Dön Dolap Dön!

04 Mart 2014 Salı

Bir dolaptır dönen. Kimin dolabı bu?
Senin, benim, hepimizin... Dönmüş boyuna, durdurmasını bilen yaşadı. Bilmeyense, bir kenarda kuzu kuzu baktı olan bitenlere...
Bugün tutturdum dolap diye. Açtım baktım, tıklım tıklım. Hep yazılar, kitaplar, not defterleri... Bir yazarın gizli dolabı yoktur. Herkesin açıp bakacağı bir başka biçimde...
Kimi dolabı kurar, kimi dolabı kullanmasını bilir. Kimi de o dolabı sağa sola çevirenlere boyun eğer. Bu arada dönen dolaptaki paralar, kaç milyon liraya da dolar. Kim koymuş oraya bunca parayı?
Dolabın sahipleri, kullananları hep seçkinlerdir. Ya seçimle gelmesini becermişlerdir ya da seçimi bir yana itip iktidar koltuklarını o dolaptan çıkaranlardır.
Dön dolap dön, çocukluğumuzda da vardı. Eğlencelikli, seve seve kullanırdık dolap sözcüğünü. Bilmeden o dolabın kimin için, kimin çıkarı için döndüğünü. Boşuna dönmez o dolap, bir yere kadar gelir, orda durur bekler. Sen açıkgöz adamlar sınıfındaysan, elbet bizden iyi bilirsin dolabın nerede duracağını.
Mizah en iyi dolapları beceriyle kullananlara hizmet eder. Kendisi bir şey almaz, ama nice beceriklilere dünyayı sağlar. O dünya bildiğimiz yer değil, başka bir diyardır. Açlıkla, yalnızlıkla baş başa kalmış yoksullara da arada bir umutlanma fırsatı verir. Bir kez gelir, sıkıysa sen yakala, bırakma!
“Döner dolap dönmez olsun” gibi atasözlerini bir düşünün. Kimin aklına böyle bir şey gelmiş de bu söz kullanılmış. Benim bu yazım da o dolabın içinden zorlukla çıktı. İyidir dolap sahipliği.
Dolap molap derken yazıyı bitirdim. Bu da yazarın okurlarına bir dolap şakası.
Parklarda o döner dolaba bir kez bindiyseniz dediklerimi anlarsınız. Kendi dolabınızı kendiniz yapar, o rahatlığın içinde yaşama gücü bulursunuz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları