Faşizm tabusu yıkıldı

23 Haziran 2024 Pazar

Fransız pop müziğinin ikonu Françoise Hardy’nin cenazesi…

Mekân: Yılmaz Güney, Ahmet Kaya’nın gömülü olduğu ünlü Père-Lachaise mezarlığının kilisesi. 

Kilisenin etrafını ellerinde kırmızı güller, kalpler, ’60 lı-’70’li yılların ikon şarkıcısının posterlerini tutan, hayranları çevirmiş.

‘68 kuşağından gelen hayranlar, protokol kordonu altına alınmış, ünlüler geçidi gibi kiliseye giren VİP’leri izliyor. 

Birden bir gürültü kopuyor. 

Bir limuzinden Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un jilet gibi siyahları çekmiş eşi Brigitte Macron iniyor. 

Elinde mini-siyah Dior bir çanta. Ayağında son moda kalın topuklu çizmeler.  

First lady’nin kilise merdivenlerine yönelmesiyle bir yuhalama ve ıslık sesi yükseliyor. Ortalık inliyor.  

Hemen arkadan eski manken eşi Carla Bruni ile el ele eski Cumhurbaşkanlarından Sarkozy yürüyor. Sarkozy’yi alkışlıyorlar. 

Fransa’nın dramatik seçim kampanyasını ve içinde bulunduğu siyasi ruh halini özetleyen bir ortam. 

ASIL BEYİN BRIGITTE

Brigitte Macron, 9 Haziran Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri ardından, bir monark edasıyla parlamentoyu azledip baskın seçim kararı alan Başkan’a duyulan tepki ve öfkenin diyetini ödüyor. 

Analistler “yaptım oldu”cu Macron’un, her zamanki gibi, bu şok kararında da karısı Brigitte Macron’un etkisinde kaldığını, öfkenin bu sebeple doğrudan “first lady”ye yöneldiğini iddia ediyorlar.

Bir pop yıldızının cenazesinde bile ortamın bu kerte gerilmesinin nedeni bu. 

Sarkozy’nin aldığı alkışlara gelince.. 

Chirac’tan bu yana hemen her Cumhurbaşkanlığı seçiminde karabasan gibi adaylığını koyan baba-kız Le Pen’lere “çeyrek yüzyıldır” uygulanan bir siyasi karantina var: sağ-sol “demokratik Cumhuriyet yandaşlarını” bir araya getiren ortak cephe duvarı..

Jean Marie Le Pen’le yarışan Chirac örneğin, Cumhurbaşkanlığını 2002 yılında bu sayede yüzde 82 gibi göz kamaştırıcı bir zaferle almıştı. 

O dönem adına Ulusal Cephe/Front National denen partiye liderlik eden (baba!) Le Pen ise Cumhuriyetçi cephe karşısında ancak yüzde 18 toplayabilmişti.   

2017 Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonra Macron’un karşısına, faşist babanın kızı Marine Le Pen çıktı. 

Macron yüzde 66 ile başkan seçilirken kerime Le Pen, babasının yüzde 18’de bıraktığı oyları 34’e çıkarttı. 

Ve sonra 2022 seçimleri geldi. 

İkinci kez Başkan seçilen Macron’un oy oranı bu defa 7 puan gerileyerek yüzde 58’e indi. Le Pen’in pastası ise yüzde 42’lere tırmandı! 

Faşistler/neofaşistlerin oylarında başka deyişle çeyrek yüzyıldır istikrarlı bir artış var. Bu artışa karşın, cumhuriyet cephesini koruyanlar, şimdiye değin gene de Le Pen’i durduran aşılmaz duvarı yükseltebilmişler.

2024 Avrupa’sının yeniliği bu duvar/barajın yıkılmış olması. 

CUMHURİYETÇİLERİN GÜÇ KAYBI

Artık böyle bir “cumhuriyetçi cephe” güvencesi yok. 

Aşırı sağın yıldızı her seçimde yükselirken, Cumhuriyetçiler aralarında fire veriyor ve bölünüyorlar. 

Macron’a öfke, Fransa’da şimdiye kadar işlev gören bu barajın tamirine izin vermeksizin, “oldu bitti” ile ülkeyi seçime götürmesinden kaynaklanıyor. 

Sarkozy’nin alkışlanmasının nedeni ise artık nefret edilen Macron’a cephe alması ve tabanın desteğiyle partisi içinde Le Pen’cilerle flörtleşen Cumhuriyetçiler’i, “Büyük hata!” diyerek uyarması…

Gerek Sarkozy, gerek eski Başkan’lardan François Hollande, Le Pen’e karşı (biri muhafazakar Cumhuriyetçi kamptan, diğeri Fransız solunun lideri Mélenchon’un Ulusal Cephe listesinden doğrudan adaylığını koymak suretiyle) bu mücadeleye destek veriyor. 

Ancak tepeden oluşturulan bu destek ve ittifakların tabanda eski karşılıkları yok. Taban başka bir yerde. Başka zihin coğrafyalarında. Tüm sorun bu. 

Baskın seçim için alelacele yapılan yoklamalar, Hollande’ın destek verdiği Halk Cephesi’nin, 1. parti çıkması beklenen Le Pen’in “Ulusal Birlik”i ardından 2. sıraya oturmasını ve Macron’un merkezinin de yüzde 20’lerde kalarak 3. sıraya gerilemesini öngörüyor. 

AP seçimlerinin gösterdiği üzere, II. Dünya Savaşı’ndan beri büyük Avrupa demokrasilerini ayakta tutan tüm merkez sol ve merkez sağ güçlerin cümlesi krizde. 

Göç, Ukrayna savaşının belirsizlikleri, satın alma gücünün düşüşü, orta sınıfın budanması gibi somut sorunlar, “antifaşizm söylemlerini” geri plana attı ve etkisizleştirdi. 

Bunun canlı örneğini, Meloni sağı ile yönetilen Çizme’de görüyoruz. 

AP seçimleri öncesinde tam… Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri/Fratelli d’Italia (FdI) partisinin gençlik kollarının iç yüzünü ifşalayan bir video ortaya çıktı.

FdI’nin gençlik kollarına gizli kamerayla sızan gazeteciler; gençlerin birbirlerini “Yaşasın Duçe/Viva il Duce” ve Hitler’in “Sieg Heil” selamıyla selamladığını, “Bizden anti-faşist olmamız bekleniyor. Niye olalım? Biz faşistiz!” misali söylemlerde bulunduklarını belgeledi. 

Sonuç? Birkaç muhalif kanal dışında konuyu mesele eden çıkmadı. İktidar partisi skandal belgeseli, sessizlikle karşıladı. Kamuoyu beri tarafa baktı ve Meloni AP sınavından “en büyük parti lideri” olarak çıktı. 

Zeitgeist değişti. 

Fransa’nın ay sonundaki parlamento seçimleri zamanın ruhunu ölçmek açısından, her zamandan daha önemli.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Demokrasilerde son perde 30 Haziran 2024
Faşizm tabusu yıkıldı 23 Haziran 2024
Erdoğan'ın G-7 oteli… 16 Haziran 2024

Günün Köşe Yazıları