Tek milletin çeşitli parçaları!

26 Eylül 2023 Salı

Erdoğan’ın 12 Eylül 2023’te Ulucanlar Cezaevi’nde düzenlenen “1982 yerine 2023 anayasası” başlıklı sempozyumdaki tarifinin çok yorum kaldıracağı aşikârdı. Dedi ki: 

“Milletin çeşitliliğini yansıtacak bir anayasa...” 

Biz de hemen ertesinde sormuştuk: 

“Tek millet, tek devlet diyordunuz, şimdi milletin çeşitliliğini yansıtacak bir anayasa diyorsunuz. Biz çeşitli tek millet miyiz?” 

Bu tarifin arkasından ne gelecek derken geçen hafta iktidara bağlılığı tartışmasız bir grup gazeteciden videolu paylaşım geldi. Türkiye’de sığınmacılara yönelik ırkçı tutumu kınayan gazetecilerden birkaçı söze şöyle giriyor: 

- Türk olduğunu iddia eden... 

Irkçılığa karşı olduklarını söylerken ırkçılık yapmak diye buna denir! 

Öyle anlaşılıyor ki buradan yola çıkarak bir yerlere varmak istiyorlar...

***

Erdoğan’ın “milletin çeşitliliğinden” sonra 16 gazetecinin Türkçe-Arapça çeşitli cümleleri art arda dizerek çektiği video, bu konudan daha çok çekeceğimizin olduğunu gösteriyor. 

Bu topraklardaki insanları karşı karşıya getirmek için denenmedik yöntem kalmadı. Türk-Kürt denendi... Alevi-Sünni denendi... Sağ-sol denendi... Laik-antilaik denendi... Bütün bu denemelere karşın Türkiye’de birlikte yaşama kültürünü yok edemediler. 

Görünen o ki bunların dışında yeni bir “arayış” var. 

Kim ne derse desin, kökü bu topraklarda olan hiç kimse kimseyi ötekileştiriyor. Zaman zaman karşı karşıya gelmeler olsa bile bunu kendi içinde eritiyor. 

Şimdi sığınmacılar üzerinden çatallı fay hatları oluşturuluyor. 16 gazeteci sığınmacıların kimliğini Müslümanlıkla özdeşleştirip, onlara yönelik bir eleştiriyi ya da kimsenin kabul etmeyeceği bir davranışı doğrudan Müslümanlığa yönelik bir saldırı olarak tanımlıyor. Bunları Arapça dile getirip Türkçe altyazıyla video hazırlanıyor. Sanki Arapça herkesin ortak anlaştığı dil, bir de kendisinin Türk olduğunu iddia eden bir grup var, onlar da Türkçe konuşuyor. Anlasınlar diye de Türkçe altyazı konuluyor. Arada lütfedip Türkçe konuşanlar da var! 

Sığınmacıların asli vatandaş sayılıp, olası bir iç gerilimin parçası yapıldığı bir yöne doğru gidiyoruz. Bunun ne tür çatışmalara neden olacağını görmemek için iktidarda olmak gerekir! 

***

Suriyeliler konusunun ucunun nerelere dayanabileceğini yıllardır yazan, söyleyen bir gazeteci olarak sık dile getirdiğimiz bir cümle var: 

Bir gün Suriye’nin sorunları bitecek ama Türkiye’nin Suriyeliler sorunu bitmeyecek! 

Nitekim Suriye uluslararası alanda da kabul görmeye başladı. Esad geçen hafta Çin Devlet Başkanı Şi ile görüştü. Çin’in, Suriye’nin imarı için devrede olacağı açıklandı. Esad Bey, Erdoğan’la görüşmeyi de şarta bağladı. Yoksa görüşmem diyor! Neredeeen nereye! 

Konuyu dağıtmayalım, iktidarın bir yöntemi de şu: 

Sorunu çözmek için daha büyük sorun üretmek! 

Daha büyük sorun üretilince, çözülmesi gereken sorun zaten ikincil kalıyor!

 Sığınmacılar üzerinden böyle bir şey denemenin geri dönülemez sonuçları olabilir. Konuyu anayasa değişikliğine oturtup, “milletin çeşitliliği” diyorsanız buna açıklık getirmeniz gerekir. Ağzınızdaki baklayı şimdi çıkarmayıp zamana yayıyorsanız, bu da kabul edilebilir bir şey değil. Toplumda dalgalanmalara yol açarsınız. 

Memlekette ekonomi bırakmadınız... 

Devlette kurumları altüst ettiniz... 

Toplumun ortak paydalarını darmadağın ettiniz... 

Hiç değilse bu insanların kimliğini rahat bırakın!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

31 Mart başlangıcı! 9 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları