24 Haziran 2023’e 280 gün kaldı. Toplumsal seçim takvimi başladı. YSK’nin ilan edeceği takvim Erdoğan-Bahçeli buluşmasını bekliyor. Önümüzdeki aylarda bir gün sabah bu buluşmanın saati açıklanacak. Bir saatlik görüşmenin ardından birlikte kameraların karşısına çıkacaklar, şöyle diyecekler:

- Halkımız seçim istiyor...

O gün, muhalefetin “Seçime hazırız” demekten başka bir cümlesi olmaz. Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı da hukuksal tartışma konusu olur, siyasal tartışma konusu olmaz. Zira bizde seçim süreçleri hukuk, adalet, kurumlar ve kurallar diye değil, “ürkeklik-erkeklik” zemininde konuşulur. 

Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağı dile getirildiğinde verecekleri yanıt belli:

- Reisten korkuyorsunuz!

Sonuç olarak, Erdoğan’ın tartışmalı adaylığı tartışmasız bir biçimde siyasal kabul görür.

***

Erdoğan’ın karşısında Millet İttifakı’nın adayı kim olacak?

Adayı belirleme gücüne en hâkim kişi Kılıçdaroğlu. CHP lideri şu aşamada bu gücü elinde tutmaktan öteye geçmemeye çalışacaktır. 

Adayın kim olacağı tartışmasından önce 6’lı masada şu konunun önde olduğunu düşünüyoruz:

- Cumhurbaşkanlığı makamının çok kapsamlı yetkilerinin büyük bölümünü bencillik etmeden TBMM’ye devredecek aday kim olur?

Bu bağlamda masadaki beş genel başkanın Kılıçdaroğlu’na güveneceğini görüyoruz. Kılıçdaroğlu aday belirleme günü geldiğinde Erdoğan’dan en az 5 puan önde olduğunu düşünmezse adaylık için öne atılmaz.

Aday tartışmaları doğal olarak, “Kiminle kazanılır” sorusuyla birlikte konuşuluyor. 

Matematiksel durum şu:

Türkiye’de her yıl 1 milyon 200 bin yeni seçmen YSK kayıtlarına giriyor. 400 bin kişi de yaşamını yitiriyor. 2023 seçimlerinde 6 milyon seçmen ilk kez oy kullanacak. 2023’te seçmen sayısının 63 milyon civarında olması öngörülüyor. 

Seçmenin en az yüzde 20’sinin 30 yaşın altında olduğu dikkate alınırsa genç seçmen belirleyici olacak.

Bütün kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki gençler değişim istiyor. Oran yüzde 70’in üzerinde. 20 yılını doldurmak üzere olan AKP iktidarının onlara, “Bizden önce şu yoktu”, “Bizden sonra bu geldi” gibi anlatımlarla ulaşması mümkün değil.

Bütün mesele değişimin temsilcisi kim olacak?

Değişim ete kemiğe nasıl bürünecek?

Önemli bir konu da genç seçmenin sandığa gitme oranındaki düşüklük. En çok bu kesim sandığa mesafeli. Pek çok genç, “2023 sandık sonuçlarını bekliyorum” diyor. “2023 seçimlerinde etkimin nasıl olacağını düşünüyorum, bunun için çaba harcıyorum” demiyor. 

Gençleri sandığa çekmek partilerin ayrı bir gündemi olmalı.

Şu aşamada en çok çalışan kişi Erdoğan. Onlarca yerde ertelenen konserlerin her biri gençlere, “Sandığa gidin, bu zihniyeti değiştirin” diyor!

Gördüğümüz o ki sadece gençlerde değil toplumda bir değişim istemi var. 

Bütün mesele değişimi gövdesinden tutup geleceğe taşımak. 

***

Ahhh Sevgili Pekşen...

Dün öğleden sonra çok acı bir haber aldık. 

İlk Silivri duruşmalarında hukukçu kimliği ile tanıdığımız Avukat Haluk Pekşen’i kaybettik. Pekşen, Silivri’de hâkimlere, savcılara, “Bu yaptıklarınızın hesabını vereceksiniz” diye seslenmişti.

Daha sonra CHP Parti Meclisi üyesi ve Trabzon Milletvekili olarak tanıdık kendisini. 

Büyük bir heyecan...

Ödünsüz bir mücadele insanı...

CHP’ye adeta âşık...

Hep daha iyi bir Türkiye için mücadele eden...

Güzel bir insandı.

Son haftalarda yoğun bakımlardan çıktığı gün özel grubumuza şöyle yazmıştı:

“Arkadaşlar, 

Sağlığıma kavuşuyorum. Hemşireler, ‘Biz sizi kurtardık, şimdi siz Türkiye’yi kurtarın’ dedi. Yeniden buluşacağız...”

Yeniden buluşamadık Sevgili Pekşen’le.

Hayallerin bize emanet canım kardeşim!