Sözler ve Gerçekler

06 Mart 2014 Perşembe

Parti liderlerinin halk önünde söylediklerine iyi dikkat edin. Hep tersidir sözlerinin dışında kalan. Hiçbir zaman gerçek hayata bakmayan. Umurunda mı, bir kez gelmiş oturmuş başbakan koltuğuna, artık düşünecek ne var? Var var, altındaki koltuğu kaybetmek, seçimle ya da seçimsiz. Bir darbe ile. Çoktandır unutulmuş bir eski laf. Darbe nedir? İktidardaki adamı ve tayfasını bir anda yere devirmek, hatta içlerinden bir ikisini hapislere atmak, yetmedi mi haydi idam sehpasına...
İdam yok, uygarlaştık, kan görmeye tahammül edemiyoruz. Dünlerde neler olup bitti ya da bitmedi. Unuttuk gitti ellileri, altmışları, yetmişleri vb.
Bir darbe hep beklenir. Özellikle Türkiye gibi, demokrasi içinde yaşamaya zorlanan herkeste bu korku iyice yaygındır. Eskilerde korku daha büyüktü. Maliyeci Cavit Bey’in, Adnan Menderes’in asılma resimleri capcanlı durur hayranlarının düşüncesinde. Bir korkutma işi idam işi. Ondan kurtulduk, uygarlık yolunda bir ileri adım attık. Ama bu kez daha beteri karşımızda. Geçenlerde mahkemelerce ülkenin yurtseverlerine “ebedi” hapis cezası istenmedi mi? Beş on yıl değil “müebbet”.
Bu müebbetliklerin kim olduklarını hiç sormayın, aklın zor alacağı kadar çok. Ben arada bir düşünürüm bu müebbet kararı veren mahkemenin savcısında, yargıcında hiç insaf yok mu diye? O mahkemenin yargıcı olmak ister miydiniz ya da savcısı... Büyük sorumluluktur böyle kararlar verebilmek. Sokaktan nasıl geçer bu savcılar ya da yargıçlar, yakınlarının yüzüne nasıl bakar, nasıl dost edinir? Hepimizin gözü önünde yaşıyoruz bu tür işleri.
Umarım bu durumlar bir an önce düzelir. Anımsamak bile acı veriyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları