 27.12.2023 tarihli bireysel başvurunun daire tarafından değerlendirilmesi için dosyanın anılan daireye gönderilmesine ilişkin karar olduğunu belirtmiştir. 

HUKUKA UYMAYA ÇAĞRI

AYM haklı ve yerinde olarak, milletvekilliğinin düşürülebilmesi için kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmünün varlığı gerektiğini (anayasa m. 84/2) hatırlattıktan sonra, AYM’nin daha önce verdiği hak ihlali kararları nedeniyle artık kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmünün varlığından artık söz edilemeyeceği tespitini yapmıştır. AYM devamla, ihlal kararlarının yerine getirilmemiş olmasının bu sonucu değiştirmediğine vurgu yapmıştır. AYM’nin ihlal kararını sadece mahkemeler değil ihlal sonucunun oluşmasına yol açan veya ihlalin giderilmesi sürecinde etkin konumda bulunan diğer kamu otoriteleri de ihlal kararının gereğini yerine getirmek, ihlali gidermek ve ihlalin sürmesini önlemekle yükümlüdür.

‘YOK HÜKMÜNDE’

Bu bakımdan yasama organının da Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun 25.10.2023 tarihinde tespit ettiği ihlalin giderim sürecinin bir parçası olduğu kuşkusuz olup söz konusu karar yasama organı yönünden de bağlayıcı niteliktedir. O nedenlerle TBMM’nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin işlemi hukuksal dayanaktan yoksun olup yok hükmündedir. Ortada iptali gereken bir yasama işlemi bulunmamaktadır.

AYM’nin bu son kararı ile milletvekili Av. Can Atalay’ın hukuksuz olarak cezaevinde tutulmasının hak ihlaline (kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı) yol açtığı bir kez daha vurgulanmıştır. İhlalin, dolayısıyla Atalay’a yaşatılan bu ağır mağduriyetin giderilebilmesi için başta Hâkimler ve Savcılar Kurulu olmak üzere ilgili bütün yasama, yürütme ve yargı otoritelerini, anayasal görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları