Sedat Peker’in açıklamalarından sonra ilk soruşturma açıldı! 

Anadolu Ajansı (AA) muhabiri Musab Turan, Peker’in İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ilişkin iddialarını Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a sordu. Hakkında birkaç saat içinde işlem yapıldı. İş sözleşmesi feshedildi, gri pasaportu iptal edildi. AA Genel Müdürü Serdar Karagöz, bu işlemlerin ardından olayın çok yönlü olarak soruşturulacağını duyurdu. 

AA’ya alımların nasıl yapıldığını biliyoruz. İktidara tam bağımlılık esas. Temel ilke şöyle:

“AKP’nin işine yarayan her şey haberdir.”

Bakanlar Varank ve Pakdemirli, AA muhabiri soru sormak isteyince, doğal olarak elde edilen başarılara, kırılan rekorlara ilişkin beklediler. 

Ancak Turan, sosyal medya hesabından da canlı yayına girdiği anda şunları sordu:

- Narkobürokrasi ile ilgili iddialar Türkiye’yi zora soktu mu? Hükümetin buna ilişkin planı var mı?

- 19 yıllık bir toplum hareketi olarak başlayan, milletin teveccühünü kazanan AK Parti, ismi şaibelerle anılan Süleyman Soylu’dan daha mı küçük?

- Soylu, kabine toplantısında savunma yaptı mı? Bu sizi tatmin etti mi?

- Üç buçuk yaşındaki oğlumun yüzüne bakınca bu maskeli balodan dolayı ben utanıyorum. Sizin çocuğunuz yok mu?

***

Türkiye’de uzun zamandır gazeteciler, en tepedeki büyük “şahsım”ın yanı sıra orta ve küçük boy iktidar “şahsım”larına istedikleri gibi soru sorma hakkına sahip değiller. Bir tek Sağlık Bakanı’na sorulabiliyor. Onda da bakan, gerçeklerden çok ne söylemesi gerekiyorsa onu söylediği için sorunun kıymeti olmuyor.

AA muhabirinin yorumlarla bezediği, içine yaşadığı utancı da kattığı soruları, AKP içinde ciddi kutuplaşmalar olduğunu gösteriyor. 

AKP çizgisinden gelmeyen Soylu’nun sorumlu olduğu bakanlığın gücünü de kullanarak oluşturduğu ağırlığın pek çok yere uzandığı, organize suç örgütü lideri Peker’in açıklamalarıyla söylenti olmaktan çıktı. Açıklamaya muhtaç ciddi iddialar, soru işaretleri çengelli duruyor. Zira Peker, gazetecilikteki “5N1K” yöntemini de benimsemiş. Söylediklerini “kim, ne zaman, nerede, nasıl, niçin, ne yaptı” sorularına yanıt verecek şekilde somutlaştırıyor!

Gazetecilerin özgürce soru sorma hakkının mutlak olduğunu vurguladıktan sonra biz de soralım:

AA muhabirinin sorusu, AKP içindeki bir kaynamanın buharı mı?

***

Görünenden anlaşılan o ki, işin görünmeyen yanı çok derin. 

İktidar medyası suskun. Soylu’ya ne destek var ne köstek!

Şahsımrasi sisteminin başı olarak Erdoğan, konunun Soylu boyutu açısından suskun. 

Bu tablo, bir soruyu daha gündeme getiriyor:

Soylu’nun yıprandığı aşikâr. Erdoğan, üzerinde soru işaretleri olan, gücü erozyona uğramış bir Soylu’yu görevde tutarak, onun kendisine daha fazla bağımlı olmasını mı ister yoksa yeni bir yol haritası mı oluşturur?

Her iki olasılık da şahsımrasi rejiminin fıtratında var.

Ortada bir sistem, kurumlar, kurallar diye bir şey kalmadı. Şahsımrasi rejiminin ne dikiş tutması mümkün ne yama. O nedenle iktidara yönelik eleştiriler de anlamını yitiriyor. Çıkış, bu durumu tümüyle reddedip sandıktan yeni bir “3Y” çıkarmakta:

Türkiye’ye yeni bir yön, yeni bir yöntem, yeni bir yönetim gerek!