Olaylar Ve Görüşler

Erhan Karaesmen’in ardından - Cumhur Aydın

06 Ağustos 2024 Salı

Sevgili Erhan Hoca’mızı, Cumhuriyet gazetesinin yazarı Erhan Karaesmen’i 23 Temmuz günü yitirdik.

Hemen belirtmek gerekir ki Erhan Karaesmen, mühendis ve sanatçı-sanatsever özellikleri bir araya getiren, asla tek bir kişi olarak anılamayacak doluluk ve zenginlikte, fazlasıyla özgün bir insandı.

Karaesmen, eğitimli bir ailenin evladı olarak 1936 yılında İzmir’de doğar. Babası tarım eğitimi almak üzere Atatürk tarafından teşvik edilen bir programla genç Cumhuriyet için yurtdışına (Almanya) yüksek eğitime gönderilir.

Böylesine aydınlık bir ailede büyüyen ve daha sonra kentin en köklü eğitim kurumlarından İzmir Atatürk Lisesi’nden mezun olan Erhan Karaesmen, daha sonra İTÜ İnşaat Fakültesi’ni yüksek mühendis olarak 1959 yılında tamamlar. Lise ve üniversite yıllarında, sanat ve özellikle klasik müzikle de yakınlaşmaya başlayan Karaesmen; önemli Türk piyanistlerinden biri ve ne yazık ki en verimli çağında hastalığı nedeniyle aktif üretimi sekteye uğrayan Tomris Öziş ve ailesi ile bu kulak zenginliğinin gelişmeye başladığını ifade eder.

SANAT İLE İLİŞKİSİ

Bu müzik ve sanat merakı daha sonra doktora eğitimi için bulunacağı, bir süre mesleki deneyimlerle yer alacağı Paris’te daha da zenginleşecek, gelişecektir. Türkiye’nin hemen bütün sanat ve klasik müzik sanatçıları ve aileleriyle değişik nedenlerle ilişkiler, dostluklar kuran Karaesmen, özellikle genç sanatçıların alçakgönüllü ancak ısrarlı birer takipçisi, destekçisi olagelmiştir.

Erhan Karaesmen İsviçre, Fransa ve Amerika’daki mühendislik kariyeri adımlarının ardından 1966 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) yazılı katılım isteği üzerine, o yıl ODTÜ öğretim üyesi olarak göreve başlar.

‘SİHİRLİ ŞAPKASI’

ODTÜ’ye kısa kesintilerle yarım yüzyıla yakın hizmet süresinde Erhan Hoca’nın en büyük destekçisi ve yaşam eşlikçisi kuşkusuz eşi Engin Karaesmen Hoca olacaktır. ODTÜ’nün en çalkantılı dönemlerinde karı koca Karaesmenler öğrencilerin katıksız güvendikleri, her daim yardım ve akıl danıştıkları bir güven sığınağı olmuşlar ve bu özelliklerini yıllar boyunca korumuşlardır.

Erhan Hoca’nın, 1970’li yılların sonuna doğru kısa dönemlerle “Yerel Yönetimler Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı” görevleri gibi devlet ve özel sektör yönetici deneyimleri de bulunmaktadır. Kendisinin kuşkusuz en önemli ve sihirli şapkası öğretim üyeliğidir (ODTÜ’lülerin tanımıyla “hocalığı”).

Son on yılda Boğaziçi Üniversitesi’ndeki yarı zamanlı görev alışı da dahil, binlerce inşaat mühendisliği öğrencisine ve bazı ek derslerle genç mimar adaylarına soluksuz bir eğitimci olarak yinelemek gerekirse sadece mesleki dersler değil, doğru ve nitelikli insan olma dersleri de vermiş, onları kucaklamıştır. İnşaat mühendisliği bölümünde kitap sohbetleri, birçok klasik müzik dinletisi ve değerlendirme anları yaratan Erhan Hoca, kendi kurup geliştirdiği ilişkileri çerçevesinde onlarca genç mezunun yurtdışında nitelikli üniversitelerde yüksek eğitimlerini sürdürmesinde de başrol oynamıştır.

Erhan Karaesmen klasikleri arasında mutlaka anılması gereken beş yıl boyunca, tek başına kendisinin organize edip gerçekleştirdiği Ankara-Paris hattını kat eden “Fransa Teknik ve Kültür Gezileri”, en az 25 yıl tekrarlanan “Mimar Sinan Eserleri İstanbul-Edirne Teknik Gezileri”ni belirtmeden bu özeti tamamlamak olanaklı olmayacaktır.

Öğrencileri üzerinde öylesine derin ve kalıcı izler bırakmıştır ki daha hayattayken kendisi ve eşi Engin Karaesmen adına üniversite öğrencilerine yönelik burslar, bizzat mezun ettiği öğrencileri tarafından yaşama geçirilmiştir.

Erhan Karaesmen’in en değerbilir geri dönüşler aldığı, yıllarca karşılıksız ve çok fazla emekler verdiği örgütler ise İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) ve ODTÜ Mezun Dernekleri olmuştur.

Nihayet Erhan Karaesmen’in siyasi ve entelektüel kimliğini somutlaştıran, Cumhuriyet gazetesi yazıları, seçim değerlendirmeleri, siyasi yorum yazıları yanında elbette bir o kadar sanat kültür yazısı ve hatta spor, basketbol kritikleri sadece arşivlerde değil, belleklerde de yer almıştır. Hocanın son yıllarında kendisinin birçok mesleki ve sanat eserini kitaplaştıran ve okurlarla buluşturan İMO’ya bizler de şükran duyguları ile doluyuz.

YETİŞTİRDİĞİ ÖĞRENCİLER

İnşaat mühendisliği ve beton prefabrikasyon sektörleri ve özellikle kurucularından biri olarak anılmayı hak ettiği Türkiye Prefabrik Birliği’ne katkıları da belki de başka yazıların konusu olabilecek genişliktedir.

Erhan Hoca’nın gazete yazılarının mutlaka bir köşesinde “bu satırların yazarı” ifadesi yer almıştır. Sevgili hocamı, bir kez daha hak ettiğinin pek azını aldığını gözlemlediğim veda törenlerinin ardından sahiden yaşamına kalıcı biçimde dokunduğu sayısız öğrencilerinden biri ve “bu satırların yazarı” olarak sonsuz bir saygı ve minnetle anıyor ve selamlıyorum.

Işıklar içinde dinlensin.

CUMHUR AYDIN



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları