Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yine teğmenler...
Haftalardır kamuoyunu meşgul eden “teğmenler” olayı Milli Savunma Bakanlığı Disiplin Kurulu’nun “ihraç” kararıyla bitti ama bu karara “evet” oyu verenlerle onları böyle bir karar almaya teşvik edenler dışında çok az kişi tarafından isabetli bulundu.
İtirazlar hâlâ devam ettiği ve uzun yıllar devam edeceği ihtimali Milli Savunma Bakanlığı’nın da dikkatini çekmiş olmalı ki bakanlığın yeni bir açıklaması da dün yayımlandı.
Açıklamada ifade edildiğine göre teğmenler hep bir ağızdan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykırdıkları için ordudan atılmamışlar. Bakanlık diyor ki onlar “önceden planlı, toplu ve organize bir disiplinsizlik” yaptıkları için haklarında bu karar verilmiş.
Açıklamanın diğer taraflarını ele almadan önce söyleyeyim:
Silahlı kuvvetlerimizde buna benzer olaylar daha önce de yaşanmıştır. Nitekim 23/24 Mayıs 1963 akşamı Harp Okulu öğrencileri silahlı halde Ankara’nın caddelerini işgal ettiler ve devlet radyosundan hükümeti istifaya çağırdılar.
Başbakan İsmet İnönü hiç telaşlanmadan duruma egemen oldu ve isyancıları kısa sürede yendi. Harp Okulu öğrencilerine gelince hepsinin okulla bağını kesti ama onlara ayrı bir ceza vermedi. Hepsine üniversitelere girip yeni bir meslek edinme imkânını verdi.
İkinci olayı çocukluğumdan anımsarım:
Yıl 1942 veya 1943 olacak. İkinci Dünya Savaşı dönemi. Türk hükümeti halkı savaşa hazırlamak için tüm liselerin son sınıf öğrencilerine yaz tatilinde bir ay süreyle askeri birlikler bünyesinde açılan askeri kamplara gitme ve askeri eğitim alma zorunluğu getirmiş.
O tarihte Cumhurbaşkanı İnönü’nün oğulları da Ankara Gazi Lisesi’nde öğrenciler. Son sınıftaki Ömer kampa gidenler arasında. En büyük ağabeyim de onunla aynı sınıfta ve kampa gidenlerden biri.
Bir gün Cumhurbaşkanı İnönü kampı ziyaret eder. O zaman Ankara kırsalında olan Dikmen’deki kampa gider. Komutanlar asker üniformalı gençlere “içtima” (açık havada, askeri düzende toplanma) emri verir.
İsmet Paşa öğrencilere hitaben yüksek sesle:
“Nasılsınız gençler!” diye sorar ve gençlerden hep bir ağızda
“Açııız!” yanıtını alır.
Ben bu olay zamanında 10-11 yaşında bir çocuktum. Anımsadıklarım yanlış mı diye bir konuşmamızda İsmet Paşa’nın saygın kızı Özden Toker’e sordum.
“Haklısınız. Ben de anımsıyorum” dedi.
O öğrencilere de kimse disiplin soruşturması yapmadı. Tam tersine okuldaki yemekleri düzeldi.
Silahlı kuvvetlerimizde “disiplin” hem çok önemli hem de çok sıkıdır. Ama yukarıdaki iki olay nedeniyle hiçbir disiplin eksiği yaşanmadı.
Gelelim açıklamadaki teğmenlerin “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” dedikleri için ihraç edildiklerini ileri sürmenin TSK’ye yapılmış en büyük iftira olduğu görüşüne. Bu ihraç kararı sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bir şey söyleyen veya kınayan yok ki ortada ona bir iftira olsun. Söylenen ve kınanan, bu kararı verenlerle onları buna teşvik edenler.
Kaldı ki bu olay, silahlı kuvvetlerimizi itibarsızlaştırma çabasında olanların FETÖ’den, kumpaslarından alamadıkları sonucu alma konusunda belli ki aynı yerde durduklarını gösteriyor
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
En Çok Okunan Haberler
-
Kayda Geçsin ekibinin yeni adresi belli oldu
-
Mezunlardan dikkat çeken 'diploma' açıklaması
-
Bakanlık, ünlü bal markasını ifşa etti
-
Gece kulubünde büyük facia
-
Tadilat için gelen usta cinayete kurban gitti!
-
Devlet Bahçeli neden fotoğraf vermiyor?
-
CHP birinci, o parti MHP'yi yakaladı!
-
Çocuk koruma altında, anneye soruşturma!
-
Bahçeli'den 'kurucu önder' açıklaması
-
TGS çalışanı -25 derecede unutuldu!