Müjdat Gezen

Yıllar sonra yine Cumhuriyet

31 Ocak 2022 Pazartesi

Elli yıl önce Abdi Ağabey (İpekçi) “Milliyet’e yaz” dedi. Savaş (Dinçel) karikatürlerimizi çiziyor, vinyet yapıyor ben de sözde mizahi şeyler yazıyordum. Sonra iş büyüdü: “Spor da yaz” dedi. Ben, “Spor mizahi olsun” dedim. 

Birinde; eski zamanların spor spikeri Sait Çelebi aynı zamanda Mithatpaşa Stadı’nın (Şimdiki Vodafon) müdürü imiş… Helaların ampulleri sürekli çalınıyormuş. Bir gün dayanamamış, tuvaletin kapısında beklemiş. Biri içeri girmiş, bir süre sonra içerdeki ışık sönmüş, adam dışarı çıkınca Sait Çelebi: “Üstünü arayacağım” demiş ve adamın cebinde bir ampul yakalamış. “Bu ne ulan” diye sormuş kibarca: “Eve ampul aldım, götüreceğim” demiş. Sait Çelebi: “Bu ekmek mi ulan, fırından sıcak sıcak çıkıyor!” diyerek adamı dışarı atmış... Bunun gibi spor anekdotları anlatıyordum...

Yıllar geçti, ortağım Kandemir Konduk’la birlikte “GÜM”ü kurduk. Güldürü Üretim Merkezi. Güneri Civaoğlu yeni kurulan “Güneş” gazetesinin başındaydı. Mizah sayfası yapmamı istedi. Yaptık. Bir milyon tiraja ulaştı gazete. O çorbadaki tuzumuz iyi ayarlıydı. Erol Simavi: “Artık Hürriyet’te yapacaksınız bunu” dedi. “Güneri’ye ayıp olur Erol Abi” dedim. “Bana bırak” dedi. Yaptık. Çok iyi gitti. Milliyet istedi bizi. Orada salt sayfa yapmadık, bir de ortak mizah gazetesi çıkardık…Yıllar sonra “Sözcü” ve “Cumhuriyet”te yarım sayfam oldu. Biraz boşluk doldurdum… Ama ben gazeteci değilim. Bu işten ekmek yiyen, emek veren, hakkı yenen dostlarımın, ben hakkını yiyemem. Cumhuriyet’e gelirken ilk işim ayrılan arkadaşlarımızla görüşmek oldu. O kadar çok yargılanıyorum ki artık kimseyi yargılamıyorum. Ama her iki tarafı da dinlemeden ve iyi bir orta nokta bulmadan yazamazdım. Sonunda her şey tatlıya bağlanınca, ben de teklifi kabul ettim. “Cumhuriyet’i yaşatmak bir görevdir.” Bu tümceyi salt gazetem için kullanmıyorum. Ama Atatürk’ün kurduğu bir gazeteyi de boş geçmeyi kendime hiç yakıştıramam. Bu gazete sonsuza kadar yaşayacak. Günün birinde teknik o denli ilerleyecek ki gazeteler yerine (şimdilerde de olduğu gibi) ne teknikler çıkacak neler. Ben onları göremeyeceğim ama Cumhuriyete bir borcum var. Bu gazetenin sanat sayfasının arşivlerine bakın. Benim tiyatromla ilgili bir haber bulamazsınız. Hele bu günden sonra hiç bulamazsınız, engellerim. Ben bu gazetede vaktiyle yazarken, kendi paramla ilan vermiş biriyim. Dünyaya bakışım böyle. Şimdi ağız tadıyla hep birlikte yükselteceğiz çıtayı. Tirajımız da yükselecek. CUMOK, Cumhuriyet okurları bu gazeteyi ne zaman yarı yolda bıraktılar ki?.. Onlar ilkeli insanlardır. Yalnız yolculuk yapmayı sevmem. Yola çıkarken Celal Ülgen gibi ve… Neyse sürprizleri sonraya bırakalım daha iyi… Köşemin ve sayfamın başlığına gelince... Neden “Bal”?.. Hemen söyleyeyim. Yazılarımla “Bal”ın hiçbir ilgisi yok. Sadece ağız tadıyla başlayalım istedim. Yıllar sonra da olsa yine Cumhuriyet ailesi ile olmak güzel. Biraz dertlidir ama zoru severim. Hoş buluştuk. Hoşça zaman geçireceğimizi umuyorum. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Süalp Tansan 18 Kasım 2024
Baylan günleri 11 Kasım 2024
Açık açık söyle 4 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları