Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tehlikeli ortaklık: Trump-Musk ittifakı

06 Ekim 2024 Pazar

ABD’de seçim kampanyası son ayına girdi. 6 Kasım’a uyandığımızda, umulan o ki sonuç belli olacak. 

Trump’ın ikinci kez başkan seçilmesi halinde, Batı demokrasileri dönüşü çok zor bir geri salınım içine girecek. 

Burun farkıyla önde görülen Demokrat aday Kamala Harris’in kazanması durumunda, Trump -heyhat- her vesileyle belirttiği üzere sonucu tanımayacak. Yenilgiyi bu kez de belli ki gene teslim etmeyecek ve çamura yatacak. 

Kısaca Trump’ı bariz farkla yenmek gerekiyor. 

Ama mevcut yoklamalara bakılırsa bu çok olası görünmüyor.  

ABD seçmenleri bugüne değin, hiç olmadıkları denli bölünmüş ve kutuplaşmış moddalar. 

Ne Trump’ın Harris’in seçmenlerini, ne Harris’in Trump’ın seçmenlerini arkasına alması olası. Taraflar adaylarına kilitli durumda. 

Mücadele kararsızlar üzerinden ilerliyor ve rakipler, kendi mahallelerini en yüksek katılımla sandığa götürmeyi hedefliyorlar.

Ancak Trump’ın elinde bu defa farkı belirleyecek çok eşitsiz bir silah var: Dünyanın bir numaralı zengini, uzay teknolojisi ve sosyal medya patronu Elon Musk’ın desteği!

Musk, Trump’a bir yandan maddi imkân yağdırırken, bir yandan da sahibi olduğu sosyal medya platformu X’te, Cumhuriyetçi adayın “dezenformasyon/post-truth siyaset” değirmenine su taşıyor.  

Bu satırları yazmaya koyulduğum sırada örneğin, Trump ile Musk ilk kez bir mitingde yan yana gelmeye hazırlanıyorlar. Trump’ın temmuzda suikasta uğradığı küçük Butler kentinde Musk ile beraber “ortaklıkları”“teatral” bir çıkışla taçlandırıyor, adeta kutluyorlar.

ŞİŞEDEN ÇIKAN ‘CİN’

Buna “ortaklık” diyorum çünkü Musk, Başkan adayına destek veren herhangi bir iş adamından çok ama çok fazla bir şey. 

Bir defa Trump’ın 4.4 milyar dolarlık mütevazı (!) servetini defalarca katlayan ve 248.5 milyar doları bulan sınırsız bir serveti var. 

Tesla arabalarının, Starlink-Space X uyduları ve uzay istasyonlarının, ilaveten milyonlarca insanın düşüncelerini, kontrolündeki algoritmalarla trafik polisi gibi yönlendiren/yönlendirebilen sosyal platform “X”in sahibi. 

James Bond filmlerinde dünyaya hâkim olmaya çalışan destursuz karakterler gibi tıpkı. 

Bunu, geçen yıl kendisini İtalya’nın sağcı başbakanı Meloni’nin Roma’da düzenlediği Atreju festivalinde gördüğümde daha “2024’ün cinleri” (24 Aralık 2023) başlıklı yazımda yazmıştım. 

O cin işte şimdi şişeden çıktı ve el artırdı.   

Yanında Meloni değil bu kez dünyanın en güçlü ülkesinin liderliğini sil baştan ele geçirmeye çalışan Trump var. 

Geriyatrik Trump’ın yeniden seçilmesi halinde genç ve dinamik Musk, elindeki imkanlarla ABD Başkanını parmağında oynatacak kapasitede. 

Başka hiçbir şey olmasa bütün bunlar, konuşulmayan bir meşruiyet sorunu yaratıyor.

Kazanması halinde Trump üstelik Musk’a bir danışmanlık/bakanlık koltuğu vaat etmişken, çıkacak “çıkar çatışmaları” mevzu edilmiyor. 

SEÇİM GÜVENLİĞİ BELİRSİZ

40 yıllık Franco faşizmi ardından İspanya’ya, demokrasiye geçiş döneminde gittiğimde; “demokratikleşme”nin tanımını bana, “iktidarların barışçı yollardan el değiştirmesi” olarak yapmışlardı. 

İç savaş ve bir dikta rejimi ardından, sosyalistlerin sandıkta hiç arıza çıkmaksızın iktidara barışçı yollarla gelmesi, gelebilmesi; “demokrasinin zaferi ve demokratikleşmenin kanıtı” şeklinde nitelendirilmişti. 

Bu tanımı önümüzdeki ABD seçimlerine şimdi uyarlayacak olursak taban tabana tersine bir gidiş söz konusu. 

2020 yenilgisini hâlâ kabul etmemiş olan ve bu yüzden maceracı kongre baskınına yol açan, yaz başındaki “sus payı” davasında 34 ayrı kalemde suçlu bulunan, rakiplerini her dem şeytanlaştıran, “post-truth, dezenformasyon ve algı yaratma” siyasetinde her yolu mübah gören ve bunlara geçit veren Trump, yeniden güçlü başkan adayı olarak karşımızda. 

Bonus olarak yanında bu kez bir de ruh sağlığı bozuk otistik Musk var. 

Sandığı kıl payı kaybetmesi durumunda sonucu kabul etmeyeceğini önden ilan ediyor. Ve bu da bir veri olarak şimdiden ez cümle içselleştiriliyor.

Öyle olmasa Biden, Beyaz Saray’daki son basın toplantısında yaptığı gibi; “Seçimler özgür ve adil olur olmasına ama barışçıl olacak mı? Ondan emin değilim!” diye konuşur mu?  

2008’de genç Obama’yı internetin “Yes we can/Evet yapabiliriz” sloganı ve imkânları başkan yapmıştı. 

Gelinen noktaya bakın. 

Musk başta olmak üzere, Silicon Valley’nin patronları, bugün iktidar için sandığı gözler önünde çiğnemeye kararlı Trump’ın yanında.   

Demokratların adaylıktan geri püskürtülen Beyaz Saray’daki topal ördek başkanları ise bir ay öncesinden seçim güvenliğini tartışmaya açıyor.   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları