Müjdat Gezen

Maaş

14 Şubat 2022 Pazartesi

- Maaşınızı dolarla mı alıyorsunuz?

- Evet abi.

- Nasıl evet? 

- Maaşımı dolarla alıyorum, evet abim efendim.

- Ne doları?

- Kenya doları. Ne doları olabilir amca? Amerikan Doları. Benjamin Franklin’in yüzü var hani yüzlüklerde. Hani demiş ya: “Para her şeyi yapar diyen, para için her şeyi yapar.”

- Ayda kaç dolar kazanıyorsunuz bu durumda?

- İki yüz doksan dolar aylığım var, abicim.

- İyi para!

- Tabii, ayrıca yeşil. Mübarek renk, bayılırım, amca. 

- Harcamalarınız yine dolar üzerinden mi oluyor?

- Gayet tabii. Mesela az önce Murat 124 arabama dokuz dolarlık benzin aldım, araba uçuyor. 

- Murat 124 mü?

- Ekonomiktir, elden geçirdim, fazla benzin de yakmıyor. İşten eve rahatlıkla gidip gelebiliyorum dokuz dolara. Dolar olduğu için doluyor, boşalıyor, dolar çünkü. 

- Diğer giderleriniz?

- Kiram var, seksen dolar ayda.

- Çok güzel. 

- Sizden iyi olmasın dayı. 

- Yiyecek masraflarınız için ne harcıyorsunuz?

- Dolar. 

- Onu kastetmedim. Yani ayda ne gidiyor mutfak için mesela?

- Biz kalabalık aile değiliz. Üç çocuk, karım, ben, kayınvalide, iki de yeğen…

- Yani?

- Yani maaşı alır almaz toptan alıyoruz biz. Çürüyen sebzelerimiz oluyor arada bir, ama onu da fakir fukara gelip bizim çöpten alıyor zaten. Yani o iki yüz doksan dolarla birçok insan doyabiliyor, çok şükür, amca-abi. 

- Biz de bunu istiyoruz vatandaşlarımızdan, onlar mutlu olsun bize yetiyor. 

- Allah razı olsun, baba. 

- Yani bu aldığınız dolar, benim hesabıma göre tam da asgari ücrete tekabül ediyor. 

- Etsin, benim için bir mahsuru yok abicim. 

- Tam bir vatanseversiniz siz. 

- Siz de tam bir dolarseversiniz efendim.  

- Hoşçakalın. 

- Asıl siz hoşçakalın, kalabilirseniz. 

ESİNLENMELER 

“- Rica ederim kardeşim çek ellerini boğazımdan. Yoksa ben de senin gibi sinirlenip kötü şeyler yapabilirim. Ofelya’yı seviyordum. Kırk bin kardeş sevgisi bir araya gelse benimki kadar etmez. Sen onun uğrunda neyi göze alabilirsin söylesene? Çiğ timsah mı yersin, okyanusları mı içersin? Hepsini ben de yapacağım. Dağlardan mı dem vuruyorsun? Yığsınlar Ossa Dağı’nın bütün toprağını üzerimize… Eğer lafı ağız kalabalığına dökeceksen, görüyorsun ki bu konuda senin kadar ustayım… Ofelya’yı seviyordum…” 

Gırgıriye’yi yazarken Shakespeare’in “Romeo Jüliet”inden esinlenmiştim. Yukarıda da Hamlet’in ünlü mezarlık tiradını yazdım. Hamlet’in sevgilisi Ofelya nehirde boğularak ölür. Ağabeyi Leartes bunun nedeni olarak Hamlet’i suçlu bulur. Ofelya gömülürken ikisi de oradadır. Leartes, öfkeyle Hamlet’in boğazına sarılır…

Ben bu oyunu da günümüze adapte etsem o tiradı şöyle yazmayı denerim: 

- Rica ederim kardeşim çek ellerini boğazımdan, dilimden, ağzımdan. Yoksa ben de senin gibi sinirli biri olup “Alaaddin’in Sinirli Lambası” gibi yanar sönerim. Demokrasiyi seviyorum. Kırk bin tane sen  gelsen benim sevgimin yerini tutamaz. Çünkü demokrasi böyle bir şey değildir. Onun için çek ellerini üzerimizden… 

Ne güzel eserdir Hamlet…

Kral bir türlü tahtını bırakmak istemez. 

“Çürümüş bir şey var Danimarka tahtında.”

"YALAN ÇOK UCUZ BİR ŞEYDİR AMA BAZEN ÇOK PAHALIYA MAL OLABİLİR. "



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ottoman 21 Ekim 2024
Dümbüllü 14 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları