Acı bir haftayı geride bıraktık. 13 şehidimize Allah’tan rahmet, tüm yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Şehitlerimizin kan bağı olan yakınları vardır, yürek bağı olan yakınları vardır. O, 83 milyondur.

Bütün çabamız iç barışı tam, yurttaşların can güvenliği ve hukuk güvenliği sorununun olmadığı, dünya ile bağları uluslararası kurumlar zemininde rayına oturtmuş bir Türkiye için...

İktidarların da başlıca görevi ve sorumluluğu bu. Elbet bugünkü iktidar da böyle bir Türkiye ister. Ne var ki bütün bunların önüne kendi iktidarının bekasını koyuyor.

Mesele burada...

***

AKP iktidara geldiğinde Türkiye’nin terörle mücadelesi ciddi bir ivme kazanmış, terör örgütünün eylemleri sıfırlanma noktasına gelmişti.

Bugün sadece PKK değil, Irak ve Suriye’deki Türkiye’ye yönelik hedefleri olan örgütleri dikkate aldığımızda iki elin parmaklarına ulaşan terör yelpazesi ile karşı karşıyayız.

Bu noktaya gelişin nedenlerini yıllardır yazıyoruz, söylüyoruz. Bu noktadan sonrası için gördüklerimizi paylaşalım...

Türkiye terörle mücadelede ciddi başarılar elde ediyor, bundan sonra da eder. Gerek güvenlik güçlerinin mücadeleyi kişisel onur yapacak kadar içselleştirmesi gerekse yurttaşların ülke bütünlüğüne bakışı bunda büyük etken. Dünyanın hiçbir ülkesinde terörle mücadele ortamında aileler çocuklarını düğünle askere göndermez!

Türkiye “terörizmle” mücadelede başarılı değil.

Bu biraz da sineklerle bataklık gibi...

Çekiçle sinek ezilmez...

Bu mücadelede çekicin kullanılacağı yer ayrıdır.

Terörizmle mücadelenin olmazsa olmaz iki zemini vardır:

Uluslararası dayanışma, ülkedeki siyasal ve toplumsal bütünlük. Bunlar olmazsa mücadele altı boş kovaya su doldurmak gibi olur.

Gara’da yaşananlardan sonra dünyaya “hadi bakalım, kınayın terörü de insanlığınızı görelim” gibi bir narayla da bu iş olmaz. Kimi ülkeler var ki “hadi kına” deyince, “kına”yı sürmedik yer bırakmaz.

Bu mücadelede dağ başındaki en iyi eğitim almış komando neyse, pek çok ülkedeki büyükelçi odur. İşin bu yanını AKP iktidarı anlamadı, anlamak istemedi. Bugün 8 önemli başkentin büyükelçisi dışişleri deneyimi hiç olmamış, eski AKP milletvekili!

Pek çok ülke terör örgütü ile Türkiye’yi eşit kefeye koyma densizliğindeyse, önce onlara haddini bildirmek sonra da dönüp sormak gerekir:

Nasıl oldu da Türkiye bu konuma geldi?

***

İktidarın bu konuda muhalefeti bilgilendirme adımı ne olursa olsun olumludur.

Ancak bunu yaparken partinizin kongreleri devam ediyorsa...

O kongrelerde muhalefetle terör örgütlerini bir tutuyorsanız...

Şehit anasını parti kongresine telefonla bağlayıp, buradan “siyasi bir faaliyet” olarak başsağlığı diliyorsanız...

Sorarlar:

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!

AKP, böyle bir olaydan sonra bile siyaset devşiriyor.

AKP, ekonomiden dış politikaya hiçbir alanda halka anlatabilecek bir başarı elde edemeyince “terörle mücadelede” başarı elde edip, bunu çoğaltmak istedi.

Erdoğan’ın diliyle “başarılamadı.”

Gara operasyonu, terörle mücadele sürecinde gargaraya getirilecek bir durum değil. Her ülkede böyle bir olayın başarısı ve başarısızlığı konuşulur. Masaya yatırılır.

AKP dengeyi kurmuş:

Başarılar iktidarın, başarısızlıklar muhalefetin...