Müjdat Gezen

Siz yaptınız

23 Eylül 2024 Pazartesi

Birkaç yıl önce Metin Akpınar’la ben cumhurbaşkanına hakaretten yargılanmıştık ya. Hatta bize “sanatçı müsveddeleri” falan gibi seviyeli laflar etmişti ya... O zaman yazdığım aşağıdaki yazımı buldum. “Çocukluğumu Bindirdim Tramvaya, O Gitti Ben Kaldım Yaya” kitabımda yayımlamışım. Bir daha aldım sizin için... 

Cumhurbaşkanına hakaretten yargılanıyoruz ya. Yeni bir evrak bulmuş avukatım Celal Ülgen. Metin’le beni ihbar eden adam ayrıca bizim avukatımız olarak görünüyor. Yeni bir adli skandal. Bir savcı telefon etti bunun üzerine. “Bunu siz mi yaptınız?” dedi. Ben de “Hayır, siz yaptınız” dedim... Picasso’nun “Kanlı Pazar” resmi çok ünlüdür. İspanya İç Savaşı’nda diktatör Franco’nun pisliklerini anlatır. Bir general bu resim sergisini gezerken bu resmin önünde duruyor ve oradaki Picasso’ya soruyor: “Bunu siz mi yaptınız?” Picasso yanıt veriyor: “Hayır, siz yaptınız.” Sağ ol Picasso. Bak senin resimlerin milyarlar ediyor hâlâ ve ne Franco var ortada ne de o zamanki siyasi yöneticiler. Dünya böyledir. Sanatçı gitse de sanatı onu yaşatır. Bu sistem, bu hukuk, bu yönetim gidecek. 

UTANMA

Kuraklık oldu mu köylerde yağmur duasına çıkılırdı. Diyanet İşleri bir şey yayımladı. Cuma günü bütün camilerde yağmur duası yapıldı. Ne var ki meteoroloji son dört gündür “Cumadan itibaren tüm ülkede yağışlar bekleniyor” demişti. Hepimizin mobil telefonlarının hava raporunda bu bilgi var. Diyanet bu raporu haber alır almaz cuma hutbesine yağmur duası koydu. Tamam, biz salağız, böyle şeyleri anlamıyoruz. Yani günlerdir meteorolojinin yayımladığı haberden haberimiz yok. Aslında dua edilecek bir ton şey var. Elektrik duası. Adalet duası. Ekonomi duası. Eğitim duası. İşsizlik duası. Dolar düşsün duası... Daha sayayım mı? 

KANADI KIRIK BİR MARTIYI/ DENİZE DÜŞMÜŞ BİR KİRPİYİ/ ASFALTA ÇIKMIŞ KAPLUMBAĞAYI/ KURTARDIN MI HİÇ?/ KURTAR BENCE İNSAN BÖYLE İNSAN OLUR/ KENDİNDEN GAYRILARI DA/ SEVİNCE. 

TESTİ MESELESİ

Kristal bir vazo düşünün. Yere düşüyor ve kırılıyor. Siz bunu itinayla yapıştırmak için çaba gösteriyorsunuz. Dünyanın en etkili yapıştırıcılarını bulup kullanıyorsunuz. Ama o vazo bir türlü eskisi gibi olamıyor... Ben bunu birini kırdığım zaman düşünmüştüm. Acaba gönlünü nasıl alabilirim diye çırpındım durdum. Sonra baktım olmuyor, özür diledim... Ama asıl yapılması gereken Nasrettin Hoca’nın testi meselesidir. 

Hoca oğlunun eline testiyi vermiş ve çeşmeden su doldurmasını istemiş. Çocuk tam çeşmeye hareket edecekken hoca oğlana bir tokat atmış. Karısı, “Neden vurdun şimdi durup dururken oğlana” diye sormuş. Hoca, “Çeşmeye su doldurmaya gidiyor. Ya testiyi kırarsa?” demiş. Karısı, “E o zaman vururdun” deyince Hoca: “Testiyi kırdıktan sonra ne önemi kalır hatun” demiş. 

Kırdıklarım varsa beni bağışlasınlar. Bütün hayatını, insanları mutlu etmek üzerine kurmuş birinin insan kırması çok fenadır. 

***

Ukrayna’nın küçücük bir kentinde kaldırıma yapıştırılmış bir kareli kod var. Cep telefonunuzla ona yaklaşıp bakıyorsunuz ve o size kentteki müzeleri ve hangi yoldan oraya ulaşacağınızı söylüyor. Ukrayna. Daha kaç yıl oluyor ki sosyalist bloktan ayrılalı? Bir tabela var duvarda. İki genç öpüşüyor. O sokağa gelip o noktada öpüşmek için buluşan gençler var. Ukrayna. Küçücük bir ülke. Biz koskocaman bir ülkeyiz. Hadi bir sokağa böyle bir tabela as da göreyim gününü. Uygarlık başka bir şey. Üzülüyoruz ama biz böyleyiz. Gittikçe gerileyen ülkelerin başını çekiyoruz. Biz, Hindistan’dan sonra Asya’da ikinci, dünyada dördüncü sıradayız... Ne denir ki? 

Atatürk diyor ki: Birbirimize daima gerçeği söyleyeceğiz. Felaket ya da mutluluk getirsin, iyi ya da kötü olsun, daima gerçekten ayrılmayacağız. 

Notum: Atatürk ta o günden bu günü görmüş.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Süalp Tansan 18 Kasım 2024
Baylan günleri 11 Kasım 2024
Açık açık söyle 4 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları