Olaylar Ve Görüşler

Atanmışların egemenliği - Doğan Ergenç

24 Mart 2025 Pazartesi

AKP’nin 23 yıllık iktidarına bakıldığında, görünenlerden biri de şu: Bu parti, çoğu zaman ne söylediyse tersini yaptı. Örneğin geçmişte sık sık, yolsuzluğa, yoksulluğa ve yasaklara (3Y) karşı mücadele edileceği söyleniyordu ama sonuç aksi yönde oldu. AKP döneminde yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar hiç olmadığı kadar arttı.

“Milli irade” konusunda da bu parti ne söylediyse tersini yaptı. Hatırlayalım, AKP, geçmişte sürekli “milli irade” vurgusu yapıyordu. Neden? Çünkü atanmışların seçilmişler üzerinde bir egemenlik kurduğu düşünülüyordu.

DEMOKRASİNİN RAFA KALDIRILMASI

“Atanmışlar” derken kastedilen asker ve sivil bürokrasiydi. Buna göre Türkiye’de bir tür “bürokratik oligarşi” vardı ve bu oligarşi ülkenin yazgısına hâkim oluyor, seçilmişlerin ülke yönetiminde söz sahibi olmasını engelliyordu. İşte AKP; bu düzene karşı olduğunu söylüyor, atanmışların egemenliğine karşı seçilmişlerin egemenliğini, yani “milli iradeyi” savunduğunu iddia ediyordu.

Örneğin şu sözler Erdoğan’a ait: “Sınırları aşan her türlü girişim, yetki gaspıdır, millet iradesinin çiğnenmesidir. Gücünü milletten almayan, milletle aynı yöne, aynı istikamete bakmayan her girişim millet nezdinde, anayasa ve yasalar nezdinde gayrimeşrudur. Biz bu ülkede gayri meşruluğa izin vermeyiz. Hiçbir zaman seçilmişleri, atanmışlara kul etmeyiz.”

Köprünün altından çok sular aktı. Geçmişte atanmışların egemenliğine karşı “milli iradeyi” savunduğunu iddia eden AKP, bugün özellikle söz konusu yerel yönetimler olduğunda, “atanmışların egemenliğini” tesis etti. Bilindiği gibi bu parti 2016 yılında, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. maddesinde bir değişiklik yaptı ve kayyum uygulaması hayata geçirildi. Buna göre terörle bağlantılı görülen belediye başkanlarının yerine İçişleri bakanı tarafından kayyum atanması öngörülüyordu. Bugün, birçok seçilmiş belediye başkanının koltuğunda atanmışlar oturuyor. Bu, “yerel demokrasinin” rafa kaldırılması ve “atanmışların egemenliğinin” tesis edilmesi anlamına gelmektedir.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI

Peki, belediye başkanları dokunulmaz mı? Elbette değil. Bir hukuk devletinde hukukun dışına kim çıkarsa bunun yaptırımı olmalıdır. Ancak bu, demokrasiye ve insan haklarına zarar verilmeden yapılmalıdır. Bugünkü uygulama ise milli iradeyi, demokrasiyi ve insan haklarını yok saymaktadır. Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran siyasi iktidar, kayyum uygulamasıyla belediyeleri kontrol etmeyi amaçlamaktadır. Olup biten budur.

Bugün Türkiye oldukça zor bir dönemden geçiyor. Bir taraftan ekonomik sıkıntılar devam ediyor; diğer taraftan ise demokrasinin en temel kuralları dahi yok sayılıyor. Çok önemli bir kazanım olan seçme ve seçilme hakkımız ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Atanmışlar, seçilmişler üzerinde egemen oluyor. Bu gidişe dur demek, demokrasiye ve insan haklarına inanan her yurttaşın görevidir. Bu ülkenin iki yüz yıllık Aydınlanma ve modernleşme tecrübesi var. Bu sürecin en radikal atılımı olan Kemalist Devrim ve onun kazanımları var. Hiç kimsenin gücü bu kazanımları ortadan kaldırmaya yetmeyecektir. Halk; egemenliğine, demokrasisine, seçme ve seçilme hakkına sahip çıkacaktır. Atanmışların egemenliğini tesis etmeye kalkanlar, kaybedeceklerdir. Bundan hiç kuşkumuz yoktur.

DOĞAN ERGEN.

SOSYOLOG



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları