Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP’ye Renzi Modeli Uyar mı?

06 Eylül 2014 Cumartesi

Son yirmi yılı “solun krizi” ve bunun iktidardaki karşılığı olan yoz Berlusconi hükümetleri ile geçiren İtalya; Avrupa’nın en genç, başarılı liderlerinden Matteo Renzi ile yeniden umudu keşfediyor.
Yaz başındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde merkez sola, mucizevi oy patlamasıyla tarihi (yüzde 42’lik) zafer yaşatan Demokrat Parti/Partito Democratico (PD) lideri, henüz yolun çok başında.
Ancak hem çok kısa sürede sağladığı bu olağanüstü zafer, hem ilk günden yaşama geçirdiği programının yenilikleriyle İtalyan merkez solunun yıllar sonra “umudu” hatırlamasını sağladı.

Karşıtlık yerine ‘reform politikası’
“Umut vaat eden” Renzi programının içeriği nedir?
Hemen ilk sırada siyasetin “gençleşmesi”, “dişileşmesi” var.
Aralıkta PD’nin lideri ve 2014 başında da Çizme’nin başbakanı olan Renzi; parti kadrolarını yüzde 50 oranıyla yerleştirdiği gençler, kadınlarla yeniledi; ardından kabinede koltukların yarısını -savunma ve dışişleri bakanlığı dahil olmak üzere!- kadınlara verdi.
“Renzi’nin yenilikleri” bununla bitmiyor.
Avrupa soluna yeni soluk getiren merkez sol lider, başkanlığını yaptığı altı aylık hükümette eğitim, araştırma-inovasyon, teknoloji, çevre konularına siyasi öncelik verdi.

İşsizlikle mücadele öncelik
İşsizlik, özellikle gençler arasında çok yaygın işsizlikle mücadeleyi, en ön sıraya aldı.
Berlusconi yıllarında sürekli saldırı altında bulunan ve keyfi icraatlarla delik deşik/ altüst edilen yargıyı geçmiş standartlarına kavuşturacak bir dizi reform da öngören Renzi; belli gelir grubu altındaki işçilere vergi indirimi uyguluyor ve sanayi politikalarını gözden geçiriyor.
Kendinden önceki merkez sol liderlerin 20 yıl süresince sonuç alamadığı kalıplaşmış “Berlusconi karşıtlığı” üzerinden politika üretmek yerine, yeni merkez sol Başbakan, “reformlara” konsantre olmayı yeğliyor.
İtalyan solunda böylelikle sadece bir lider değişikliği değil, aynı zamanda temel bir yöntem ve bakış değişikliği gerçekleşmiş oluyor.

‘Önseçim’le yenilenme hızlanıyor
Çeyrek asırdır arayıştaki İtalyan merkez solu bu Renzi toparlanmasına nasıl ulaştı derseniz…
Bu dönemde çeşitli liderlerin rahlesinden geçen İtalyan solu (Prodi, D’Alema, Veltroni, Franceschini, Bersani, Epifani) nihayet Renzi’de bir ortak referans/buluşma noktası bulmuş gibi…
Bu ortak buluşmanın oluşmasında, Renzi’nin, 2007’den bu yana devreye giren “önseçim uygulamasında” göz dolduran zafer sağlamasının rolü büyük.
2012 önseçiminde partiyi o sırada yönetmekte olan eski tüfeklerden Bersani karşısında yüzde 40’la yenilen; ancak 2013 genel seçiminde düş kırıklığı yarattığı için koltuğunu bırakmak zorunda kalan selefinin yerini, yıl sonunda tekrarlanan 2. önseçimde yüzde 68 oyla fetheden Renzi, çok büyük ölçüde bu “önseçim dinamiğinin” eseri.

Ezber bozuluyor
Liderleri seçmek için tabanın doğrudan oy kullandığı “önseçim” mekanizması olmasa, büyük olasılıkla Bersani bir süre daha koltuğuna yapışıp kalmayı deneyebilir, Floransa belediye başkanlığından gelen Renzi’nin liderliği ise “henüz daha çok genç ve tecrübesiz” ezberiyle süresiz ertelenebilirdi.
“Önseçim”, tepedeki lider kadrosunun yenilenmesini kuşkusuz hızlandırmış oldu ve ezber bozdu.
Yalnız bu değil.
Lider ve lidercik adayları, hizip ve fraksiyonlar, komünist kökenli “gelenekçi sol” ve “yenilikçiler” arasında sürekli bölünen ve kavga yaşayan; yapısal sorunlar yerine “onun bunun ekibi” itişmelerine tanık olan, bununla zaman, enerji kaybeden bir partide, önseçim.. tüm bu şemaları yıkan “tabanı” araya sokmak suretiyle bloke olmuş olan alternatiflerin önünü açıyor.
Çoğu defa bir yere varamayan kimlik ve liderlik tartışmaları, “önseçim”le aşılıyor.

Yabancılaşmaya merhem…
En önemlisi, üst üste yaşanan başarısızlıklardan ötürü “yabancılaşma” ve küskünlük içine giren seçmenlerin ilgisi partiye tekrar kazandırılıyor. Yenilgiyi fark etmeyen/görmek istemeyen eski usul liderler karşısında, tabana inisiyatif kazandırılıyor.
İnsanlar, “Partiyi yaşatma mücadelesinde benim de karınca kararınca payım olsun!” duygusuyla aktif biçimde önseçime katılmak için motive oluyorlar.
Renzi’nin yüzde 68 aldığı son önseçimde, 2 milyon seçmenin oy kullanması, bu aktif katılımcılığın somut örneği.
Son yıllara değin üye kaybı yaşayan PD’yi hasta yatağından kaldıran bir mekanizma olduğu için, İtalyan merkez solunun partisine bu yüzden hatta “önseçimler partisi” diyenler de var.
CHP’nin yenilenme sürecinin -heyhat!- dünkü ve bugünkü kurultayla sonuçlanmayacağı açık.
İtalya’nın Renzi ile umut vaat eden bu dinamik “önseçimli yenilenme” örneğinin, Türkiye için geçerli bir model olup olamayacağı da gelecek yazıya.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları