Söylediğin her şey sensin!

03 Ocak 2021 Pazar

Keşke muhalefete laf yetiştireceğine, halka aşı yetiştirseydin...

Keşke senin gibi düşünmeyenlerin açığını arayacağına, bütçe açığına kafa yorsaydın...

Keşke türbanlı kadınları konu mankeni yapacağına, kadın cinayetlerini durdurmak için bir şey yapsaydın...

Keşke her fırsatta komplo teorileri kuracağına, fabrika kursaydın...

Keşke gazetecilerin, aydınların, siyasetçilerin telefonunu dinleyeceğine, sözünü dinleseydin...

Keşke Türkiye’yi krizden krize sokacağına, AB’ye soksaydın...

Keşke ekonomiyi uzmanlık alanı seçeceğine, bürokratları liyakatle seçseydin...

Biliyoruz bunlar seni ırgalayacak şeyler değil ama 2021’e girerken gerçekler konuşulmasın diye her şeyi yapıyorsun...

***  

Aslında halka verebileceğin bir şey de kalmadı; fakirlik, belirsizlik, kaos, gerilim, kutuplaşma, ayrışmadan gayri...

Bunlar gerçeklerin konuşulmasını belki engeller ama gerçekleri örtemez!

Söylediğin her sözün ne anlama geldiğini artık çok iyi biliyoruz...

18 yıl sonra “reform şart” diyorsan…

Anlıyoruz ki ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak için yeni baskı yasaları çıkaracaksın...

Durup durup “özgürlükleri genişleteceğiz” diyorsan...

Anlıyoruz ki yeni sansür kararnameleri çıkaracaksın...

Bütün dünyanın bizi kıskandığını söyledikten sonra “Yabancıların Türkiye’ye ilgisi arttı” diyorsan...

Anlıyoruz ki satacak yeni bir şeyler buldun...

Merkez Bankası’nı herkes bankası yaptın, dolar götürmeyen kalmadı...

Şans oyunlarını bile şansa bırakmadın, piyangonun kime vuracağını sanki senden başka bilen yok...

Yeni yıla girdiğimizi zamlardan anladık... Muaz-zam bir 2021 başlangıcı oldu. 

Asgari ücreti belirlerken çay kaşığı...

Zamları belirlerken dozer kepçesi...

Uzmanlık alanın ekonomide dünyaya örnek bir model yarattın:

Fakirleşerek büyüme!

Zengin besleyen fakir yurttaşlar ülkesiyiz!

Boşuna dememişler, “Mesele fakirlerin karnını doyurmak değil, zenginlerin gözünü doyurmaktır”, diye!

Millet, acaba memlekete çekidüzen verilecek mi beklerken sen çeke düzen vermekle meşgulsün...

Bütün bunların üstüne attığın her adımı senden öncesiyle karşılaştırıp üste çıkmaya çalışıyorsun...

Yarışmaya kalktığın kişi 18 yılda Kurtuluş Savaşı verip yedi düveli yendi, üstüne vur vur yıkılmaz, sat sat tükenmez bir devlet kurdu... Sen sarayında bile düzen kuramadın...

Önce veliahttı damat…

Şimdi oldu mat!

Yere göğe sığmazdı, şimdi nerede olduğunu bilen yok!

***

Günde üç öğün, beş vakit, on seans canlı yayındasın...

Cehaape zihniyeti” diye başlayıp faşizmden dem vururken...

“Bunlar hesap verecek, kaçacak yerleri yok” derken...

“Milletim muhalefete de bir düzen verecek, bunların tümünü kovalayacak” derken...

“Kepazelik bu yaptıkları kepazelik” diye bas bas bağırırken...

Cami avlusu, üniversite kürsüsü dinlemeyip “Şimdi yapılan rezaletleri anlatacağım” diye başlarken...

“Bunlar halktan anlamaz, bunlar halktan kopuk, bunların derdi memleket falan değil, bunlar fesatlıktan başka bir şey düşünmez” diye yakıştırmalar sıralarken...

32 kısım tekmili birden söylediğin her şey seni anlatıyor...

Ama hakkını da yememek lazım...

Ne güzel anlatıyorsun! 

Mevlana, “Testinin içinde ne varsa, dışına o sızar” demiş...

Yunus Emre, “Küpün içinde ne varsa, dışına o sızar” demiş...

Halkımız da atasözüne çevirmiş:

Testinin içinde ne varsa, ağzından o dökülür!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları