Mesele kolayca varsayılabileceği gibi bir bakanın metresini danışman sıfatıyla atamaya kalkmasıyla sınırlı kalsa iyi...

Mevzu çok daha derin. 

Cuma akşamı Çizme’de mevcut yönetimin en iddialı isimlerinden biri olan kültür bakanı Gennaro Sangiuliano’nun istifası ile sonuçlanan skandal, Meloni hükümetini Aşil topuğundan vurdu. 

Niye?

Çünkü aşırı sağ ajandaya sahip otoriter eğilimli tüm yönetimler gibi, Meloni hükümetinin de bir “yeni sayfa açma” ve bir “yeni İtalya yaratma” iddiası bulunmaktaydı... 

Bu iddia mucibince II. Dünya Savaşı sonrası döneme damga vuran sol zihniyetli kültürel hegemonyaya son verilecek, sağın kültürel hegemonyası yapılandırılacaktı.     

Uzun lafın kısası “eski İtalya”ya karşı, bir “yeni İtalya” hedeflenmekteydi. 

Bu tarihi iddiasını açıkça ortaya koyan İtalya’nın ilk kadın başbakanı, kültür bakanının istifasına giden saatlerde, İtalya’nın Kardeşleri Partisi’nin (FdI) kodamanlarıyla yaptığı kritik bir toplantıda nitekim bu misyonunun altını çizerek “Biz tarih yazıyoruz!” diyerek konuştu: “Hata yapmak, yanlış adım atmak lüksümüz yok!”

İşte “çapkınlık” derken akla gelebilecek en son isimlerden biri olan tıknaz, kel, bodur ve kocaman yuvarlak gözlüklü Gennaro Sangiuliano, Meloni’nin tam da bu “solun kültür hegemonyasına son vermek” ihtirasıyla kültür bakanlığına yerleştirdiği kişiydi. 

Ancak iddianın çapı ile kişisel kapasitesi birebir tezat arz eden Sangiuliano, bakanlık koltuğunda oturduğu sürece sürekli gaflarıyla öne çıktı. 

“ERKEĞİM VE BAKANIM”

Ülkenin en prestijli edebiyat ödülü Strega jürisinde yer almasına karşın, oylanan kitapların hiçbirini okumadığı-misal- ortaya çıktı. 

Bir başka kitap etkinliği olayında yaptığı konuşmada da, keşifler döneminin ismi Kristof Kolomb ile ünlü astronom ve fizikçi Galileo’nun yaşadığı dönemleri mesela karıştırdı ve “Kolomb, Galileo’nun kuramlarından yararlanarak dünyanın çevresini dönmek istedi” dedi. 

Akabinde sosyal medya tabii “Nasıl ya? Galileo, Kolomb’dan 60 yıl sonra dünyaya gelmemiş miydi?” sorusuyla karıştı. 

Herhangi bir ülkenin bakanı olsa neyse de... İtalyan bakan, İtalyan rönesansının başına ve sonuna damga vuran isimlerin sırasını ve süreçleri karıştırıyor!

Ardından çıkıp, “Solun kültürel hegemonyasını al aşağı etmekten” dem vuruyor.  

Amma velakin Gennaro Sangiuliano’yu son kertede koltuğundan eden bu polemikler olmadı. 

Ağustos sonunda birden bire bakanın adı, akla hayale gelmeyecek bir aşk bağlantısıyla manşetlere çıktı. 

62 yaşındaki bakan, kendinden 20 yaş küçük sarışın, uzun boylu ve gösterişli Maria Rosaria Boccia isimli bir genç influencer ile gönül ilişkisine girmişti. 

Eşi, ilişkiyi öğrendiğinde; bakan “sevgilisiyle” irtibatını ani biçimde kesmek zorunda kalmış, genç influencer’a vaat ettiği “danışmanlık” görevi de suya düşmüştü. 

Tam hedefe ulaşmak üzereyken yüzüstü bırakılmaya öfkelenen 2. kadın, sapan gibi kullandığı sosyal medya hesabıyla bakanın ve İtalyan siyasetinin-moda tabirle- “içinden geçti”.  

Maria Rosaria Instagram’ından, kendisine vaat edilen “büyük etkinlikler danışmanlığını”(!) faş etmek amacıyla bakana önce bir sözde “teşekkür” yayımladı.

Bakanlık devreye girip de, “böyle bir danışmanlık yoktur” açıklaması yapınca bu kez terk edilen metres, her gün sosyal medya hesabına yeni bir ifşaat, yeni bir açıklama ve bakan ile bakanlığa yönelik yeni bir yalanlama koydu.

Sangiuliano ile birlikte yaptıkları tüm geziler, katıldıkları tüm yemekler, açılışlar ve etkinlikleri fotoğrafları, belgeleri ile bir bir yayımlamaya koyuldu.

“Bunca belgeyi neden biriktirdiği” sorusunun karşılığı olarak ta, bakanın kendisine “Seni nasılsa kale alan olmaz. Ben hem erkeğim, hem bakanım!” dediğini söyledi. “Bu dokümantasyonu, gerçeği ortaya çıkarmak ve kendimi korumaya almak için tutmak zorunda kaldım” diyerek konuştu.

TÜRK DİZİSİ KIVAMINDA

Hem kel, hem fodul... 

Sosyal medyayla iç içe yaşayan bugünün bir genç kadınına kalkıp, “Sen kadınsın, sana kim inanır?” demek akıl işi mi?  

Meloni sağının kültürel bagajı bu işte. Ve kurulmak istenen “kültürel hegemonya” da bu. 

İtalya’yı karıştıran skandal Meloni’nin siyasi sınıfına ayna tuttu. 

Elly Schlein başta, muhalefet liderleri koro halinde, kültür bakanlığını babasının çifliği gibi kullanan güç sarhoşu bakanın istifasını istedi. 

“Muhalefet medyası ve muhalefet partileri istedi diye bakanımın üstünü çizmem” diye hafta boyunca direten Meloni, her gün yeni bir bombayla gündeme düşen Maria Rosaria Boccia’nın yaylım ateşi karşısında pes ettiği için sonunda bakandan desteği çekti. 

İki yıllık post-faşist hükümet böylece ilk kurbanını vermiş oluyor. 

Ancak konu tam olarak kapanmış değil. 

Maria Rosaria’nın intikamının nerelere uzanacağı ve heybesinde daha neler olduğunu kimse bilmiyor. 

İtalyan basını öyle ki skandalın yüksek drama potansiyelini, Berlusconi kanallarında yayımlanan Türk dizilerine benzetiyor. Varın hesap edin.