Olaylar Ve Görüşler

Atatürk Orman Çiftliği - Artun DAYIOĞLU

05 Ağustos 2022 Cuma

Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisi üzerine, AKP’li Melih Gökçek belediyeciliğinin yıkıcı, intikamcı bir yansıması olarak inşa edilen, Cumhuriyet Devrimi’ne beslenen nefretin, yolsuzluk ve talan anlayışının en çarpıcı örneklerinden Ankapark’ın, 18 Temmuz 2022 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne (ABB) devrine karar verilmesiyle bu alanın geleceği bir kez daha tartışılır hale geldi.

YEŞİL FABRİKA

AOÇ, Atatürk’ün her alanda kalkınma ve çağdaşlaşma düşüncesinin önemli örneklerindendir. Çağdaş bir başkentin yoktan var edilmesi için hazırlanan Ankara imar planı incelendiğinde, yeşil alanlara verilen önem hemen göze çarpacaktır. Atatürk, AOÇ’yi modern yöntemlerle bilimsel ve uygulamalı tarım yapmak için Ankara’da, derelerin birleştiği bataklık ve çorak bir arazide kurmuştur. Çiftlik, 13 yıl boyunca büyük uğraşlar sayesinde büyüyerek gelişmiştir. AOÇ, ormanın içerisinde meyve bahçelerine, fidanlıklara, zeytinliklere, halkın kullanımı için parklara, bira, malt, buz, deri, ziraat aletleri, demir, soda ve gazoz fabrikalarına ve binlerce canlı hayvan barındıran çiftliklere sahip dev bir yeşil fabrika olarak tanımlanabilir.

Atatürk, yoktan var ettiği ve çok değer verdiği AOÇ’yi “Mal ve mülk bana ağırlık veriyor... İnsanın serveti kendi manevi şahsiyetinde olmalıdır”(1) düşüncesiyle 11 Haziran 1937 tarihinde Başbakanlığa yolladığı yazıyla(2) Hazine’ye hediye etmiştir. Bu hediye, büyük bölümünü Ankara’da bulunan çiftliğin oluşturduğu, toplam 154 bin 729 hektar arazi, taşınmaz ve demirbaştan oluşmaktadır. Bunun üzerine Başbakan İsmet İnönü, Atatürk’e bir teşekkür mektubu yazmıştır. Buna karşılık Atatürk’ün İsmet İnönü’ye vermiş olduğu cevaptaki son sözleri oldukça çarpıcıdır. Atatürk, “Söz konusu olan hediye, yüksek Türk milletine benim asıl vermeyi düşündüğüm hediye karşısında hiçbir kıymete sahip değildir. Ben, icap ettiği zaman, en büyük hediyem olmak üzere, Türk milletine canımı vereceğim”(3) diyerek ülkesine ve halkına olan bağlılığını bir kez daha göstermiştir.

EN BÜYÜK ZARAR

Atatürk’ün vefatından 90’lı yılların başlarına kadar AOÇ arazilerinin yaklaşık 681 bin dekarı devletin kurum ve kuruluşları vasıtasıyla elden çıkarılmış, yasalara aykırı olarak devredilmiş, özel yasalarla kiralanmış ya da yap-işlet-devret yöntemiyle amacı dışında kullanılmıştır. 2006 yılında ise AOÇ arazileri üzerinde plan yapma yetkisi Melih Gökçek yönetimindeki ABB’ye verilmiş ve AOÇ, “1. derece sit alanı” iken 2011 yılında “3. derece sit alanı” düzeyine indirilmiştir. AOÇ’ye verilen en büyük zarar hukuku alaşağı eden AKP döneminde olmuş, Marmara Köşkü gibi kentin hafızası olan binalar yıkılırken, Bira Fabrikası Hamamı gibi yapılar da tıpkı Çubuk 1 Barajı’nda olduğu gibi çürümeye terk edilmiştir. Son olarak kaçak Saray ve Ankapark projeleriyle AOÇ neredeyse tamamen ortadan kaldırılmıştır.

TARİHSEL MİRAS

Dünya üzerinde başka hükümetler yoktur ki kendi kurucusunun devlete ve halka bağışladığı mirası böyle düşmanca yok etsin. Bugüne kadar yaşanan talanı tek cümle ile açıklamak gerekirse bu cümle, “Atatürk düşmanlığı” olacaktır.

Ankapark’ın geleceği, AKP’nin hukuk tanımaz anlayışına karşı Cumhuriyet Ankarası’nın kültürel ve tarihsel mirasını korumak için uzun yıllardır mücadele veren Ankara Mimarlar Odası gibi kurumların, şehir plancılarının, alanında uzman akademisyen ve hukukçuların kolektif çalışmasıyla Atatürk’ün mirasına uygun olarak kararlaştırılmalıdır.

ARTUN DAYIOĞLU

ARAŞTIRMACI


(1) Büyük Tarih Trabzon’da, Derleyen: Trabzon Çocuk Esirgeme Kurumu, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul, 1938, s. 51.

(2) T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya No: 030.10, Yer No: 2.15.5.

(3) T.C. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Dosya No: 030.10, Yer No: 2.12.11.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları